İşte Diyanet-Sen liderlerinin analizi

Sosyoloji ve anket uzmanı Habib Uysal, Diyanet-Sen’le ilgili analizini kaleme aldı. İşte Diyanet-Sen liderlerinin analizi…

Diyanet-Sen sendikalılaşma oranıyla en büyük sendika. Demokratik hak ve mücadeleler konusunda sendikaların olmazsa olmaz olduğu kanısı fazlasıyla rağbet görse de, sendika liderlerinin her ne sebep olursa olsun imamlarına saldırısı yazımıza başlamadan şiddetle kınayacağımız ana hususlardan bir tanesi. Söz konusu Türk Diyanet Vakıf Sen yönetiminin Kırşehir’de imama saldırısını sosyal medya üzerinden öğrenmekle birlikte, din görevlilerine yakışmayan bu tarz şiddet unsuru konuların sendikal düşüncelere zarar  verdiğini belirtmek isterim.

Evet Diyanet-Sen seçim ilanını verdiği günden bu yana  bölgesel çalışmalarını  her iki lider ve bağımsızlar tamamlamış durumda. Artık sayılı günlerin kaldığı genel kurul için geri sayım başladı. Genel Kurul öncesinde her iki lider de vizyon belgelerini açıklayarak yapacakları konuları sıraladılar. Mehmet Bayraktutar’ın  bundan önceki genel kurulda vaat ettiği bütün konuları tek tek yerine getirmesi yeni dönemde cesaretinden şüphe duyulmayacak bir lider portföyü ortaya  koymakta. Bu güne kadar yapacam dediğim her şeyi yaptım, bundan sonra da yaparım cesaretini başarılarında aramak mümkün. Her iki liderin vizyon belgesine baktığımızda  aday olan Mehmet Ali Güldemir’in vizyonunda detaydan uzak, birkaç başlık halinde topladığı hedeflerine bakıldığında delegenin  ve sendikalıların  tedirgin olma olasılığı yüksek. Alınan duyumlarda Türkiye’nin 81 ilini gezen Güldemir ve ekibi vaatler ve yapacakları konusunda  detaylı bir açıklama yapmamış olmaları, insanların beyninde ‘bu kadro gelirse dört yıl boyunca sadece bunları mı yapacak’  sorusunu getiriyor.

Genel başkanlık düzeyinde temsil makamını  koruya bilecek  yaş durumunun özellikle Diyanet alanında daha erken, zamanı var imajı çizilse de, Mehmet Ali Güldemir kurmuş olduğu ekibiyle Diyanet alanında verimli bir 4 yıl yaşatır mı sorusu akılları meşkul ediyor. Güldemir 7 yıl boyunca genel merkez yönetiminde bulunmasından dolayı  yeni bir dönem ifadesinde de çelişkili bir duruş sergiliyor. Özellikle yapılan yorumlamalara bakıldığında özellikle  vekil ve fahrilerin durumu  konusunda birinci dereceden alınan bilgilere bakıldığında ‘Görmez  fahri ve vekillerin durumu ile ilgili son noktayı koydu yapacak bir şey yok’ söylemlerini daha önce kullanmış olması tereddütleri güçlendirmekte. Rotasyon konusunda Mevcut genel başkandan farklı düşündüğünü gördüğümüz Güldemir, Rotasyonu  durdurma sözü verirken, Mehmet Bayraktutar Diyanet İşleri Başkanlığından aldığı sözün önemini tekrar hatırlatarak tamamen durdurma gibi bir durum söz konusu değil, rotasyon konusunda  yeni bir düzenleme yapılacaktır ifadelerinde kararlı duruş sergiliyor. Kararlı duruşunu 15 yıl ve gönüllülük yasasına uygun bir becayiş modeliyle  faaliyete sokmaya çalışan Bayraktutar, tecrübeli bir duruş sergiliyor. Aslında böyle bir karara giderken aynı zamanda  becayişi şart koşması din görevlilerinin elini güçlendireceğe benziyor.

Genel Kurul öncesi yayınlanan vizyon belgesine bakıldığında  Bayraktutar  yayınladığı resimlerde yönetim kuruluyla bir olma mesajı    verirken, Güldemir tek lider modeli üzerinde  durmayı tercih ediyor. Bu konuda delegelerin gözlerinden kaçmayacak bir konu gibi görünüyor.  Genel Merkez yarışında söz konusu liderlerin bölgesel mi, yoksa vizyoner mi oldukları konusunda Bayraktutar her bölgeden bir aday belirlerken, Güldemir iç Anadolu bölgesine ağırlık vererek  üç yardımcısını buradan  seçiyor. Liste konusunda teşkilatın beklentilerini karşılamayan kucaklayıcı bir liste olmaktan uzak olan bu durum Güldemir ve ekibini zorlayacak gibi görünüyor. Diğer taraftan her bölgeden bir yardımcı tercihiyle Türkiye’nin tamamına ulaşmaya çalışan Bayraktutar farklı bir yöntemle delegenin karşısına çıkıyor. Listelere bakıldığında iç Anadolu bölgesinde Güldemir’in listesinde olan üç kişi, Bayraktutar’ın listesinde olan iç Anadolu bölgesinden alan yardımcısının karşısına 3 e 1 bir yarış havası veriyor. İç Anadolu bölgesinden Bayraktutar’ın listesinde olan adayın  ya çok şanslı, ya da şanssız olduğu analizini sizlere bırakıyoruz.

Tabi genel kurul öncesinde bağımsız adayların  da çokluğu listeye alınamayan kişilerin  kendi başlarına şanslarını deneyeceğini gösteriyor. Bu konuda delegenin iki liste arasında kalacağı ve kişi olarak tercih yapmak yerine, listeyi destekleyeceği gelen  bilgiler doğrultusunda. Bu konuyu güçlendiren tezimiz ise, parçalara bölünen bir yönetimin başarısız olacağı düşüncesinin delegelerin ortak düşüncesi.