BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
YAZARLAR

Gurbetçi eski memurlara önemli bir emeklilik uyarısı

Sosyal Güvenlik Uzmanımız Şevket Tezel gurbetçi eski memur vatandaşlarımıza önemli uyarılarda bulundu.

Şevket Tezel
Şevket Tezel[email protected]

Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması olan ülkelerde çalışanlar şayet kesin dönüş yapmışlarsa Türkiye’den iki şekilde emekli olabiliyorlar. Biri yurtdışı borçlanmasıyla ki emeklilik için gerekli gün sayısı kadar borçlanma yapıp bedelini ödediklerinde normal emekli olmaları biçiminde cereyan ediyor. Diğeri ise borçlanma yapıp bir bedel ödemeden sadece Türkiye’de daha önce geçmiş olan çalışmaları oranında aylık bağlatabiliyorlar ki buna yurtdışı kısmi aylığı deniyor.

Sözgelimi Türkiye’de 1953 doğumlu, 1981 yılında başlayan 3 yıl fiili çalışması olan bir SSK’lı Almanya’da da 23 yıl çalışmış ve Türkiye’ye dönmüş olsun. Bu erkek gurbetçi dilerse 5 bin 300 güne yetecek kadar yurtdışı borçlanması yapıp emekli olabilir veya borçlanma yapmadan 26 yıl çalışan emsaline bağlanacak aylığın 3/26’sını alarak kısmi aylık sahibi olabilir. Bu kısmi aylığın ileride borçlanma yapılarak tam aylığa yükseltilmesi mümkün bulunuyor.

Özellikle yaş sorunu nedeniyle normal emekliliği için yaşı bekleyenler başta olmak üzere Türkiye’ye geldiklerinde yurtdışı kısmi aylığı bağlattıklarında bu aylığı bilahare tam aylığa yükseltmede sorun yaşıyorlar. Mesela, bu örnekteki kişi tam aylık almak için 7 yıllık borçlanma yaparak 3 bin 600 günden emekli olup normal aylık almak istediğinde bu defa 5 bin 75 güne tamamlaması isteniyor, aksi halde aylığı tam aylığa yükseltilmiyor.

Zamanı önemli

Keza Türkiye’de en az 15 yıllık memuriyetten sonra sözleşmeli bir ülkeye gidip orada 20 yıl çalışan müstafi memur döndüğünde şayet 61 yaşı gelmeden kısmi aylık bağlatmışsa aynı sorunu yaşıyor. Üstelik memuriyetten normal emeklilikte en az 25 yıl (9000 gün) gerektiğinden bahisle örnekten hareketle 15/35 oranında bağlanan kısmi aylığın tam aylığa dönüştürülmesi için en az 10 yıllık yurtdışı borçlanması yapması isteniyor. “61 yaş ve 15 yılım var, Emekli Sandığı’ndan yaştan emeklilik şartlarına sahibim” diyerek iddia etmek de kâr etmiyor.

Kısmi aylık bağlatmayan diğer kişi yaştan emekli olurken kısmi aylık bağlatan 61 yaş ve 5400 günle Emekli Sandığı’ndan emekli olamıyor. Kısacası SGK yaşlılık aylığı için başvuru tarihi itibariyle değil, ilk defa kısmi aylığın bağlandığı tarih itibariyle değerlendirme yapmakta diretiyor. Mamafih bu durumun yargı yoluyla çözümü olsa da gurbetçilerden özellikle “Mahkeme ile uğraşmak istemiyorum” diyenlerinin kısmi aylık bağlatırken iki kere düşünmelerinde, dahası hem SSK, hem Bağ-Kur, hem de Emekli Sandığı mevzuatına hâkim gerçek bir sosyal güvenlik uzmanına danışmalarında kendileri açısından yarar bulunuyor.

Danıştay ne diyor?

Danıştay 11. Dairesi bu konudaki kararlarında; 3201 sayılı Kanunda, kısmi aylığın tam aylığa dönüştürülürken borçlanılacak hizmet süresinin tespitinde, kısmi aylığın bağlandığı tarihteki hükümlerin uygulanacağı yolunda bir düzenleme bulunmadığını, buna karşın 3201 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 14. maddesinin son fıkrasında; "Aylık bağlanması için gerekli şartların tespitinde, sigortalılık süresi aranmaksızın ilk aylık tarihindeki veya ölüm tarihindeki mevzuat uygulanır." kuralına yer verilmek suretiyle tam aylık talebinde bulunulan tarih yerine, çok önce bağlanmış olan kısmi aylık (ilk aylık) tarihi esas alınarak borçlanılacak hizmet süresinin tespitinin öngörülmüş olmasının dayandığı yasa hükümlerine aykırı olduğunu vurguluyor.

Söz konusu kararda;

"3201 sayılı Yasanın 9. maddesinde, kısmî aylık bağlanmış olanların talep ettikleri takdirde borçlarını tamamen ödemeleri şartıyla kısmî aylıklarının tam aylığa çevrileceği kurala bağlanmış olup, talepte bulunma bakımından zaman kısıtlaması içermeyen ve borcunu tamamen ödeme dışında bir koşula yer verilmeyen bu yasal düzenlemede yer almayan koşulların düzenleyici idari işlemlerle yürürlüğe konulamayacağı konusunda duraksamaya yer yoktur. Anayasanın 124. maddesi uyarınca kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere yürürlüğe konulan yönetmelikler hiç bir yasa hükmüne aykırı kural içeremeyeceklerinden ve dayanağı olan Yasa hükümlerine aykırı bulunduğu anlaşılan söz konusu Yönetmelik hükmünün iptal edilmemiş olması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulû Kanunu'nun 7. maddesinin 4. bendi uyarınca bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel teşkil etmeyeceğinden, anılan Yönetmelik hükmüne göre tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuki uyarlık bulunmadığına" hükmediyor.

Yargıtay’ın görüşü

Yargıtay’ın da bu konudaki yaklaşımı benzer, örneğin Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin  SSK’lı ve Bağ-Kur’lular için kısmi aylığın bağlandığı tarih değil de başvuru tarihi itibariyle değerlendirme yapılmasını öngören kararları bulunuyor.

Yorumlar