IMF'den ülkelere çalışan kadın uyarısı!
Uluslararası Para Fonu (IMF), dünyada birçok ülkede kadınların iş hayatından uzak tutmak için yasa bulunduğunu ve bu yasaların ülkelerin ekonomilerine zarar verdiğini açıkladı.
Kadınların iş gücü piyasalarında eşitliğine dönük düzenlemelerin, dünya için insani ve ekonomik anlamda gerçek vaadleri bulunduğunun altını çizen Lagarde, "Ne yazık ki, bu vaad görmezden geliniyor ve potansiyelinden yararlanılamıyor" dedi.
Lagarde, "Kadınlara Eşit Çalışma Fırsatları İçin Eşit Yasalar" başlıklı yazısında, çok sayıda ülkede, çok sayıda yasal sınırlamanın kadınların ekonomik olarak etkin olmalarını ve çalışmalarını engellediğine dikkat çekerek, IMF ekonomistlerinin, bu konuda nelerin yapılabileceğine ilişkin bir rapor hazırladıklarını belirtti.
ÇOK SAYIDA CİNSİYET TEMELLİ RESMİ KISITLAMA BULUNUYOR
Son yıllardaki bazı olumlu gelişmelere karşın, ülkelerin yüzde 90’ında en az bir tane, birçoğunda da çok sayıda cinsiyet temelli resmi kısıtlamaların bulunduğuna dikkat çeken Lagarde, "Bunlar, kadınların çalışmak için kocalarından izin almalarını gerektirenlerden, kadınların bazı mesleklere katılımlarının engellenmesine kadar birçok düzenlemeyi içeriyor. Diğerleri, kadınların mal edinmelerini, miras haklarını ya da borçlanmalarını yasaklıyor" dedi.
IMF ekonomistleri tarafından hazırlanan raporun, yasal kısıtlamalar ile kadınların işgücü piyasasına katılımları arasında güçlü ilişkiler bulduğuna dikkat çeken Lagarde, bu alanda eşitlikçi yönde yasal düzenleme yapan ülkelerde, kadınların işgücüne katılımında beş yıl içinde 5 puanlık artış görüldüğünü vurguladı. Lagarde, bu konuda Peru’da yaşanan gelişmelerin önemli örnek oluşturduğunu belirtti.
Kadınların işgücüne katılım oranlarında büyük farklılıklar olduğunu vurgulayan Lagarde, "Küresel düzeyde kadınlarda işgücüne katılım oranı yüzde 40 olmasına karşın, bu oran Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 21’de kalıyor. Buna karşılık Güney Asya, Pasifik ülkeleri ve Sahara Altı Afrika’da yüzde 63’ü buluyor" dedi.
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNDE TOPLUMSAL VE DİNSEL NORMLAR GÖZÖNÜNDE BULUNDURULMALI
Bölgelere göre büyük farklılık gösteren koşullar nedeniyle, cinsiyet eşitsizliğinde çözümün tek olmadığının altını çizen Lagarde, ülkelerin özel koşulları ve toplumsal ve dinsel normlarını gözönünde bulunduran çok yönlü çözümler üretilmesine gereksinim olduğuna işaret etti.
"Yasal kısıtlamaların kaldırılması kadın işgücünün arzını artırmada çok hızlı sonuç veriyor" diyen Lagarde, kadınları işgücüne katılımlarının artmasının daha yüksek büyüme sağlayacağını vurguladı ve örnek olarak da, kadınların işgücüne katılımlarının artırılmasının ekonomik büyümeyi ABD’de yüzde 5, Japonya’da yüzde 9, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yüzde 12 ve Mısır’da yüzde 34 artırdığına dikkat çekti.
Lagarde, "Çalışmamız aynı zamanda, kadınlar için mal edinme hakları, bir işte çalışma ya da meslek edinme konularında verilen eşitliğin erkek istihdamını da etkilemediğini ortaya koydu; burada bir kazan-kazan çıktısı var" dedi.
KADINLARI KISITLAYAN ÜLKELERDE CİDDİ SONUÇLAR VAR
IMF’nin cinsiyet ayrımcılığı sorununa, daha geniş cinsiyet eşitliğinin ekonomik prizmasından baktığına dikkat çeken Lagarde, "Bu gündeme, tüm üye ülkeler ile 4. Madde Konsültasyonları üzerinden yürüttüğümüz analitik çalışmalar ve düzenli çek-uplar ile destek veriyoruz" dedi ve ekledi:
"Çalışmanın sonuçları, büyüme için yeni kaynaklar bulma gereksinimi olan ülkelerde, örneğin nüfusu hızla yaşlananlarda, kadınların işgücüne katılımını kısıtlayan ülkelerde ciddi sonuçlarının olduğunu gösterdi."
Bu konuda yapılması gereken çok şey olduğunun altını çizen Lagarde, ancak, kadınlar için eşitlik getiren yasal düzenlemeler yapmanın "iyi bir başlangıç" olacağını vurguladı ve "Kadınların ekonomik potansiyellerine tam olarak ulaşmalarını sağlayarak, tüm dünyada büyümeyi hızlandırabilir, refahı artırabilir ve istikrarı pekiştirebiliriz" diye ekledi.