Memur-Sen Başkanı bedel istiyor!
Darbe dönemlerini "millet iradesini gasp" olarak yorumlayan Başkan Ahmet Gündoğdu, bu yılların Türkiye'ye çok şey kaybettirdiğini söyledi ve bu yolda bedel ödetenlerin hakettiği cezayı almasını istedi.
Memur-Sen'in "efsane başkanı" Mehmet Akif İnan'ın hatırasına "Ödenmiş bedeller unutulmasın" yarışmasında dereceye giren 124 eserin yer aldığı "Karanlık dönemler ve ödenmiş bedeller" adlı üç ciltlik kitabın tanıtımında konuşan Ahmet Gündoğdu, geçmişten bugüne susturulan, yok sayılan özgürlükleri elinden alınanlara da iadei-itibar istedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, darbe sonrası ordudan ihraç edilip bunu 9 yıl boyunca annesine söyleyemeyenlerin, yaşları büyütülerek idam edilenlerin, coplanıp çocuğunu düşürenlerin, eğitimleri yarıda kalanların ve öz vatanlarında parya muamelesi görenlerin olduğu dönemleri hatırlatırken, "Anlatırken bile ruhlarımız daralıyor" dedi.
Başkan Ahmet Gündoğdu'nun yaptığı konuşmanın satırbaşlrı şöyle:
“Cezaevlerinde işkence görenlerin, akla hayale gelmedik işkenceler nedeniyle ölmüş olabileceklerini düşünerek bunun bir kabir azabı olduğuna inananlar, insanlık dışı uygulamalar nedeniyle benliğinden utananlar olduğu gerçeği ilk günkü tazeliğini koruyor. “650 bin üyesiyle Türkiye’nin en büyük konfederasyonu Memur-Sen ve 231 bin üyesiyle yine Türkiye’nin en büyük sendikası Eğitim Bir-Sen olarak, bunca acının, gözyaşının, yüreklerdeki öfkenin unutulup gitmesine asla seyirci kalamazdık. Güçlü, özgür ve ileri demokrasiye sahip bir ülkenin inşasında bedel ödeyenleri gelecek nesillere taşımayı görev biliyoruz. Bu demokrasinin kalıcı hale getirilmesi adına önemli bir adım olacak."
Karanlık dönemlerde yaşanan insanlık dışı dramları bir arada toplayan bu eserleri tanıtmanın yanı sıra darbe dönemlerinin izlerinin silinmesiyle ilgili önerilerini de paylaşmak istediğini belirten Gündoğdu, şöyle devam etti:
“Darbeler; milleti, kurumları, sivil toplumu ve siyaseti halka rağmen hizaya getirme, silahın gölgesinde yönetme ve millet iradesini devre dışı bırakma düşüncesinin en somut halidir. Millet iradesine karşı en büyük saldırıların darbe dönemlerinde yapıldığı hepimizin malumudur. Darbeler ve muhtıralar bu millete giydirilmeye çalışılan deli gömlekleridir.”
Türk milletinin, 12 Eylül referandumuyla birlikte bu gömleği bir daha asla giymeyeceği kararlılığını gösterdiğini vurgulayan Gündoğdu, darbeci zihniyetle hesaplaşmanın adresi olarak da TBMM’yi gösterdi. Meclis’in görevlerinden birinin de millet adına darbeleri araştırıp gerçekleri onlarla paylaşmak olduğunu anlatan Gündoğdu, bunun millete karşı sorumluluğun bir gereği olduğunu belirtti. Darbeleri araştırma ve yargılamanın dışında darbecilere verilecek asıl cevabın, Meclis tarafından yapılacak sivil bir anayasa olduğunun altını çizen Gündoğdu, “En büyük beklentimiz yıllardır özlemini duyduğumuz demokratik bir anayasayla darbeler döneminin tamamen kapatılmasıdır” ifadesini kullandı.
Darbe izlerinin silinmesi için yapılan çalışmalara değinen Ahmet Gündoğdu, bu çalışmaların üç koldan yürütüldüğünü anlattı. Gündoğdu, bunların sırasıyla TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu ve çalışmaları, yargılanması devam eden darbe ve darbe girişimi davalarıyla darbe dönemlerinin izlerini tamamen silecek, yeni bir anayasa çalışması olduğunu açıkladı. Komisyon raporunun biran önce tamamlanıp, kamuoyuna açıklanmasını beklediklerini söyleyen Gündoğdu, şöyle devam etti:
“12 Eylül ve 28 Şubat başta olmak üzere; Ergenekon ve Balyoz gibi kamuoyunun yakından takip ettiği darbe girişim planlarını kapsayan dava sürecinin sulandırılmadan sonuçlandırılmasıdır. ‘Namlusu millete dönmüş tanka selam durmam’ diyen ve hep millet iradesini önceleyen merhum Muhsin Yazıcıoğlu davası bütün sanıkların tahliye edilmesine rağmen en kısa zamanda sonuçlandırılmalıdır. Millet iradesini gasp etmek isteyen ve bu yolda ağır bedel ödetenler, hak ettiği cezayı almalıdır.”
Yeni anayasa metin taslağını hazırlamak üzere oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyon çalışmalarını yakından takip ettiklerini ifade eden Gündoğdu, yeni anayasa taslağının en geç yıl sonuna kadar milletin önüne getirilmesini istedi. Gündoğdu, “YÖK, MGK ve YAŞ gibi vesayet kurumları olmamalıdır. Anayasa Yazım Alt Komisyonu’nda kadınların eğitim, çalışma ve siyaset yapmasının önünün kapatılmaya çalışılmasını esefle karşılıyoruz, esefle kınıyoruz! Her darbe döneminde daha da katılaştırılan başörtüsü yasağının kaldırılması, kadın-erkek, kadın-kadın eşitliğinin sağlanarak kadınların eğitim hakkından yararlanmalarının, çalışma hakkının sınırsız kullanmalarının ve siyaset yapmalarının önündeki bütün barikatlar kaldırılmalıdır. Bunun yanında kamu görevlilerine siyaset ve grev hakkı da verilmelidir.” şeklinde konuştu.
Memur-Sen Genel Merkezi’nde Eğitim Bir-Sen yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yapılan tanıtım toplantısına Memur-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, Memur-Sen Genel Mali Sekreteri ve Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Memur-Sen Genel Basın ve İletişim Sekreteri Halit Ortaköy, Memur-Sen Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Ahmet Kaytan, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen ve bağlı sendikaların yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Programın başlangıcından birinci olan Esra Gülmez’in kaleme aldığı ‘Hayallerin Ardından Bakmak’ isimli hikâye, Eğitim Bir-Sen Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanı Muammer Metin tarafından okundu.