Ne olacak bu eğitimin hâli?
Büyük büyük insanlar olarak hepimiz koca koca nutuklar atarak eğitimi kurtarma derdine düşmemeliyiz. Bizler eğitimin önemine inanan insanlar olarak önemsemediğimiz küçük davranışları yerine getirerek, eğitimin şahlanışının fitilini ateşlemeliyiz.
MEMURLAR- Geçtiğimiz günlerde eğitimin sorunlarının konuşulduğu, yıllarını eğitime vermiş konuşmacı ve katılımcıların bulunduğu bir programa iştirak ettim. Eyvaah! Herkes ağız birliği etmiş kötü demiyeyim elle tutulur yeri kalmamış eğitimimizi şaha kaldırma derdindeydiler. Bu toplantıda bu kadar çok bilenin olduğu bir ülkede; acaba eğitim sistemimiz niye şaha kalkmıyor diye düşünen var mıydı, bilemiyorum.
Bir kere eğitim sistemimizin çok kötü olduğu fikrine katılmıyorum. Eksiklerimiz yok mudur? Elbette vardır. Fakat elbirliği ile eğitimi daha yukarılara taşımak da hepimizin görevidir. Yalnız öyle bol keseden ahkâm kesenlerin söylediği gibi de “Ben bir milli eğitim bakanı olsam, ben bir başbakan olsam tüm problemleri şıp diye çözerim.” nutuklarının da bir geçerliliği olmadığını peşin peşin belirteyim.
Bu ülke hepimizin. Eğitimin güzellikleri de, eksiklikleri de bizlerin aynası. Bu öğrenciler, bu öğretmenler, eğitime hizmet eden memurlar, amirler, küçük büyük katkıda bulunan herkes bu ülkenin insanı. Sonuçta karşımıza hepimizin birlikte oluşturduğu böyle bir eğitim tablosu çıkıyor.
Asıl sormamız gereken, “Bu tablonun oluşmasında benim katkım nedir?” sorusudur. Soruya aldığımız cevap olumlu katkı yönünde ise, bu katkımızı çoğaltarak devam ettirmenin yollarını aramaya ve uygulamaya devam etmeliyiz. Yok eğer bu tablonun oluşmasında katkımız olumsuz yönde ise, bu sefer de bu olumsuz katkımızı yok edinceye kadar hatalarımızı gidermeli ve olumlu katkı yapma sürecine girmeliyiz.
Eğitim tek bir noktadan, tek bir kişinin, kanun yapıcıların ve kanun uygulayıcıların katkısı ile şaha kalkacak bir durum değildir. Eğitimin eksikliklerinden ve aksaklıklarından yakınan bu kadar insan, aksaklıkları gidermek için minicik birer adım atsa, emin olun eğitim istediğimiz seviyelere gelmek için koşar adım yola koyulacaktır. Çünkü eğitim dalı budağı, yaprağı ve kökleri ile kocaman bir çınar ağacı gibidir. Yıllara meydan okuyan bu çınar ağacının dimdik ayakta durmasında hepimizin katkısı vardır ve olmalıdır da.
Ekrem Aytar'ın yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN