Gurbetçi eski memurlara önemli bir emeklilik uyarısı
Sosyal Güvenlik Uzmanımız Şevket Tezel gurbetçi eski memur vatandaşlarımıza önemli uyarılarda bulundu.
Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması olan ülkelerde çalışanlar
şayet kesin dönüş yapmışlarsa Türkiye’den iki şekilde emekli
olabiliyorlar. Biri yurtdışı borçlanmasıyla ki emeklilik için
gerekli gün sayısı kadar borçlanma yapıp bedelini ödediklerinde
normal emekli olmaları biçiminde cereyan ediyor. Diğeri ise
borçlanma yapıp bir bedel ödemeden sadece Türkiye’de daha önce
geçmiş olan çalışmaları oranında aylık bağlatabiliyorlar ki buna
yurtdışı kısmi aylığı deniyor.
Sözgelimi Türkiye’de 1953 doğumlu, 1981 yılında başlayan 3 yıl
fiili çalışması olan bir SSK’lı Almanya’da da 23 yıl çalışmış ve
Türkiye’ye dönmüş olsun. Bu erkek gurbetçi dilerse 5 bin 300 güne
yetecek kadar yurtdışı borçlanması yapıp emekli olabilir veya
borçlanma yapmadan 26 yıl çalışan emsaline bağlanacak aylığın
3/26’sını alarak kısmi aylık sahibi olabilir. Bu kısmi aylığın
ileride borçlanma yapılarak tam aylığa yükseltilmesi mümkün
bulunuyor.
Özellikle yaş sorunu nedeniyle normal emekliliği için yaşı
bekleyenler başta olmak üzere Türkiye’ye geldiklerinde yurtdışı
kısmi aylığı bağlattıklarında bu aylığı bilahare tam aylığa
yükseltmede sorun yaşıyorlar. Mesela, bu örnekteki kişi tam aylık
almak için 7 yıllık borçlanma yaparak 3 bin 600 günden emekli olup
normal aylık almak istediğinde bu defa 5 bin 75 güne tamamlaması
isteniyor, aksi halde aylığı tam aylığa yükseltilmiyor.
Zamanı önemli
Keza Türkiye’de en az 15 yıllık memuriyetten sonra sözleşmeli bir
ülkeye gidip orada 20 yıl çalışan müstafi memur döndüğünde şayet 61
yaşı gelmeden kısmi aylık bağlatmışsa aynı sorunu yaşıyor. Üstelik
memuriyetten normal emeklilikte en az 25 yıl (9000 gün)
gerektiğinden bahisle örnekten hareketle 15/35 oranında bağlanan
kısmi aylığın tam aylığa dönüştürülmesi için en az 10 yıllık
yurtdışı borçlanması yapması isteniyor. “61 yaş ve 15 yılım var,
Emekli Sandığı’ndan yaştan emeklilik şartlarına sahibim” diyerek
iddia etmek de kâr etmiyor.
Kısmi aylık bağlatmayan diğer kişi yaştan emekli olurken kısmi
aylık bağlatan 61 yaş ve 5400 günle Emekli Sandığı’ndan emekli
olamıyor. Kısacası SGK yaşlılık aylığı için başvuru tarihi
itibariyle değil, ilk defa kısmi aylığın bağlandığı tarih
itibariyle değerlendirme yapmakta diretiyor. Mamafih bu durumun
yargı yoluyla çözümü olsa da gurbetçilerden özellikle “Mahkeme ile
uğraşmak istemiyorum” diyenlerinin kısmi aylık bağlatırken iki kere
düşünmelerinde, dahası hem SSK, hem Bağ-Kur, hem de Emekli Sandığı
mevzuatına hâkim gerçek bir sosyal güvenlik uzmanına danışmalarında
kendileri açısından yarar bulunuyor.
Danıştay ne diyor?
Danıştay 11. Dairesi bu konudaki kararlarında; 3201 sayılı Kanunda,
kısmi aylığın tam aylığa dönüştürülürken borçlanılacak hizmet
süresinin tespitinde, kısmi aylığın bağlandığı tarihteki hükümlerin
uygulanacağı yolunda bir düzenleme bulunmadığını, buna karşın 3201
sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 14. maddesinin son
fıkrasında; "Aylık bağlanması için gerekli şartların tespitinde,
sigortalılık süresi aranmaksızın ilk aylık tarihindeki veya ölüm
tarihindeki mevzuat uygulanır." kuralına yer verilmek suretiyle tam
aylık talebinde bulunulan tarih yerine, çok önce bağlanmış olan
kısmi aylık (ilk aylık) tarihi esas alınarak borçlanılacak hizmet
süresinin tespitinin öngörülmüş olmasının dayandığı yasa
hükümlerine aykırı olduğunu vurguluyor.
Söz konusu kararda;
"3201 sayılı Yasanın 9. maddesinde, kısmî aylık bağlanmış
olanların talep ettikleri takdirde borçlarını tamamen ödemeleri
şartıyla kısmî aylıklarının tam aylığa çevrileceği kurala bağlanmış
olup, talepte bulunma bakımından zaman kısıtlaması içermeyen ve
borcunu tamamen ödeme dışında bir koşula yer verilmeyen bu yasal
düzenlemede yer almayan koşulların düzenleyici idari işlemlerle
yürürlüğe konulamayacağı konusunda duraksamaya yer yoktur.
Anayasanın 124. maddesi uyarınca kanunların ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak üzere yürürlüğe konulan yönetmelikler hiç
bir yasa hükmüne aykırı kural içeremeyeceklerinden ve dayanağı olan
Yasa hükümlerine aykırı bulunduğu anlaşılan söz konusu Yönetmelik
hükmünün iptal edilmemiş olması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulû
Kanunu'nun 7. maddesinin 4. bendi uyarınca bu düzenlemeye dayalı
işlemin iptaline engel teşkil etmeyeceğinden, anılan Yönetmelik
hükmüne göre tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuki
uyarlık bulunmadığına" hükmediyor.
Yargıtay’ın görüşü
Yargıtay’ın da bu konudaki yaklaşımı benzer, örneğin Yargıtay 10.
Hukuk Dairesinin SSK’lı ve Bağ-Kur’lular için kısmi aylığın
bağlandığı tarih değil de başvuru tarihi itibariyle değerlendirme
yapılmasını öngören kararları bulunuyor.