Memur Sen'den Kamu Sen'in 'ihanet' suçlamasına yanıt

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye'de akilliğin, her türlü teröre karşı olmak ve millet iradesinin yanında yer almak anlamına geldiğini söyledi.

Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen Bilecik Şubesi'nin genişletilmiş il divan toplantısına katıldı. Ertuğrul Gazi Türbesi'ni de ziyaret eden Gündoğdu, 30 yıldır şehitler verdiren ve ülkenin mali faturasını kabartan terörün bitmesi gerektiğini kaydetti. Şimdiye kadar gayret edilmesine rağmen bataklığın kurutulamadığını belirten Gündoğdu, sanatçı, yazar, sivil toplum örgütü yöneticisi gibi ülkenin akil insanlarına düşen görevin, terörden kurtulmak için yola çıkmak olduğunu ifade etti.

Gündoğdu, çözüm sürecinin kendileri için farklı bir anlama sahip olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırmızı çizgi, şehitlerimiz; istikamet, milletin beklentisidir. Bu ülkenin vatandaşı olarak artık çocuklarını Güneydoğu'ya askere gönderen anne ve babaların acı hissetmesini istemiyorum. Güneydoğu'ya tayini çıkan öğretmen, hemşire ve doktor başta olmak üzere üyelerimizin de orada can güvenliğiyle ilgili sıkıntı yaşamasını istemiyorum. Güneydoğu'daki çocuklarımızın da, oralarda can güvenliği sorunu yaşandığı için öğretmen açığı fazla olması dolayısıyla, öğretmensiz kalmasını istemiyorum. Herhalde bu isteklerin tamamı, bu ülkeyi Çanakkale ruhuyla yeniden buluşturmak; Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı ve Çerkez'i ile teröre ve terörizme karşı olan yüzde 99,5 çoğunlukla kucaklaşıp, ırkçılığa prim vermeden, seçmediği ırkından dolayı insanlarda bir kalite arayışına müsaade etmeden çözümün paydaşı olmaktır.”

“KESK ve Memur-Sen Akil Koalisyonunda Buluştu” Açıklamasına Tepki

Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin açıklanmasının ardından Türkiye Kamu-Sen tarafından yapılan “KESK ve Memur-Sen akil koalisyonunda buluştu” başlıklı açıklamayı da değerlendiren Gündoğdu, “En hafif tabiriyle söylüyorum, bunlar densizliktir” dedi.

Türkiye Kamu-Sen'in bir ihanetten bahsettiğini vurgulayan Gündoğdu, “Asıl ihanet, ülkenin çocuklarının öldürülmesine, şehit olmasına, vatandaşların maddi ve manevi kayıp görmesine göz yummaktır. Soruyorum; bu ülkenin yüzde 50 oyunu alarak başbakanlığa seçilen, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanının başkanlığındaki toplantıya katılmak mı ihanettir; Şener Eruygur gibi Ergenekon'un baş mimarlarının başkanlığındaki toplantı mı ihanettir? İhanet, bu milletin iradesini, emeğini PKK'ya, Ergenekon'a peşkeş çekmektedir” şeklinde konuştu.

Gündoğdu, şimdiye kadar hep “Millet ne diyorsa o” dediklerini hatırlatarak, “Ergenekon'a ev sahipliği yaparken Kamu-Sen'i eleştirdik. PKK ile İmralı ile yakınlığından dolayı KESK'i eleştirdik ama biz hep milletin iradesinin yanında yer aldık. KESK, heyet toplantılarıyla terörü kınar hale gelirse bundan memnuniyet duyacağız. Tıpkı, yarım yamalak olsa da Kamu-Sen'in, Türk Eğitim-Sen'in, ‘Başörtüsüne özgürlük olabilir' dediği gibi” değerlendirmesinde bulundu.

Din Görevlileri Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne Dahil Edilmelidir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında çözüm sürecine ilişkin Dolmabahçe'de düzenlenen toplantıya, 35 maddelik raporla gittiklerini dile getiren Gündoğdu, en az 10 maddenin hükümete sorumluluk yüklediğini kaydetti. Öteki oluşturmayan bir anayasa istediklerini vurgulayan Gündoğdu, şunları söyledi:

“Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplantıya çağırarak, başta Güneydoğu olmak üzere istihdamda güçlük çekilen bölgelerde çalışan memurlara pozitif ayrımcılık yapılmasını; o eksikliği hükümetin ekonomik göstergelerle tamir etmesini istiyoruz. Ülkenin bütün din görevlilerini, kardeşlik projesine dahil etmelerini istiyoruz. Çünkü, seçmediği ırkından dolayı insanların üstünlük taslamasının dinimizde yeri olmadığını en iyi anlatacak olanlar din görevlileridir. Güneydoğu başta olmak üzere, devletin Türkiye'de milletle ve milletin değerleriyle barışması lazım. 12 Eylül 2010 referandumuna kadar, derin devletin milletiydik. 10 yılda bir dövüyordu. Bir tarafta PKK, terör olayları ile 30 bin can, 480 milyon dolar mali kayıp, diğer tarafta Ergenekon ve darbeciler. Milletimiz, bu sorunun bitmesini istiyor. Karşı koyanlar ne istiyor. Çocuklarınızın şehit olmasının devam etmesini mi istiyorlar, can kaybımız devam etsin mi istiyorlar.”

Kafatası Tokuşturarak Gidilecek Bir Yerin Olmadığını Görmek Lazım

Gündoğdu, Kamu-Sen'in “Andımız kaldırılsın” cümlesi üzerine kıyametler kopardığını ifade ederek, eğer akan kan, ‘Ne Mutlu Türküm Diye' diye bağırdığımızda duracaksa, bütün milletin ‘Ne Mutlu Türküm Diye' şeklinde bağıracağını dile getirdi. Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ama mesele bu değil. Andımız, pedagojik mi? İçeriği doğru olan yeri bile her sabah okutmak ne fayda sağlar, bu başka etnisitelerin mayasındaki millet kavramını oluşturan, İslam'ın bayraktarlığını yapmadaki Türk milleti olgusunu oluşturan değerler düşmanlığıyla nereye gider. Eğer ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım' demekle Türk, doğru, çalışkan olunsaydı Silivri cezaevi Türk'ten geçilmiyor olmazdı. Buna karşı kızıp da Kürtüm, doğruyum, çalışkanım demekle olsaydı Kandil, İmralı da Kürt'ten geçilmiyor olmazdı. Demek ki, adam olmak, insan olmak lazım. Kafatası tokuşturarak gidilecek bir yerin olmadığını görmek lazım. Bunun en açık örneği, ırk üstünlük sağlasaydı Peygamberimizin (SAV) amcasına sağlardı. Kılık-kıyafet dayatmasından kurtulmak lazım. Din görevlilerinin kardeşlik projesine dahil edilmesi; üstünlüğün ırkta değil takvada olduğu gerçeğini, Çanakkale'de o destanı yazanların birlikteliğinin devam mecburiyetini yine bu kardeşlerimizin anlatması lazım. İktidara ve siyasi partilere çağrımız, son seçim öncesi referandumda hayır diyeniniz de, evet diyeniniz de bu millete yeni anayasa vaadinde bulundunuz. Bunun gereğini artık yerine getirin. Bu ülkede ‘benim vatanım', ‘benim bayrağım' diyen herkesin ‘benim anayasam' diyebileceği bir anayasa istiyoruz.”

Eğitim-Bir-Sen Bilecik Şube Başkanı Ahmet Selöz ve yönetim kurulu ile üyelerin katıldığı toplantıda İl Milli Eğitim Müdürü Süleyman Şişman, Genel Başkan Gündoğdu'ya tablo hediye etti.