Memurlar telif ücreti alabilir mi?
İşte bir devlet memurunun bu şekilde telif ücreti alması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tanımlanan gelir getirici iş yasağına girmiyor.
Antalya’dan ismi mahfuz okurumuz S.T. soruyor: “Bünyamin bey, devlet memuruyum. Yerel bir gazetede spor köşe yazıları yazıyorum, gazeteci olan hemşehrim rica etti ben de kıramadım. Bunun karşılığında da cüzi bir telif ücreti alıyorum. Acaba bu konuda ceza alır mıyım? Memurların yazı yazmayı yasak mıdır? Fikirlerimi paylaşamaz mıyım? İnternetten araştırdım, farklı farklı yorumlar var, kafam karıştı. Yanlış bir şey de yapmak istemiyorum. Ayrıntılı açıklar mısınız lütfen.”
Önceki yazımızda okurumuzun sorunun ilk kısmına cevap vermiş, devlet memurlarının hangi konularda makale veya kitap yazıp yazamayacağı, televizyon veya radyoda program yapıp yapamayacağı konusunda bilgi vermiştik.
O yazımızda Devlet Memurları Kanunu’nda bulunan memurun yaptığı iş ve kamu hizmeti ile ilgili olarak bilgi ve beyanat vermemesi yasağının kapsamını irdelemiş ve bu yasağın memurun bizatihi ve fiilen yaptığı iş ve kamusal hizmetle sınırlı olduğunu belirtmiştik.
Devlet memurlarının doğrudan yaptıkları iş dışındaki konularda bir makale, köşe yazısı, kitap, yazı dizisi veya tez yazmasının “yaptığı iş ve kamu hizmeti ile ilgili bilgi verme” yasağına girmediğini; memurların da bilgi ve görgüsünü paylaşmasının mümkün hatta en temel anayasal hakları olduğunu belirtmiştik.
Devlet memurunun neler yazıp neler yazamayacağı, basına veya en geniş anlamı ile görsel ve yazılı medyaya hangi konularda bilgi ve beyanat verip veremeyeceği konusunu aydınlattıktan sonra gelelim konunun ikinci başlığına.
Peki devlet memuru bu şekilde makale yazması, program yapması, tez yazması, beyanat vermesi, röportaj yapması ve benzeri bir hizmeti karşılığında telif ücreti alabilir mi?
Memurlara Gelir Getirici İş Yasağı Var
Bu hususun devlet memurlarının gelir getirici iş yasağı ile bağlantısı var.
Zira Devlet Memurları Kanunu’na göre devlet memurlarına “ticaret yapmak veya devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak” yasak.
Üstelik bu yasağa uymayanlar devlet memurluğundan çıkartılmanın bir alt cezası olan “kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası alıyor.
Keza, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesine göre de, memurlar Türk Ticaret Kanuna göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).
Peki, bir makale, kitap yahut program karşılığında telif ücreti almak bu yasak kapsamına girer mi?
Telif Ücret Nedir, Ne Değildir?
Sorunun cevabını vermeden önce “telif ücreti” kavramının niteliğini irdelemek yerinde olacak.
Telif ücreti bir eser üreten kişinin eserinin telif (yayın) haklarını devretmesi karşılığı aldığı ücreti ifade ediyor…
Telif, hukuki adıyla “eser akdi” (“istisna akdi”) karşılığında ödenen bedel.
Bir heykel yapan, yağlı boya tablo yapan, kitap yazan, makale yazan kişi bunun karşılığında telif ücreti alıyor, telif ücreti ile yayın veya kullanım haklarını telif ücreti veren kişiye devrediyor.
Eser akdinin iş akdinden temel farkı iş yapılırken işi veren kişiye bir bağımlılık söz konusu olmaması… Makale yazan kişi neyi nasıl yazacağı konusunda kendi inisiyatifi ile hareket ediyor, başkasının tasarladığı bir işi onun emri altında yerine getirmiyor.
Memurlar Telif Ücreti Alabilir
İşte bir devlet memurunun bu şekilde telif ücreti alması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tanımlanan gelir getirici iş yasağına girmiyor.
Devlet Memurları Kanunundaki yasak, memurun hizmet akdi ile birinin yanında çalışmamasını ve ücret almamasını kapsıyor.
Daha açık bir ifade ile söyleyecek olursak memurun bir işe girip çalışması yahut da vergi mükellefi olacak şekilde (veya vergiden muaf da olsa) kendi işyerini açması yasak.
Yeteneği olan bir memurun telif ücreti karşılığı bir tablo yapması, bir heykel yontması yahut da bir makale yazması mümkün. Bunu bir kez yapması ya da belirli periyodlarda (günlük, haftalık vs.) yapması arasında da hukuken bir fark yok.
Yeter ki yapılan işin niteliği bağımlı bir çalışmaya dönüşmesin, bir iş akdi oluşmasın.
Çalışmada Bağımlılık Oluşmamalı
Memurun telif ücreti gerektiren işi yaparken hukuki olarak bir bağımlılığın oluşmaması gerekmekte… Bu husus kritik…
Telif ücreti alınan iş sürekli olabilir, örneğin memur bir dergiye her ay, bir gazeteye haftada üç gün makale yazabilir. Sürekli olması telif ücreti niteliğini değiştirmiyor.
Örneğin radyoda her hafta program yapan bir memur, bu programı telif ücreti karşılığında yapılıyor ise gelir getirici iş yasağına girmeyecek.
Ancak ne zaman ki memur söz konusu radyoda işverenin emir ve talimatları altında “iş akdi” ile çalışır hale gelir, bu durum 657 sayılı Kanun kapsamındaki yasağı girecektir.
Devlet Personel Nasıl Görüş Veriyor?
Devlet Personel Başkanlığı (DPB)’nin memurlarının telif ücreti alıp alamayacakları konusunda pek çok görüşü bulunmakta.
Bunlardan biri 16.10.2004 tarihli 20104 sayılı Görüş.
Bu görüşe göre DPB, gizli bilgileri bulundurmamak koşuluyla, Devlet Memurunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında her türlü eser çıkarabileceği, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamındaki bu tür faaliyetlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aykırılık teşkil etmeyeceği görüşünde.
Devlet Personel Başkanlığı Devlet Memurları Kanunu’nun nasıl uygulanacağını yorumlamakta kamuda en üst otorite kabul ediliyor.
Nasıl Muhasebeleştirilecek?
Peki, bu şekilde telif ücreti alan memurların aldıkları ücret nasıl muhasebeleştirilmekte?
Telif ücreti ödeyen kişi bu ödeme karşılığında bir makbuz düzenliyor ve muhasebeleştirilmesi bu şekilde gerçekleştiriliyor.
Makbuz düzenlenirken stopaj şeklinde gelir vergisi ve KDV’si de vergi mevzuatına göre kaynağında kesiyor. Kesilen bu vergi telif ücreti ödeyen kişinin tabi olduğu mali mevzuat çerçevesinde devlete ödeniyor.
Konunun vergi mevzuatını ilgilendiren telif istisnası gibi yönlerine girmiyoruz, kafa karıştırmaması açısından bu genel açıklama ile yetiniyoruz.
Bu makbuzun brüt tutar üzerinden düzenleneceğini, eser sahibine ücretinin ise net tutar üzerinden ödeneceğini hatırlatmak gerek.
---
Kıssadan Hisse
“Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır.”
— Eflatun
---
Sorularınız:
Yazarın tüm yazıları için: