BIST 9.725
DOLAR 35,21
EURO 36,76
ALTIN 2.964,73
GÜNCEL

Marmaray'da ilk sefer gazetecilerin oldu!

Cumhuriyet'in 90. yıldönümü olan yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla hizmete girecek asrın projesi Marmaray, ilk seferini gazeteciler için yaptı.

Cumhuriyet'in 90. yıldönümü olan yarın hizmete girecek asrın projesi Marmaray ilk seferini gazeteciler için düzenledi. Yeni Şafak ve TVNET Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'ün de aralarında bulunduğu TV ve gazete üst yöneticileri, Marmaray ile Avrupa'dan Anadolu'ya geçti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, denizin 60 metre derinliğinde gazetecilere projesi hakkında birifing verdi.

ZEMİN KAYALAŞTIRILDI

Bakan Yıldırım'ın ardından sözü Proje Kontrol Şefi Zeynep Sindal Buket aldı ve Marmaray ile ilgili deprem, yangın ve su baskını risklerine karşı ne gibi önlemlerin alındığını açıkladı. Büyük şiddetteki depremlere dayanıklığı olması için uzun çalışmalar yapıldığını aktaran Buket, zeminin çimento enjekte edilerek kayalaştırıldığını ifade etti. Buket olası bir doğal felaket durumundaki tüm acil durum senaryolarına önlemler alındığını bildirdi.

SULTAN ABDÜLMECİD HAYAL ETTİ

Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve dünya liderlerinin katılımıyla açılacak olan ve 'Asrın Projesi' diye de adlandırılan Marmaray'ın 153 yıllık uzun ve zorlu bir yapım öyküsü var. İstanbul Boğazı'nın altından geçecek bir demiryolu tüneli ile ilgili ilk düşünce 1860 yılında Sultan Abdülmecid tarafından dile getirildi. İstanbul Boğazı altından geçiş ilk olarak deniz dibi üzerine inşa edilen sütunların üzerine yerleştirilen tünel olarak planlandı. Bu fikir, izleyen dönem içerisinde daha ileri düzeyde değerlendirildi ve 1902 yılında bir tasarım geliştirildi. Bu tasarımda İstanbul Boğazı'nın altında denizin dibine oturtulan bir demiryolu tüneli öngörülüyordu. O zamandan bu yana, çok farklı fikir ve düşünceler denendi ve yeni teknolojiler tasarıma dönüştü.

İLK KAZMA 2004'DE VURULDU

Bu çalışmalar 1998 yılında tamamlandı, 1999 yılında Türkiye ve Japon Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) arasında bir finansman anlaşması imzalandı. Mart 2002'de proje ihale edildi, 2004'te sözleşme imzalanarak Ağustos 2004'te ilk kazma vuruldu. Delme ve batırma tünelleri olmak üzere 13,6 kilometresi yer altında ve deniz altında olacak Marmaray Projesi'nin en önemli aşamalarından biri olan Ayrılıkçeşme-Üsküdar-Kazlıçeşme-Yenikapı arasında delme tünellerin kazılmasına 21 Aralık 2006 tarihinde başlandı.

İKİ KITA ARASI SADECE 4 DAKİKA

Sadece Anadolu ve Avrupa yakalarını değil, bir anlamda, Pekin ile Londra arasını kesintisiz demiryolu hattı ile birleştirecek Marmaray Projesi'nde ilk test sürüşü 4 Ağustos 2013 tarihinde yapıldı. İlk test sürüşünde makinist koltuğunda Başbakan Erdoğan oturdu. Erdoğan, kendi kullandığı trenle İstanbul Boğazı'nın altından Asya yakasından Avrupa yakasına geçti. Türkiye, 150 yıldır beklediği hayaline, binlerce işçi, 1343 teknik uzman ve mühendisin çalışmaları sonucunda Cumhuriyet'in 90. yıldönümünde kavuşacak. Asya ve Avrupa'yı deniz altından demiryolu bağlantısıyla birleştirecek Marmaray, 29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan tarafından açılacak. Marmaray Projesi, üçü yer altında olmak üzere 5 istasyondan oluşuyor. Marmaray'ın ilk istasyonu Ayrılıkçeşme, Kadıköy-Kartal-Kaynarca metro hattıyla entegre olacak. Marmaray'da yolculuk süresi, Gebze ve Halkalı arası 105 dakika, Bostancı ve Bakırköy arası 37 dakika, Söğütlüçeşme ve Yenikapı arası 12 dakika, Üsküdar ve Sirkeci arası 4 dakika olacak. Marmaray'ın tek yönde saatte 75 bin, günde ortalama 1 milyon 200 bin yolcu taşınması hedefleniyor.(Yenişafak)

Türkiye'nin 153 yıllık rüyası Marmaray yarın açılıyor

Türkiye, tarihinin en büyük ve önemli projelerinden Marmaray'ı bekliyor... 1400 metresi denizin altında olan Marmaray ile Asya-Avrupa geçişleri 4 dakikaya inecek. Günde 1 milyondan fazla yolcu taşınacak.

Marmaray teknolojik alt yapısı, ekonomik büyüklüğü, demiryolu ulaşımına kazandıracağı ivme ve daha birçok yenilik bakımından şimdiden tüm dünyanın dikkatini çekmiş durumda. Cumhuriyetin 90'ıncı kuruluş yıldönümü olan yarın, devletin zirvesi ile dünya liderlerinin katılımıyla açılacak olan dev proje, sadece Anadolu ve Avrupa yakalarını değil, bir anlamda, Pekin ile Londra arasını kesintisiz demiryolu hattıyla birleştirecek. Türkiye, 150 yıldır beklediği hayaline yarın kavuşacak. Marmaray'ın ilk istasyonu Ayrılıkçeşme, Kadıköy-Kartal-Kaynarca metro hattıyla entegre olacak. Marmaray, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı'nın yanı sıra İstanbul Metrosu'na da bağlanacak.

SULTAN ABDÜLMECİD 1860'TA PROJELENDİRDİ

Marmaray'ın 153 yıllık zorlu bir yapım öyküsü var. Boğaz'ın altından geçecek demiryolu tüneliyle ilgili ilk düşünce 1860'ta Sultan Abdülmecid tarafından dile getirildi. Sultan Abdülhamid dönemindeyse proje, Fransız, Alman ve İngilizlere hazırlatıldı. O zamandan bu yana farklı fikirler denendi ve yeni teknolojiler tasarıma dönüştü. 1987'de ana hatlarıyla beliren projenin etütleri, 1995'te güncellendi. 1999'da Türkiye ve Japon Uluslararası İşbirliği Bankası arasında anlaşma imzalandı. Ağustos 2004'te ilk kazma vuruldu.

2 KITA ARASI 4 DAKİKA

- Gebze-Halkalı arası 105 dakika.

- Bostancı-Bakırköy arası 37 dakika.

- Söğütlüçeşme-Yenikapı arası 12 dakika.

- Üsküdar-Sirkeci arası 4 dakika.

YENİKAPI'YA 'SANAT PANOSU'

Yenikapı İstasyonu'nda Neolitik Çağ, Bizans ve Osmanlı dönemlerini simgeleyen uygarlık katmanları yer alacak. Ayrıca 4 ve 5'inci yüzyıldan kalma 12 no'lu batığın replikası, sanat panosunda sergilenecek.

TARİHİ ESERLER SERGİLENECEK

Marmaray kazılarında bulunan ve İstanbul tarihini 8 bin 500 yıl geriye götüren tarihi eserler, Arkeopark ve Marmaray Müzesi'nde sergilenecek. İlk İstanbullunun iskeleti ve ayak izleri, Thedesius Limanı, 37 batık gemi, arkeolojik buluntular görülebilecek.

RAKAMLARLA MARMARAY

- 13.6 kilometrelik güzergahtan oluşuyor.

- 3'ü yer altında olmak üzere 5 istasyon var: Ayrılık Çeşmesi, Üsküdar, Yenikapı, Sirkeci ve Kazlıçeşme.

- Biletler 1.95 lira. İstanbulkart geçerli.

- İstanbul'un kent içi ulaşımındaki raylı sistemin payı, Marmaray ve inşaatı devam eden diğer raylı sistemlerin devreye girmesiyle yüzde 8'den yüzde 28'e çıkacak.

- Marmaray kazılarında 35 bin tarihi eser ile 13 batık gemi çıkarıldı.

- Marmaray'la birlikte atmosfere yılda 425 bin ton zehirli gaz karışmayacak. Sistem balıkların üreme ve göç yolları dikkate alınarak yapıldı.(Akşam)

TELEFON geldiğinde İstanbul'un tanınmış restoranlarından birinde yemekteydim.Uzun bir spiritüel yolculuğa çıkmaya hazırlandığım için, bir süredir içki içmiyorum.

Biraz durgundum...

Arayan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dı..

Beni, 29 Ekim günü açılacak Marmaray'ı birlikte gezmeye davet ediyordu.

"Avrupa'yı Asya'ya bağlayan denizin altından geçecektik..."

Dün saat 10.30'da Yenikapı'daki istasyonun girişindeydim.

Heyecanları yüzlerine gülücük olarak yerleşmiş yöneticiler karşıladı bize.

Yaptıkları işten ne kadar gurur duydukları her hallerinden belli oluyordu.

Biraz sonra Bakan Binali Yıldırım geldi...

Her zamanki gibi sakindi... Binali Bey'i ne zaman görsem, bende bıraktığı izlenim şudur:

İçi heyecan dolu bir insan.

Belli ki, bıraksa fırlayıp gidecek.

Ama bir tülü bırakmıyor.

Coşku ile serinkanlılık, yüzünde durmadan savaşan bir ifadeye dönüşüyor.

Gülerken bile tetikte duruyor sanki.

Oysa hakkı. Öyle güzel işler yaptı ki, kahkaha atması gerekir.

Kulağına eğilip bir ricada bulundum.

"Boğaz'ın tam orta yerinde treni durdurabilir misiniz" dedim.

Aynı ifade ile yüzüme baktı ve sordu:

"Dururuz ama neden?"

"İki şey için" dedim ve devam ettim:

"Tren denizin 60 metre altında aniden durduğunda insan ne hisseder, klostrofobiye kapılır mı, panikler mi, onu hissetmek istiyorum".

"İlginç, peki ikincisi?" diye sordu.

"Dua edeceğim" dedim...

Ne diye dua edeceğimi o sormadı, ben de söylemedim.

Denizin 60 metre altında insan ne hissediyor

Manş Tüneli'ni bugüne kadar kaç kere geçtim bilmiyorum.

Hep şunu merak ederdim. Tren tam orta yerinde dursa acaba insan ne hisseder?

Korkar mı, klostrofobiye kapılır mı? Panikler mi?

Yukarıdaki mavi ışık, 1300 metrelik tüp geçişin tam orta yerinde olduğumuzu gösteriyordu.

Boğaz'ın 60 metre derinliğindeydik.

Tüp onun da 8-10 metre altına yerleştirilmişti.

Üzerimizde devasa bir su kitlesi vardı.

Kapılar açıldı. İndik. Hiç öyle bir korku ve klostrofobi hissine kapılmadım.

Tünel çok ferahtı. Güvenlik önlemleri öyle iyi anlatıldı ki, içim rahattı.

Işık çok çok iyiydi.

İki tünel arasındaki sürgülü kapılardan birini açıp, öteki hatta geçtim.

Emin olun Manş Tüneli'nden daha ferah bir hali vardı.

Duvara dayandım iki şey için dua ettim

Brifingden sonra tren hareket etti...

Önce karadaki tünelden bir süre gittik.

Biraz sonra tünelin yapısı ve duvarlardaki desenler değişti.

Artık Boğaz'ın altına girmiştik...

30 saniye kadar gittik ve tren durdu...

1300 metrelik deniz altı geçişinin tam ortasını gösteren mavi bir ışığın altındaydık.

Bir tünelden ötekine geçişi sağlayan kapılardan birini açtım, öteki tarafa geçtim.

Orada duvara yaslandım...

Uzayıp giden boşluğa bakarak,

dua ettim.

"Allahım sen ülkemizi koru. Ülkemize mutluluk ver. Refah ver. Başarılar ver."

İşte tam o an, içime ikinci bir duygu daha geldi.

"Bu olağanüstü eser nasıl Avrupa'yı Asya ile birleştiriyorsa, sen de ülkemizin iki yakasını bir araya getir. Şu kutuplaşmış ruhlarımızı gevşet, şu kavgayı bitir ve bize özlediğimiz kardeşliği ve tek millet olma duygusunu yeniden ver..."

Ben dindar bir insan değilim... Namaz kılmam, oruç tutmam.

Ama Allah'a çok güçlü bir inancım vardır...

Orada, Boğaz'ın 60 metre altında, sessizce bunları söyledim.

Söz ağzımdan çıkmadı, ama şu sıralar

o kadar çok insanın içinden geçiyor ki...

Eminim, Allahımız da duymuştur...

Trenin direksiyonunda 'ölü bir adam'

Treni kullanan görevlinin 15 yıllık tecrübesi varmış.

Bu tren için 6 ay özel eğitim almış.

Ruhunu merak böceği sokmuş muzır bir gazeteci ne sorar?

"Allah göstermesin bunu kullanırken kalp krizi geçirseniz

ne olur?" dedim.

Yanındaki yetkili çok ilginç bir cevap veriyor:

"Merak etmeyin 'Dead man' (Ölü adam) sistemimiz var".

"Anlamadım, ölü bir adam mı kullanıyor yani treni" dedim.

Hayır, yaşayan sürücü aniden ölürse, onu haber veren bir sistemden söz ediyormuş.

Ayağının altındaki bir sistem, her 30 saniyede bir kullanan kişinin hayatta olup olmadığını kontrol ediyormuş.

Tren zaten otomatik kontrolde. Ama

kullanıcının başına bir şey geldiğinde ikinci sistem devreye giriyor.

Depremde en emin yer burası mı yani

Size korkunç bir haber vereyim: Biliyor musunuz, 29 Ekim'den itibaren kullanmaya başlayacağınız Marmaray tüp geçidinin

20 kilometre yakınından Anadolu fay hattı geçiyor.

İstanbul'da yaşayacaksınız. Denizin 60 metre altından geçen bir trene binmişsiniz.

Aklınıza "Ya deprem olursa" sorusu gelmez mi?

Sizi bilmem ama biz oradaki gazetecilerin hepsinin aklına geldi.

Bizden önce Bakan'ın ve projeyi hazırlayanların da aklına geldiği için,

"Fail Safe Protocol" (Çöküşü Önleme Sistemi) denilen 7 aşamalı

bir sistem oluşturulmuş.

-BİR: Kandilli Rasathanesi'nin yönetiminde bir deprem inceleme birimi oluşturulmuş. Bu ekip, "7.5 moment büyüklüğünde bir deprem için" incelemeler yapmış.

-İKİ: Geçiş hattının bir bölümünde, deprem anında 'sıvılaşma' riski olan bir dip arazisine rastlanmış. Bu bölüme çimento enjekte edilerek kaya haline getirilmiş.

-ÜÇ: Tüp üzerinde iki riskli nokta var. Biri tünelin karaya bağlandığı eklemler, öteki ise tüpün parçaları arasındaki eklemler. Karaya geçiş yerlerinde "derz" adı verilen, her yöne doğru esneklik sağlayan, bir tür süspansiyon kullanılmış.

-DÖRT: Deprem veya sarsıntı anlarında, tüpe su sızmasını önlemek için ara odalar yapılmış. Ayrıca pompa çukurları var.

-BEŞ: Tünelin her bölümünde, en küçük depremleri bile hisseden sensörler yerleştirilmiş.

-ALTI: Anadolu fay hattı harekete geçtiği takdirde, tüp geçit de aynı yönde hareket ediyor. O nedenle biraz abartmayla, deprem anında en emin yerlerden birinin Marmaray tüp geçidi olduğunu bile söyleyebiliriz.

29 Ekim günü buraya bir plaket asılacak

Dün tam ortasında durduğumuz noktaya 29 Ekim günü bir cumhurbaşkanı, iki başbakan bir plaket asacak.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Japonya Başbakanı Shinzo Abe, Avrupa'yı Asya'ya deniz altından bağlayan bu noktayı tarihe emanet edecek.

15 yıla yakın bir süredir hemen her gün köprüyü iki defa geçiyorum.

O muazzam kışta, İstanbul tamamen kapanırken, ikinci köprünün üzerinde fırtınaya yakalandım.

Önümdeki kamyonun nasıl savrulduğunu bir korku filmi gibi seyrettim.

O gün köprüyü 1.5 saatte geçebilmiştik.

Dün, denizin altında geçişimiz tam 60 saniye sürdü...

Bu bir hayal projesidir.

Gerçekten bir "Büyük Türkiye projesidir."

Köprünün Cumhuriyet Bayramı'nda hizmete girmesinden dolayı da çok mutluyum.

Çünkü Cumhuriyet'e yakışan bir proje oldu.

Bütün kalbimle söylüyorum.

Türkiye'ye hayırlı olsun.

Bunu yapan Türkiye'ye de helal olsun.

Tabi yapan insanlara, arkasında duran siyasetçilere de...

Hepimize de...

Kabe'ye benzeyen küpün sırrı

-Ortadaki küp: Hepimizin dikkatini büyük salonun

ortasına yakın konan küp şeklindeki yapı çekti.

Bende hemen "Kabe'nin taklidi" hissi uyandırdı.

Ancak uzmanlara sorduğumda beni çok tatmin eden bir cevap verdiler.

Burası asansörün konulduğu bölüm. Dolayısıyla küp şeklinde bir kitle olması normal.

Niye asansör diye sorarsanız, sebebi açık. Engelli insanlar için yapılmış. Bu tür yapılarda zorunlu.

Yani bir ülkenin, insanlarına bakışındaki medeniyeti gösteren bir işaret.

Önce üzerini boş bırakmışlar.

Bakmışlar çirkin duruyor, bu defa salonun duvarlarına hakim desenleri uygulamışlar.

Kanaatim şu; desen olarak daha güzel bir çözüm bulunulabilir.

-Gözüme çarpan tek çirkinlik, tepede camları

silmek için kullanılan merdivenli düzenek oldu.

Yöneticiler de hak verdiler ama bir çözüm bulamamışlar.

Ayrıca buradan saatte

70 bine yakın insan geçecek. Havalandırma sistemleri hayati ölçüde önemli.

Onların bakımı için de bu gerekli.

Yenikapı İstasyonu'na kimler hakim olmuş

YENİKAPI İstasyonu'nu çok beğendim.

-Girişi ferah: Orta yerinde çok büyük bir atrium yapılmış.

Tepesinden içeri ışık doluyor. Ancak Amerika ve Rusya'da görebileceğimiz bir büyüklük duygusu veriyor.

-Fatih: Girişin tam karşısındaki duvarın üstünde bir Fatih portresi var. Onu çevreleyen duvarlarda ise çeşitli tuğralar görünüyor.

Yani Osmanlı hakim...

-Bizans ve Roma da var: Ancak bu demek değil ki, Bizans ve Roma unutulmuş.

Tam aksine, koridor duvarlarının neredeyse tamamı, yapım sırasında çıkan Bizans ve Roma eserlerinin replikalarına ayrılmış.

Yani İstanbul tarihi her dönemi ile temsil ediliyor.

Çalan müzik ise Türk klasik sanat müziğiydi.

Aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor!

-İYİ HABER: Boğaz'ı deniz altından geçerken, dışarıdaki yakınlarınızı cep telefonundan arayıp konuşabilecek, duygunuzu anlatabileceksiniz.

-KÖTÜ HABER: Ancak dışarıdakiler siz içeridekileri arayamayacak.

Nedenini herhalde hemen anladınız.

Teröre karşı önlem. Dışarıdan telefon sinyali ile içerideki bombanın patlatılmasını engellemek.

İstanbul tarihi 2000 yıl yaşlandı

İstasyonun kapısından adımımızı attığımız andan itibaren yöneticilerin bize en heyecanla anlattığı konu, Marmaray tüp geçidinin yapılışı sırasında arkeolojik eserlerin korunmasına verilen önem oldu.

Üstelik bunu bizzat İstanbul Müzeler Müdürü Zeynep Kızıltan'ın ağzından dinledik.

-2004-2011 arasında kesintisiz kazı yapılmış.

-Kazılarda, istasyon alanında, toprağın 4 metre üstüne, 13 metre altına inilmiş.

-En üstte Osmanlı ve Cumhuriyet, 5 metrede Doğu Roma, onun altında ise Neolitik dönemlere ulaşılmış.

-Bugüne kadar İstanbul'un tarihinin 6 bin yıl öncesine gidilebilmiş. Bu kazılarla

birlikte 8 bin 500 yıl öncesine ait eserlere ulaşılmış.

-Bulunan en küçük tekne 8, en büyüğü ise 45 metre.

-Duvara, bulunan teknelerden birinin replikası konulmuş. İçindeki testilerde ne taşındığını sorduk.

Zeytinyağı veya şarapmış... İnşallah şarap çıkarsa, dıştan müdahale ile zeytinyağına çevrilmez diye düşündüm.

Tarihe karışan atasözü ve şarkı

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım belli ki bu projeden dolayı çok neşeliydi ve gururluydu.

Gülerek şunu söyledi:

"Bu tüp geçit ile artık bir atasözü ve bir şarkı tarihe karışacak.

-"Atı alan Üsküdar'ı geçti..." (Çünkü artık tüp geçide binen Üsküdar'a geçiyor.)

-"Üsküdar'a giderken aldı da bir yağmur' (Çünkü tüp geçidin üstü kapalı, ıslanmazsınız.)

KİMLER DAVET EDİLDİ?

UZUNCA süredir ilk defa bir hükümet uygulamasına davet ediliyorum.Ulaştırma Bakanı'nı dinleyen kalabalığa bakıyorum.

-En kalabalık gazete grubu Hürriyet. Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu dışında Taha Akyol ve ben varım.

-Brifing ve geziye Cumhuriyet gazetesi de davet edilmiş. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız orada.

Onun yanında Akit gazetesinden Hasan Karakaya da oturuyor.

İster istemez düşünüyorum.

Acaba Bakan'ın kendi tasarrufu mu, yoksa akreditasyon sisteminde yumuşama mı?...

İnşallah ikincisidir.(Hürriyet)

İKİ LAFIN BELİNİ KIRAMADAN ÜSKÜDAR

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, dün basın mensuplarına yarın açılacak olan dev ulaşım projesi Marmaray'ı gezdirdi. Hiçbir güvenlik sorununun olmadığını belirten Yıldırım, 'Artık atı alan değil, Marmaray'ı alan Üsküdar'ı geçti' dedi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, dün gazete ve televizyon yöneticileriyle köşe yazarlarına 29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açılacak dev ulaşım projesi Marmaray'ı gezdirdi. Bakan Yıldırım'la saat 14.00'te Yenikapı'daki istasyonda bir araya geldik. Yıldırım yanımıza geldiğinde herkes merakla arka arkaya sorular sormaya başlıyor. Tünelden geçerken bile iç daralması yaşamamın verdiği bir ruh haliyle, denizin 62 metre derininden geçeceğimi düşünerek ilk konuşulanları anlamakta biraz güçlük çektiğimi söyleyebilirim. Bakan Yıldırım, tarihi bir projeyi bitirmenin özgüveni ve rahatlığı içinde anlatmaya başlıyor: "Kartal'dan binen bir İstanbullu, Zeytinburnu'na kadar kesintisiz geliyor. Bir tek Ayrılıkçeşme'de yerin üstüne çıkıp değiştiriyorsunuz. Orada o mesafe de 25-30 dakika, duruşlar dahil. Siz Kartal'dan Zeytinburnu'na hiç durmadan daha doğrusu bir aktarma yapmak suretiyle 25-30 dakikada gelebiliyorsanız arabayla gelmenin bir anlamı yok. Veya Üsküdar'dan bindiniz, Sirkeci'ye gideceksiniz, hala arabayla gitmeye ısrar ederseniz o zaman trafikten şikayet etmeye hakkınız yok, 3 dakikada gitme şansınız var. Bizim görüşümüz hat tam kapasiteye eriştiğinde günde 1,5 milyon kişi taşıyacak."

Bakan Yıldırım, Marmaray'ın, sıkça çıldıran İstanbul trafiğini yüzde 20 hafifleteceğini söylüyor. Ocak ayında ise mesela Kartal'dan metroya binen bir kişinin Yenikapı'ya geleceğini, buradan da Şişhane, Taksim, Mecidiyeköy, Maslak ve Hacıosman'a rahatlıkla gidebileceğini anlatıyor. Zaman hesabı yaptığınızda Kartal'dan Taksim'e 50 dakikada gitmiş oluyorsunuz. Üzerine 5-10 dakika daha eklerseniz en uzak mesafe olan Sarıyer'desiniz.

BÜTÜN EVLERDEN GÜVENLİ

Dedim ya tünel fobisi... Bir de Marmaray'ın güvenli olmadığı yönünde bir takım haberler üstüne eklenince Bakan Yıldırım'a sorma ihtiyacı hissediyorum: "Bir psikolojik durum da var. Denizin altından gideceksiniz. Bu insanda bir gerginlik yaratıyor." Yıldırım, "Bunda hiçbir korku hissetmeyeceksiniz. Bineceksiniz, korku yaşamayacaksınız. 62 metre derinden 3 dakikada geçiyoruz. Sohbet edeceğiz, iki lafın belini kıramadan geçeceksiniz" diye cevaplıyor. Peki ya güvenlik? Ona da Yıldırım'ın cevabı çok net: "Güvenliğinde de hiçbir sıkıntı yok. Depreme karşı evinizden daha güvenli. İstanbul'da hangi evde oturursanız oturun o evden daha güvenli."

Bakan Yıldırım, yaptığı sunumda da deprem güvenliği konusunu üstüne basa basa anlatıyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmaray'ın 20 kilometre güneyinden geçtiğini, tüp geçişin yatay bir yapı olduğu için dikey yapılara göre her zaman en güvenli yapı konumunda olduğunu söylüyor. Bu sözlerine karşılık ise Mehmet Barlas, "Evleri de tüp şeklinde mi yapalım?" esprisi yapıyor. Su sızması ve sele karşı bilgilendirmeyle birlikte Marmaray'ın teknik olarak güvenli olduğuna inancım kuvvetleniyor. Bakan Yıldırım, konuşması sırasında bir şehir efsanesi haline gelen "Dışarıdan balıkları seyredeceğiz" esprilerine de açıklık getiriyor: "Tabi ki öyle bir şey yok."

MARMARAY'A KARDEŞ GELİYOR

"Artık atı alan değil Marmaray'ı alan Üsküdar'ı geçti" diyen Yıldırım, Marmaray'ın gölgesinde kalan, 300 metre güneydeki Avrasya geçişini de anlatıyor. Avrasya geçişi, Boğaz'ın ikinci tüp geçişi olacak, sadece araçlar geçecek, otobüs ve kamyonların geçişi yasak. Üstten gidiş, alttan geliş, ya da tam tersi olacak. 2015 yılının ortalarında tamamlanması planlanan proje 1,5 milyon dolara malolacak. Ve Avrasya, Marmaray'ın denizin 62 metre altından geçme rekorunu 108 metreyle geçecek.

Marmaray, Avrasya, 3. Köprü derken tabi ki finansman konusu da toplantıda gündeme geliyor. Bakan Yıldırım, bu konuda da oldukça net bir açıklama yapıyor: "Şu anda krizden dolayı millet para vermek için adam arıyor, istikrarlı ülke arıyor. İstikrar olan ülke de Türkiye. Kuvvetli siyasi irade olan ülke Türkiye. Ya etraftaki ülkelerde savaş var veya ekonomik savaş var veya kriz var. Kriz olmayan, istikrarı devam eden, büyümesi devam eden ülke Türkiye. Onun için eğer buraya para vermeyecekse finans kuruluşları turşusunu kursun."

DENİZİN ALTINDAYIZ

İşin teknik boyutu bu. Gelelim pratiğine. Yenikapı'daki istasyon ferah, yürüyen merdivenleri Londra metrosunun dik yürüyen merdivenlerini anımsatıyor. Küçük bir bilgi: Sirkeci'deki 62 metre uzunluğundaki yürüyen merdiven, Avrupa'nın en uzun yürüyen merdiveni. Bakan Yıldırım'ın yaptığı sunumun ardından Marmaray projesini test etmek için buyur ediliyoruz. Yürüyen merdivenlerden aşağıya iniyoruz. Ve başlıyoruz yolculuğa. Etrafımdakiler sanki gerginliğimi anlamışcasına ilgileniyorlar. Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı'yla sohbet ederken bir anda duruyoruz, herkes aşağıya iniyor. Meğer denizin tam altındaymışız. Tabi ki etrafta balıkları görmüyoruz. Bildiğiniz dört yanı beton bir tünel. Herkes anı fotoğrafları çektiriyor. Bendeki tedirginlik de geçiyor. Tekrar bindiğimizde bu kez Bakan Yıldırım'la yan yana oturuyoruz. Soruyor, "Tedirgin olacak bir şey yokmuş, değil mi?" Hakikaten yokmuş. Gerçekten iki lafın belini kıramadan Üsküdar'dayız.(Milliyet)

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR