Milli Eğitim Bakanlığı koltuğu çocuklarda!

Milli Eğitim Bakanı Avcı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ankara'nın çeşitli ilçelerindeki okullardan gelen çocukları kabul etti. Kabulde Bakan Avcı, "Buraya gelemeyen sınıf arkadaşlarınıza selamlarımı iletin. Yerimiz müsait olsa onları da buraya davet etmek isterdik. Daha kalabalık olmak isterdik. Hatta bütün çocuklarımız mümkün olsa ya biz ziyaret etmek isterdik, yahut onları buraya davet etmek isterdik. Mekanlar dar olduğu için ister istemez aranızdan böyle temsilcileri seçerek davet edebiliyoruz. Diğer arkadaşlarınızın da bayramını kutluyorum. Onlara benimde selamımı iletin. Öğretmenlerinize selamlarımı, saygılarımı iletin. Annelerinize, babalarınıza selamlarımı, saygılarımızı iletin. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bakan amcamızın, müsteşar amcamızın, il müdürü amcamızın selamları var diye iletin " diye konuştu.

Kabulde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin'i çocuklara tanıtan Avcı, "Müsteşar demek bakandan sonra bakanlığın bütün yönetimsel işlerinin bağlı olduğu, en üst kademedeki bürokrat demek" dedi.

"MADEM MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NDA BAKANLAR ÇOK SIK DEĞİŞİYORMUŞ, BUGÜN HİÇ OLMAZSA BU ŞEHİR EFSANESİNİ DOĞRULAYALIM"

Geleneksel olarak kendisinin koltuğundan kalkıp yerine çocukların oturduğunu ve onun Milli Eğitim Bakanı olduğunu söyleyen Avcı, şunları kaydetti:

"Bizim Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir şöhreti var. Hep deniyor ki; 'Milli Eğitim Bakanları ne kadar çok değişiyor, çok sık değişiyor' diye çok söyleniyor. Dolayısıyla gelin biz bu şöhretimizi madem Milli Eğitim Bakanlığı'nda bakanlar çok sık değişiyormuş, bugün hiç olmazsa bu şehir efsanesini doğrulayalım. Hızlı bir değişimle ilk Milli Eğitim Bakanımızdan başlayalım sonra sırayla her arkadaşımız bir fotoğraf çektirecek kadar Milli Eğitim Bakanı olsun. Böylece okullarınıza döndüğünüz zaman 'Ben de Milli Eğitim Bakanı oldum' dersiniz. Büyüdüğünüz zaman inşallah 'ben bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı da yaptım' diye referans olarak kullanırsınız."

AVCI'NIN KOLTUĞUNA SIRAYLA 16 ÖĞRENCİ OTURDU

Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın koltuğuna ilk oturan Mina Geçer, "Bugün bayram. Bugün benim, bizim günümüz. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 95. yılında sizlerle birlikte olmaktan mutluyuz, onurluyuz. Bu bayramı bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerini gönülden gönüle, yürekten yüreğe, kuşaktan kuşağa taşımalıyız. Tüm arkadaşlarımın bayramını kutluyor. Tüm dünya çocuklarına sesleniyorum; katılın sevincimize, dünyamız mutlulukla dolsun, bayramımız kutlu olsun" şeklinde konuştu. Bakan Avcı'nın koltuğuna toplam 16 öğrenci oturdu. Öğrencilerden Ezel Nur Selçuk, Bakan Avcı'ya çizdiği kara kalem çalışması resmi hediye etti.

"MİLLİ EĞİTİM BAKANLARI UNUTULABİLİR AMA ÖĞRETMENLER HİÇ UNUTULMAZ"

Avcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gördüğünüz gibi bakanlıklar çok hızlı değişiyor. Çok hızlı gelip geçiyor. Şimdi bir sınav yapalım. İster öğretmenlerinize dönünce veya akşam evlerinize döndüğünüzde annelerinize, babalarınıza bir soru sorun. Soru şu; 'Siz ilkokula giderken, benim yaşımdayken Milli Eğitim Bakanı kimdi?' Yüzde 99 ihtimalle onlar ilkokula giderken Milli Eğitim Bakanı kimdi hatırlamayacaklar. Arkasından da şunu sorun, 'Peki ilkokula başladığınızda 1.sınıfta öğretmeniniz kimdi' diye sorun. Yüzde 100 hepsi öğretmenlerinin adını hatırlayacaklar. Demek ki öğretmenler unutulmuyor. Milli Eğitim Bakanları unutulabilir ama öğretmenler hiç unutulmaz. Bana sorsanız 'siz ilkokula başlarken Milli Eğitim Bakanı kimdi' diye emin olun bende hatırlamıyorum. Ama öğretmenim Nebahat Yıldızbayrak'ı unutmadım. Okulumuzun da başöğretmeniydi Allah rahmet eylesin vefat etti yıllar önce. Öğretmenler unutulmaz. Bakanlar gelir geçer ama öğretmenler her zaman kalbimizde hatıramızda kalır. Onun için öğretmenlerinize selamlarımı söyleyin."

PROJEMİN ADI 'DESTEK VER'

Konuşmaların ardından Bakan Avcı, öğrencilere hediyelerini takdim etti. Kabulün ardından Bakan Avcı, Van'dan gelen 3. sınıf öğrencisi Tuana Topaloğlu'nun 'Destek Ver' projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Topaloğlu, "Projemin adı 'Destek Ver'. Amacı tozlu raflara kaldırılmış kitapların değerlendirilmesi ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması. Bazı köy okullarında bu kitaplara ihtiyaç duyan birçok kardeşimiz var ama bu kardeşlerimizin ders kitabından başka kitapları yok. O yüzden bende bu kampanyayı düzenledim. Şuana kadar 20 bin tane kitabım kaldı topladığım kitaplar" dedi. Tuana'nın annesi Nazlı Topaloğlu ise projeye nasıl başladıklarına ilişkin şunları söyledi:

"Tuana kitap okumayı çok seviyor. Odasında masanın üstünde çok hikaye kitabının olduğunu fark edince bunu değerlendirmek istedi. Bunu arkadaşlarıyla paylaşmak istedi. Kendi çevremizden bir takım kitap topladık. Tauna'nın fikriyle yola çıktık. Çok sayıda kitap topladık. Anladık ki hikaye kitabı olmayan çok sayıda çocuk var. Okuma sevgisi daha da arttı çocuklarda. Desteğinizi bekliyoruz. Kırtasiye malzemelerinin de eksik olduğunu fark etti bazı arkadaşlarının. Kumbarasındaki paralar vardı onu açıp, gittiğimiz köy okullarındaki kardeşlerine hediye kırtasiye malzemesi aldı."