Genç işsizliği her geçen gün artıyor!
Temel işgücü istatistiklerine göre geçen yılın ekim ayından bu yana azalan genç işsizliği, tekrar artmaya başladı.
Milliyet gazetesinin haberine göre; ayrıca, işsizlikte artış trendine paralel, genç işsizliği de yükseliyor. Önümüzdeki dönemde de üniversiteden yeni mezun gençlerin işgücüne girmesiyle genç işsizliği bir miktar daha artabilir.
Ayrıca, ekonomisi için yeniden gündeme gelen yavaşlama, jeopolitik riskler ve Irak'la ihracattaki azalmalar nedeniyle Türkiye ekonomisindeki büyümenin yavaşlayacağı da açık. Dolayısıyla, mevcut işleri korumak ve yeni işler yaratmak biraz daha zor olacak.
EN GENÇ NÜFUS BİZDE
üyeleri ve aday ülkelerde 2013 yılı itibariyle genç nüfusun toplam nüfus içindeki payının en yüksek olduğu ülke, yüzde 16.6 ile Türkiye. Türkiye'yi, Güney Kıbrıs, İzlanda, Makedonya, Karadağ ve Litvanya izliyor. Buna karşılık, genç nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler, İtalya, İspanya, Slovenya ve Yunanistan. Slovenya dışındaki üç ülkede yaşayan gençler, Avrupa'nın en kötü kabusunu görüyor.
Başka bir ifadeyle, Yunanistan, İtalya ve İspanya, AB ülkeleri içinde genç işsizliği oranının en yüksek olduğu ülkeler. Bu ülkelerde, neredeyse iki gençten biri işsiz.
verilerine göre ise, küresel düzeyde yaklaşık 75 milyon işsiz genç bulunuyor. Dahası, 220 milyondan fazla gencin kayıtdışı ekonomi içinde hayatta kalma mücadelesi veriyor ve aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Genç insanlar, yetişkinlere oranla, ortalama olarak, 3 kat daha fazla işsizlik riski ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu oran, bazı bölgelerde 4 ya da 5 kata bile çıkıyor. Pek çok gencin ise işgücü piyasası ile herhangi bir ilişkisi yok.
KAYIP NESİL OLMASIN
Gençlerin işgücü piyasasında yaşamış olduğu kriz, çok boyutlu bir kriz. Pek çok genç özellikle de işgücü piyasasında daha dezavantajlı durumda olan genç kadınlar eğitimlerini tamamladıktan sonra işgücü piyasasına geçişte yoğun stres hissediyor.
Yaygın ve kalıcı işsizlik veya eksik istihdamın genişlemesi, niteliksel donanımına uygun işlerde çalışamama gibi problemler, gençlerin kendilerini umutsuz ve çaresiz hissetmelerine yol açıyor. Mevcut veriler, son yıllarda ruh sağlığına ilişkin sorunların gençler arasında daha yaygın hale geldiğini ortaya koyuyor. Örneğin pek çok ülkesinde her dört gençten biri söz konusu sorunlarla yüz yüze geliyor. Özellikle ağır ruhsal sıkıntılar yaşayan gençlerin istihdam edilme olasılıkları azalıyor. Bu sebeple, yaşıtlarına oranla inaktif olma ihtimalleri de artıyor. Yarınlarımızın güvencesi gençlerimizin bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı olması için yapılan her bir yatırım, aslında geleceğimize yatırım yapmak anlamına geliyor. Aksi taktirde, gerçekten kayıp bir nesille karşı karşıya kalabiliriz.
TÜRKİYE'DE DURUM NİSPETEN DAHA İYİ
Türkiye işgücü piyasasındaki durum, ilk bakışta Yunanistan, İtalya veya İspanya'daki kadar iç karartıcı olmamakla birlikte çok boyutlu bir yapı arz ediyor. TÜİK tarafından yayınlanan son hanehalkı işgücü anketi sonuçlarına göre; Mayıs 2014 itibariyle Türkiye'de 15- 24 yaş grubunda 11 milyon 711 bin genç var. Bunların 4 milyon 840 bini işgücüne katılıyor. Yani, 15-24 yaş grubundaki her on gençten 4'ü işgücünde. 4 milyon 73 bini istihdamda yer alırken; ne yazık ki 767 bini iş aradığı halde bulamıyor. Genç işsizliği oranı yüzde 18.9. Bu oran, genel işsizlik oranının neredeyse iki katı. TÜİK'in gençlik araştırmalarına göre; Türkiye'deki gençlerin yüzde 65'inin mutlu, yüzde 84'ünün de gelecekten umutlu oldukları görülüyor.