Marmara Üniversitesi'nde Yeni Medya Sosyolojisi semineri devam ediyor!
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde “Yeni Medya Sosyolojisi” seminerleri devam ediyor. Marmara Stüdyo’da 5.si gerçekleştirilen seminere gazeteci Nadire Mater katıldı.
Seminer öncesi Marmara Medya Merkezi birimlerini ziyaret edip öğrencilerle sohbet eden Mater, onlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi.
Seminer İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Aydoğan Boschele’nin, katılımcı Nadire Mater hakkında verdiği bilgilerle başladı. Üniversitelerde gençlerle olmanın çok önemli olduğunu dile getiren Mater ” Çağrıldığım için çok memnunum, teşekkür ederim. Bugün ne anlatabilirim diye çok düşündüm. Kısaca bir takım şeylerden bahsedeceğim.” dedi.
Medya konusunun hem çekici hem de sıkıcı taraflarının olduğunu düşünen Nadire Mater sözlerine “Bu ülke her gün yeni gündemleriyle bizi boğuyor ama bizi en çok rahatlanan gençlerin varlığı. Kendim Bianet’te yaş ortalamasını çok yükseltsemde, genç arkadaşlarla çalışıyoruz. Şunu düşündüm biz seksen öncesinde ‘emperyalizmin bunalımının en belirleştiği, krizin en derinleştiği şu günlerde’ diye bir klişemiz vardı. Şimdilerde ise ‘medyayla ilgili özellikle ifade özgürlüğü sorunlarının en yoğunlaştığı şu günlerde’ diye başlayan cümleleri kurdukça insanın kendinden sıkılmaması elde değil. Türkiye’de bu klişelerden yola çıkarak öyle düşünüyorum ki gazeteciliğin bu kadar kolay olduğu bir dönem yaşanmamıştı.” şeklinde devam etti.
“Gazeteler köşe yazılarından ibaret”
Açık Radyo’da dinlediği programda hoşuna giden bir fikri öğrencilerle paylaşan Mater, gazetelerin her birinin köşe yazılarından ibaret olduğunu ve Türkiye’de kutuplaşma ve gruplaşmaların yaşandığını dile getirdi. Bağımsız İletişim Ağı kurucularından Mater sözlerine “Şimdi grupları sayarsam 7-8 grup oluyor. Kutup kutup bunlar ve her biri bir köşe yazısı. Hangi yazarı izliyorsan sende o kutupta yer alıyorsun adeta. Bu tabi insanı geren, umudunu çok etkileyen bir durum. Bu ülkede yaşayanların hergün o kadar çok gazete aldığını tabiki düşünemeyiz ama beni rahatlatan yanı şu, internetten özellikle sosyal medyadan herkes bir şekilde hayatında eline basılı olarak almadığı bir gazetede de neler olduğunu öğrenebiliyor. Köşe yazılarını aslında bir yerden kıran, parçalayan bir dünyada var. Bu da işin bizi rahatlatan yönü.” diye ekledi.
Böyle bir medya ortamına ‘Bianet’ parantezi
Pratik olarak 2000 senesinde Bianet’i kurduklarını anlatan Nadire Mater, ” Bianet fikir ve hazırlık olarak 1996 ve 1997′lerde başladı. Esasen bu görüş Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin o dönemki başkanı Yavuz Öner ve Naci Altıntaş arkadaşlarımızın görüşlerini bize iletmesiyle başladı.90′ları hepiniz okuduklarınızdan biliyorsunuzdur. O sıralarda medya ortamına bir şekilde müdahele etmek son derece önemli görülüyordu yine kutuplaşma vardı. Dönemin başbakanı ve sonrasında cumhurbaşkanı Turgut Özal şöyle demişti “İki buçuk gazete bu ülkeye yeter.” Çokta uzak bir görüş değilmiş şimdi iki buçuk değil yedibuçuk yada sekiz. Öyle bir gazete gruplaşması var. Özellikle enerji krizi yaşanıyordu. Bu enerji krizinin ne kadar kriz, ne kadar olmadığı üzerine Elektirik Mühendisleri Odası önemli çalışmalar yapıyordu. Onlar kendilerini duyuramamanın getirdiği öfke ve heyecanla bir şey yapalım ülkenin temel sorunlarıyla ilgili biz de sesimizi duyuralım diye yola çıktılar ve bize geldiler. Biz de tabii ki bakalım dedik. Özetle 2000 yılında yola çıktık. Uzun toplantılar ve görüşmelerden sonra her şeyini birlikte hazırladık. Bianet’i yaptık.” dedi.
Marmara Medya Merkezi'nin haberine göre, İnternetin bilinmesi bir yana daha duyulmadığı bir dönemde ortaya çıkma çabalarının olduğunu vurgulayan Mater konuşmasını ” Şimdi ise 15 yılımız doluyor, 3 Mayıs’ta, Basın Özgürlüğü Günü’nde başlamıştık. Bu 15 yılda bugün geldiğimiz noktada çok sıkıntılı olmakla birlikte başka bir sese, başka bir bakışa, başka bir gazetecilik anlayışına ne kadar ihtiyaç duyulduğunu her geçen gün anlamaya devam ediyoruz. Bianet ve diğer projeler devam ediyor. Eğitimlerimizi son 8 yıldır sadece iletişim fakültelerine yönelik olarak düzenliyoruz. 26-31 Temmuz arasında İstanbul’da olacak. Pek çok üniversiteleri dolaşıyoruz, bunu seviyoruz. Akademinin de katkısıyla haberciliğin tartışılması, habercilikteki yeni anlayışlar, haberciliğe bakışta terminolojilerin tartışılması üzerine epeyce bir katkımızın olduğunu düşünüyoruz.” diye sonlandırdı.
Nadire Mater’in konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularını yanıtladı.Seminer, katılımcı Nadire Mater’e İletişim Fakültesi Dekanı Selma Ulus tarafından teşekkür belgesi verilmesi ve toplu fotoğrafla son buldu.