BIST 9.604
DOLAR 34,69
EURO 36,67
ALTIN 2.968,94
İŞÇİ

Mevsimlik işçilerin hali ne olacak!

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Harran Üniversitesi’nin ortaklaşa yaptığı ‘Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması’nda ilginç sonuçları hiç iç açıcı değil

3 milyonu aşkın mevsimlik tarım işçilerinin eğitim, sağlık ve iş bilinci konusundaki durumlarını inceleyen araştırma; bu grubun barınma, gıda, ulaşım imkanları ve üreme sağlığı hizmetleri başta olmak üzere temel sağlık hizmetlerine erişim ile tarımdaki mesleki riskler açısından dezavantajlı durumda olduğunu gözler önüne seriyor.

SONUÇLAR ÇOK VAHİM

Araştırmada, üreme çağındaki kadınların dörtte üçünün okula gitmediği, anne ölüm oranının Türkiye ortalamasının 10 katı olduğu, her iki evlilikten birinin akraba evliliği olduğu ve her üç kadından biri ile yaklaşık her beş erkekten birinin sağlıklarını 'kötü' olarak değerlendirdiği gibi sonuçlar dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Harran Üniversitesi işbirliği ile mevsimlik tarım işgücü göçünün özelliklerinin belirlenmesi ve bu grubun sağlığını geliştirmeye yönelik çalışmalara yol göstermesi amacıyla ‘Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması’nı yürüttü. Araştırma, bundan sonra mevsimlik tarım işçilerinde erken ölüm ve hastalıkların önlenmesine yönelik yürütülecek çalışmalar için yol gösterici olmayı hedefliyor. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nın, Şanlıurfa ve Adıyaman il merkezlerinde bin 21 hanede yaptığı bu araştırmada, çok sayıda kişi görev aldı. Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, Harran Üniversitesi olarak dileklerinin, bu araştırmanın sorunların çözümüne katkı sunması, kendilerini bu alanda çalışan kişilerle buluşturması ve bu grubun sağlık düzeyinin yükseltilmesi yönünde yeni adımların atılmasına yol açması olduğunu ifade ediyor.

ARAŞTIRMA SONUÇLARI NE DİYOR?

UNFPA, tüm dünya üzerinde olduğu gibi Türkiye'de de, kadınların insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, herkesin üreme sağlığı hizmetlerine erişiminin sağlanması, üreme sağlığı haklarının yaygınlaştırılması, bu alanlarda ihtiyaç duyulan ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulabilmesine yönelik veri ve bilgi ihtiyacının karşılanması için çalışmalar yürütüyor. Araştırma raporunda, UNFPA Türkiye Ofisi ve Harran Üniversitesi işbirliği ile yürütülen ‘Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması’nın öncelikle bu grubun demografik özelliklerini ve sosyal hizmetlerden yararlanabilme düzeyini ortaya koymak üzere planlandığı, araştırma sonuçlarından hareketle bu grubun sağlığını ve sosyal düzeyini geliştirmeye yönelik müdahale araçları ve uygulama modelleri geliştirilmesinin amaçlandığı belirtildi.

"ÖZEL RİSK GRUBUNDA YER ALIYORLAR"

Önemli noktalara dikkat çekilen raporda, yapılan araştırmaların toplumların yaşam biçimi ve çalışma koşullarının sağlık düzeyini belirleyen en önemli faktörler olduğunu gösterdiğine işaret ediliyor. Tarımsal üretimin yaygın olduğu ülkelerde kaza, yaralanma, hastalık ve erken ölümler açısından kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve mevsimlik tarım işçilerinin özel risk grubu olarak tanımlandığına vurgu yapılıyor.

 Yine raporda sürdürülebilir tarımsal üretimin kalbi olarak tanımlanan mevsimlik tarım işçilerinin, dünyada 1,1 milyar tarım iş gücünün yaklaşık 450 milyonunu oluşturduğuna dikkat çekiliyor. “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'nun 2011 yılı istatistiklerine göre yaklaşık 25 milyon istihdam edilen iş gücünün yaklaşık yüzde 26'sını tarım iş gücü oluşturmaktadır. Yaklaşık 6,3 milyon tarım iş gücünün de yaklaşık yarısını mevsimlik tarım işçilerinin oluşturduğu tahmin edilmektedir.” ifadelerine yer veriliyor.

"SON YILLARDA SAĞLIK VE SOSYAL SORUNLARA YÖNELİK BİLİMSEL ÇALIŞMALAR ARTTI"

Mevsimlik tarım işçileri, dünyada, yaşam koşullarının ve barınma koşullarının uygunsuzluğu, yetersiz dengesiz beslenme, kaza ve yaralanmalar, üreme sağlığı sorunları, pestisit etkilenimi, aşırı sıcak ve soğuk, hizmete erişememe nedeniyle erken ölümler ve hastalıkların yüksek olduğu, çalışma yaşamının en kötü şartlarına maruz kalan ve sosyal dışlanmanın bütün boyutlarını yaşayan bir grup olarak ele alındığı ifade edilen araştırmada, Türkiye’de önceki yıllara oranla sağlık ve sosyal sorunlara yönelik bilimsel çalışmalar artmaya başladığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Genelgesi (24 Mart 2010) yayınlandığına da yer veriliyor.

 Mevsimlik tarım işçilerini konu alan bu araştırmanın 204 sayfalık bir raporunda, araştırmanın amacı şu şekilde özetleniyor: “Mevsimlik tarım işçisi ailelerin ihtiyaçlarını saptayarak, araştırma sonuçlarına dayalı; bireysel güçlendirme (sağlık okur-yazarlığını arttırarak uygun sağlık davranışı geliştirme), sağlık sistemini güçlendirme, toplumu güçlendirme, sağlıklı toplum politikaları geliştirmek için sektörler arası işbirliğine yönelik öneriler geliştirmedir.”

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tahminlerine göre; çalışma yaşamında yıllık 2,31 milyon kaza ve hastalık görülmekte (358.000 ölümcül kaza, 1,95 milyon işle ilgili hastalık), bunların yaklaşık yarısının tarımda gerçekleştiğine dikkat çeken raporda, Türkiye’deki tarım kazaları ile ilgili rakamlara yer veriliyor.

"ORTALAMA YAŞAM SÜRESİ 49"

 Araştırmanın en ilginç verilerinden biri de ortalama yaşam süresi ile ilgili kısmı. Buna göre, Amerika'da Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) tarafından yapılan bir çalışmada tarım işçilerinde 49 yaş iken, mevsimlik tarım işçisi olmayanlarda 73 yaş olarak hesaplandığı belirtiliyor.

"YÜZDE 10'UNUN NÜFUS KAYDI YOK"

 Raporda çeşitli başlıklar altında yapılan araştırma ile ilgili olarak şu bilgilere yer veriliyor: “Mevsimlik tarım işçileri ve aile üyelerinin yüzde 40'ı 14 yaş ve altındadır. Adrese Dayalı Kayıt Sisteminde çoğunluğu bebek ve üreme çağındaki kadınlar olmak üzere yüzde 10'unun nüfus kaydı yoktur. 15 yaş üzeri her iki kadından biri ve her dört erkekten biri ilköğretim 1. Kademeyi bitirmemiştir. Her beş aileden üçü yoksulluk sınırının altındadır. Çalışma alanlarında temiz-içme kullanma suyuna erişim yüzde 33'tür. Atıklar açık alanlardadır. Ailelerin yüzde 80'i tek göz çadırda yaşamakta ve aynı yerde uyumaktadır. En çok tüketilen gıdalar ekmek, çay ve tahıl ürünleridir. Uzun çalışma saatleri, banyo-tuvalet olmayışı, tarlada çalışırken sağlık hizmetlerine erişememe en sık belirtilen sorunlardır.”

      
"KADINLARIN YÜZDE 30'Ü İSTEDİĞİ HALDE OKULA GÖNDERİLMEMİŞ"

 Raporda üreme sağlığı açısından Türkiye’nin bulunduğu seviye anlamında tüyler ürpertici bilgilere ulaşıldığı belirtiliyor. Buna göre: “Her on kadından üçü, her on erkekten biri 18 yaşından önce gebe kalmayı onaylamaktadır. Evli kadınların herhangi bir gebeliği önleyici yöntem duyma oranı yüzde 93,8 iken bu oran erkeklerde yaklaşık yüzde 84'dür. Her üç evli kadından sadece biri modern ve etkili gebeliği önleyici yöntem kullanmaktadır. Kadınların yaklaşık yüzde 57'si ve erkeklerin yüzde 18'i 18 yaşını tamamlamadan önce evlenmiş ve gebe kalmıştır. Toplam doğurganlık hızı 4,94'tür, Kadınların yüzde 47'si en az bir kez düşük, yüzde 20'si en az bir kez ölü doğum yapmıştır. Her dört kadından biri doğum öncesi hiç bakım almamış ve sağlık kuruluşunda doğum yapmamıştır. Engellilik sıklığı yaklaşık yüzde 14'dür. Gebelik sırasında kanama, kansızlık ve yüksek tansiyon; doğumdan sonra psikoloji sorunlar, kanama ve ateş en çok bildirilen durumlardır. Kadınların yaklaşık yüzde 55'i hayatının herhangi bir döneminde fiziksel, duygusal, ekonomik ya da cinsel şiddete uğramıştır. Kadınların yüzde 30'u okula gitmek istediği halde gönderilmemiştir. 15 yaş üzeri kadınların yüzde 58'i sağlık hizmetine bir başkasından izin almadan başvuramamaktadır.”

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR