BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
YAZARLAR

Gizli işsizliğe dikkat!

Memur adaylarını devlet memurluğuna adım attıktan sonra onları bekleyen büyük bir sorun var!

Bünyamin Esen
Bünyamin Esen[email protected]

Memurluk birçok kişinin edinmek istediği bir meslek. Ancak bu aşamadan sonra bazıları meslek hayatı boyunca yükselmek ancak hiç çalışmamak istiyor. Hiç çalışmadan para kazanmak devlete zarar veriyor.

Ülkemizde son on yılda memuriyete ilgi oldukça arttı. Üniversite mezunu gençlerin yoğun bir şekilde sınavlara hazırlandığını, özellikle kariyer meslek memurluklarına girmek için uğraştığını görüyoruz.

ÖMÜR BOYU İŞ VE MESLEK GARANTİSİ

Bunda KPSS sistemi ile memuriyete giriş şartlarının daha adil hale getirilmesi olduğu gibi kariyer meslek olarak anılan (A) grubu memur kadrolarına sık sık yüksek miktarda alım yapılması da etkili.

Gençlerin özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde memuriyetin sağladığı ömür boyu iş ve meslek garantisini de önemsediğinin altını çizmek gerek. Nedeni ne olursa olsun memuriyete yüksek bir ilgi olduğu aşikâr...

 KARİYER MESLEKLERE GİRİŞ KRİTERLERİ

Bilindiği üzere kariyer meslekler olarak adlandırılan (A) grubu memurluklar müfettiş, denetmen, uzman, kontrolör, denetçi gibi kadrolardan yada hakim, savcı, kaymakam gibi özel kadrolardan oluşuyor.

Bu kadrolara KPSS ile puan aldıktan sonra çalışacağınız kurumun açtığı yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olduktan sonra girebiliyorsunuz.

Keza bu kadrolarda normal memuriyet süreci dışında (yani normal aday memurluk ve asalet süreci haricinde) özel deneme yöntemleri de uygulanıyor. Yardımcı olarak girilen kadrolarda üç yıla kadar eğitim aldıktan sonra yetki ve yeterlik sınavlarını vererek çalışmaya devam edebiliyorsunuz… Yani kariyer mesleklere giriş olduğu kadar meslekte ilerlemek de zor ve meşakkatli…

 DURMADAN SINAVLARA GİREN GENÇLER

Genç kuşağın kariyer meslek memurluklara ilgisi güzel. Ancak ortada benim “kariyer meslek avcılığı” olarak adlandırdığım bir sorun da var. KPSS puanı alan gençler normal olarak birçok kurum sınavına başvuruyor, defalarca sınavlara hazırlanıyor, uzun meşakkatli günler geçiriyor.

Hadi bu normal, kişinin başka hedefleri olabilir, bunlar için çalışabilir. Normal olmayan şey şu ki, gençler arasında bir tatminsizlik, sürekli daha iyisini arayış, bir telaş içerisinde sürekli ama sürekli yeni sınavlara hazırlanma eğilimi var. Bir kurumda memuriyete girdikten sonra dahi daha iyisi için uğraşan, sürekli kurum değiştiren gençler görüyoruz. Adeta “kariyer meslek sınavına girmek” profesyonel bir uğraş, bir hobi halini almış durumda!

KAPAĞI BİR YERE ATMA MANTIĞI

Bunun bir uç örneğini vereyim:

İki genç konuşuyor kendi aralarında: “Abi, falanca kurumun müfettişliğine gireceğim, süpermiş abi, iş çok az yapıyorlar, maaş yüksek. Hem de tam ağalık, herkes önünü ilikliyor seni görünce, kapına kahve geliyor, tir tir titriyorlar senden. Abi oraya bir kapağı atsam, oh ne rahat ederim, emekliliğe kadar yatış…”

 BU ÜÇ ÖRNEK ÇOK ÜZÜCÜ

KPSS’ye girip ilk yüzlere, binlere giren kişiler; yani kendi kuşağının en zekisi, en parlağı olan gençler bir kariyer ve titr aşkı içerisinde koşturuyor…

Dahası siyaset bilimi literatüründe “bürokratik oligarşi” olarak bilinen ayrıcalıklı sınıfların içerisine girmek, bir nevi KPSS neslinin sınıf atlama ideolojisi haline gelmiş durumda…

Üstelik bu uç bir örnek değil. Sürekli ama sürekli kurum sınavlarını takip eden, böylesi “yükte hafif pahada ağır” kadroların peşinden koşan onbinler, yüzbinler var…

ÜLKEME NASIL HİZMET EDERİM?

Dahası amaçlanan şey “ülkeme başka bir kadroda daha iyi hizmet ederim” değil!

Amaçlanan şey “ben bu mesleği sevmedim, ömür boyu yapmak istediğim şey bu değil, ben ülkeme faydalı olmak için şu mesleği yapmak istiyorum, öyle üretken olabilirim” de değil!

 Çok maaş alıp az iş yaparak (hatta mümkünse hiç iş yapmayarak) otuz yıl sonunda emekli olmayı hedefliyor gençler…Yani kendi neslinin en zeki beyinlerinin ideali gizli işsiz olmak! Yanlış okumadınız, GİZLİ İŞSİZ!

Ülkesine, milletine, insanlığa bir katkı sunmadan, bir taşın üzerine taş koymadan, suya sabuna dokunmadan, gerçekten bir insani üretim gerçekleştirmeden yıllar geçirip emekli olmak hedeflenen şey…

Gerçekten hazin…İşte benim “kariyer meslek ideolojisi” dediğim şey tam da bu…

BU SİSTEM DEVLET ZARARINA!

Dahası bu devlete de ciddi zararlar getiriyor. Zira bu mantalite gizli işsizler ordusu yaratıyor devlette… Bir kurumun müfettiş yardımcılığına giren biri aylarca hatta yıllarca devletten maaş alıyor ama kurumunda hiç iş yapmıyor, işyerinde KPSS sınavına hazırlanıyor boyuna…

Yetmiyor, devlet bu gibi kişileri yüksek maliyetler ile eğitiyor, tecrübe kazandırıyor… Tam eğitilmişken, tam mevzuatı öğrenmişken, tam değer üretecek ve tam devlet o kişiden mahsul alacakken, hoop bakıyorsunuz başka kuruma geçmiş. Bizzat dört-beş kurum değiştiren, bunu kariyer edinmiş kişiler tanıyorum...

 KATMA DEĞER ÜRETEN İNSAN OLMAK

Unutulan şey biraz da şu: Kişinin değeri oturduğu koltuktan yâda kendisine verilen unvandan değil kendisinden gelmeli. Unutulan şey, insanın oturduğu koltuğa değer katması gerektiği Unutulan şey, yaşamın anlamının üretmek olduğu, tüketmek değil…

Unutulan şey, Çanakkale savaşında 1915’te yüzbinlerce pırıl pırıl idadi veya mülkiye mezunu gencin vatanı için canını vermek için cepheye koştuğu… Üstelik o dönemlerde mülkiyet mezunu gençler direkt kaymakam oluyorken…

Çanakkalede oturacağı kolduğu değil vatanını düşünerek canını veren o gençler nerede bugünkü “az iş çok maaş” peşinde koşan gençler nerede… Yazık, çok yazık doğrusu… Hem ülkemiz için hem insanlık için yazık… 

---

Kıssadan Hisse

“Başarılı bir insan olmaya çalışmayın, değerli bir insan olmaya bakın.”

— Albert EINSTEIN

---

Sorularınız için:

Yazarın önceki yazıları için:

Yazarın yazı arşivi için:

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'a aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

Yorumlar 4 Yorum