Nabi Avcı tam bir kalem tutkunu çıktı!
Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın binlerce kalemi var. Her gün 'bakımlarını' yapıyor. Muhittin Şimşek tarihi imzalar atmış kalemleri topluyor. Özal'ın, Erbakan'ın, Erdoğan'ın 'ünlü' kalemleri onda.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, dillere destan bir kalem tutkunu. Evi, makamı kalemlerle dolu. Cebinde ve çantasında çok sayıda kalem taşır. Her sabah evden çıkarken cebine farklı kalemler koyar. Kendi deyimiyle ‘çocuk gezdirir’ gibi dolaştırır. Kalem onun için bir ‘can şenliği’. Uykusu kaçan TV izler. Nabi Hoca çoğu geceleri en azından yarım saatini kalemlerin bakımına ayırır. Kurşunkalemlerin ise ayrı bir yeri var. Bakkal olan babasından kalma bir alışkanlığı halen sürdürüyor. Çocukluğundan beri kalemlerinin ucunu cebinden ayırmadığı çakısıyla açıyor.
YÖK Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek de bir başka ‘kalem sevdalısı’. Onun da yüzlerce kalemi var. Aynı zamanda koleksiyoner olan Muhittin Hoca, tarihe not düşen, simgesel anlamı olan kalemleri topluyor. Hafızamıza kazınmış bir dizi anlaşmanın imzalandığı kalem Şimşek’te. Hangi birini sayalım… Turgut Özal’ın ‘İcraatın İçinden’ programında elinden düşürmediği meşhur kalemi Semra Hanım aracılığıyla gelmiş. Erbakan Hoca’nın 28 Şubat kararlarına imza attığı kalem ile Başbakan Erdoğan ve bakanların önemli kararları imzaladığı kalemler Muhittin Hoca’da. Hocada bazı yabancı lider ve bakanların kalemi de var. Hocanın yeni hedefi ABD Başkanı Obama’nın kalemini koleksiyona eklemek.
Şimşek’in kalem sevdası çocukluk yıllarına dayanıyor. İlkokulda ağabeyinin çantasından kalemi ‘aşırıyor’. Babasına özenip jilet kullanınca elini kesiyor. O yaranın izi hâlâ duruyor. Lise yıllarında dolmakalemle tanışıyor. Üniversite bitip iş sahibi olunca koleksiyon yapmaya başlıyor. Bugün hatırı sayılır bir kalem koleksiyonuna sahip. Şimşek sadece kalem değil, kalemle ilgili dokümanları da topluyor. Kalemin tarihçesini yazdığı ‘Ezelden İki Sevgili; Kalem ile Kâğıt’ isimli çalışması TRT tarafından ‘Saklı Kentin Sırdaşı’ adıyla senaryolaştırılarak dört bölümlük dizi belgesel haline getirildi.
‘Bunlar bakmalık’
Kalem sevdalısı bu iki dostu Radikal için buluşturduk. Her ne kadar ‘bakan-bürokrat’ olsalar da söz konusu kalem olunca ‘kelam’ farklı oldu. İki eski dost önce samimi bir şekilde sarıldı, daha sonra eller cebe gitti. Değişmeyen ritüel olarak ceketlerin içinde olan kalemler tek tek çıkarıldı. Kapağı, gövdesi incelendi; hikâyeleri, tarihleri anlatıldı. Muhittin Hoca, iki kalemi için “Bunlar bakmalık” deyince anlam veremedik. Meğer ‘bakmalık’lar bakıp görmek içinmiş ve hediye edilmezmiş. Nabi Hoca ‘bakmalık’ları detaylıca inceledi. Daha sonra “Bu vermelik” denilen kalemler hediye edildi. Cekettekiler bitince sıra ev sahibi Nabi Hoca’nın ‘gösteri’sine geldi. Bakan, epeyce kabarık olan siyah çantasını açtı. Her bölmeden kimi takım, kimi tek yaklaşık 10 kalem çıkardı. Markasından ülkesine kadar ayrıntılı bir sunum yaptı. İkisinin yüzünde güller açıyordu. Bir siyasetçi ile bürokratı belki de ilk kez bu kadar mutlu görüyordum.
Uçlarını çakıyla açıyor
Nabi Hoca’nın kalem tutkusu çocukluktan geliyor. Bakkal olan babası gibi arkası silgili kurşunkalemleri çok seviyor ve yine babası gibi çakıyla ucunu açarken büyük keyif alıyor. Nabi Hoca, kalem aldığı zaman öpüp başına koyuyor. Beyaz bir kâğıda nokta koyduktan sonra kapağını kapatıyor. “Bizimkisi can şenliği” diyen Hoca, hemen her gün farklı kalemlerle yola çıkıyor. Her kalemin ‘günü’ ve ‘yeri’ ayrıymış. Kalem sevgisi emek de istiyor. Boş vakitlerinde bazı kalemlerin tamiriyle uğraşıyor. Akşam, hatta geceleri vaktinin bir bölümünü kalemlerine ayırıyor. Onların temizlenmesi, mürekkebi, hatta evdeki yerlerine zaman harcıyor. Çantasında kalemlerin yanında duran mürekkebi gösteren hoca bir de uyarı yapıyor: ”Dolmakaleme sıcak su değil musluk suyu değmeli”.
Başbakan Erdoğan’ın yıllarca başdanışmanlığını yapan Nabi Avcı, sık sık yurtdışına çıkıyordu. Nabi Hoca’nın boş vakitlerde fellik fellik kırtasiye aradığı biliniyor. Eski milletvekili Hüseyin Besli’nin anlattığına göre bir defasında kırtasiye bulabilmek için o kadar yürüyorlar ki, karşılarına çıkan ilk kafeye geldiklerinde ikisi de uyuyakalıyor. Nabi Hoca, ziyarete gelene çikolata ikram ediyor ama uğurlarken kurşunkalem hediye etmeyi ihmal etmiyor. Hediyeyi çocukları düşünerek yapıyor. Bakanın yanından ayrıldığımda cebimde birisi Çekoslovakya, diğeri SSCB yazan üç kurşunkalem vardı.
Kalemi üç kez öpüp başına koydu
Muhittin Hoca’dan bir kalem anısı:
“4+4+4 kanunu tartışılırken YÖK temsilcisi olarak Meclis Eğitim Komisyonu’ndaydım. Gece saat 12’yi geçmiş, tartışmalar had safhada. Nabi Abi malum nazik. Kürsüde çok sıkıldığını fark ettim. O günlerde İtalya seyahatim olmuştu ve ona ‘Omas’ marka bir dolmakalem almıştım. Görevliyle kalemi Nabi Abi’ye gönderdim. O, her yeni kalem aldığında üç kere kalemi öper. Yine aynı şeyi yaptı ve kürsüden bana selam verdi. Elinde kalem, o geceki komisyonu mutlu bir şekilde sürdürdü.”