ÖGESEN'den idari teşvik açıklaması geldi!
Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN), idari teşvik ve Yükseköğretim Bakanlığı kurulmasına ilişkin açıklama yaptı.
MEMURLAR - Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN), idari teşvik ve Yükseköğretim Bakanlığı kurulmasına ilişkin açıklama yaptı. İşte ÖGESEN'in yaptığı o açıklama metni;
"Öğretim Elemanları Sendikası’nın (ÖGESEN) kuruluşundan itibaren Genel Başkanımız Vahdet Özkoçak, Genel Başkan Vekilimiz Tolga Özenç ÖZENÇEL ve Genel Başkan Yardımcımız Atahan TOGAY beraberce il il gezip üniversitelerin ve akademisyenlerin sorunlarını dinleyip meslektaşlarıyla çözüm yolları üretmeye çalıştık. Gidilen illerde sendikal faaliyetlere bakışın ne hale geldiğini görmekle birlikte, akademisyenlerimizin onlarla aynı dili konuşan ve sorunların içinden gelen insanları karşılarında görünce gönül bağı oluşturduklarına çok kereler şahit olduk. Henüz tam anlamıyla çözülmemekle birlikte bir süreliğine rahatlatan akademik zam zaferimiz tüm akademisyenlerimiz tarafından övgüyle karşılanmakta, diğer çözümsüz gibi görünen problemler için birlikteliğin önemi bir kez daha ortak karar olarak ortaya çıkmaktadır. Yönetim kurulumuzun bu ziyaretlerde bir çok kez onaylama fırsatı bulduğu bir diğer sorunda, mevcut sendikaların şimdiye kadar ötelediği akademik camianın, yalnızca Araştırma görevlisi, Öğretim görevlisi, Okutman gibi unvanların sorunlarıyla değil, yönetim kadrosunun sorunlarıyla da arka plana itildiğidir. Eğitim Sendikalarının Eğitim deyince MEB’den başka bir şey düşünemediği yıllar boyunca, Yönetici konumunda olan akademisyenlerin sorunları da birikmiş ve yönetici olmanın yaşattığı gurur dışında mesleki veya maddi neredeyse hiçbir katkısının olmadığı duruma getirilmiştir. Günümüzde Milli Eğitim Bakanlığına baplı bir okulda görev yapan Müdür ve Müdür yardımcılarının söz konusu görevleri, ders ücreti ile karşılık bulmakta ve fiilen görev yapma karşılığında aylık 600 ila 1050 TL arasında değişen oranlarda ek ders ücreti almaktadırlar. Ayrıca bu ücretin tam karşılığı oranında derse girme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Üniversitelerin dekan, müdür ve bunların yardımcıları kadrolarında bulunan hocalarımız ise çok cüzi miktarlarda idari hizmet tazminatına mahkum edildikleri gibi, bu görevlerinden dolayı yasal olarak hakları olan derslere de girememekte, maddi kayıp yaşamakta ve akademisyenin en önemli yaşam damarı olan akademik çalışmalara yeterince zaman ayıramayarak bir şekilde kendi mesleki kazanımlarını da yavaşlatmak/dondurmak zorunda kalmışlardır. MEB’e bağlı okullardaki müdürler ve yardımcılarına sağlanan bu kolaylık, üniversite yönetim kadrosu içinde geçerli olmalı ve hocalarımızın bu mağduriyeti ivedi şekilde giderilmelidir. ÖGESEN olarak bu konudaki teklifimiz, Yönetici pozisyonunda bulunan hocalarımıza alma hakları olan ek ders ücretlerinin ödenmesi ve yılan hikayesine dönen teşvik sistemi içinde yönetim kadroları için ayrı puan sisteminin getirilmesi ve yöneticiliğin teşvike dahil edilmesi yönündedir. Genel Başkanımız Vahdet Özkoçak ve sendikamızın aylardır söylediği “YÖK değil, YÖB” (Yüksek Öğretim Bakanlığı) sloganının ne kadar gerçekçi olduğu ve Üniversitelerle birebir ilgilenecek bir bakanlığın kurulması gerekliliği bir kez daha kendini göstermiştir. Sorunlarını bize ileten yönetici hocalarımıza teşekkürü bir borç bilir, bu konunun da takipçisi olacağımızın tüm üniversite camiası tarafından not alınmasını temenni ederiz."
"Öğretim Elemanları Sendikası’nın (ÖGESEN) kuruluşundan itibaren Genel Başkanımız Vahdet Özkoçak, Genel Başkan Vekilimiz Tolga Özenç ÖZENÇEL ve Genel Başkan Yardımcımız Atahan TOGAY beraberce il il gezip üniversitelerin ve akademisyenlerin sorunlarını dinleyip meslektaşlarıyla çözüm yolları üretmeye çalıştık. Gidilen illerde sendikal faaliyetlere bakışın ne hale geldiğini görmekle birlikte, akademisyenlerimizin onlarla aynı dili konuşan ve sorunların içinden gelen insanları karşılarında görünce gönül bağı oluşturduklarına çok kereler şahit olduk. Henüz tam anlamıyla çözülmemekle birlikte bir süreliğine rahatlatan akademik zam zaferimiz tüm akademisyenlerimiz tarafından övgüyle karşılanmakta, diğer çözümsüz gibi görünen problemler için birlikteliğin önemi bir kez daha ortak karar olarak ortaya çıkmaktadır. Yönetim kurulumuzun bu ziyaretlerde bir çok kez onaylama fırsatı bulduğu bir diğer sorunda, mevcut sendikaların şimdiye kadar ötelediği akademik camianın, yalnızca Araştırma görevlisi, Öğretim görevlisi, Okutman gibi unvanların sorunlarıyla değil, yönetim kadrosunun sorunlarıyla da arka plana itildiğidir. Eğitim Sendikalarının Eğitim deyince MEB’den başka bir şey düşünemediği yıllar boyunca, Yönetici konumunda olan akademisyenlerin sorunları da birikmiş ve yönetici olmanın yaşattığı gurur dışında mesleki veya maddi neredeyse hiçbir katkısının olmadığı duruma getirilmiştir. Günümüzde Milli Eğitim Bakanlığına baplı bir okulda görev yapan Müdür ve Müdür yardımcılarının söz konusu görevleri, ders ücreti ile karşılık bulmakta ve fiilen görev yapma karşılığında aylık 600 ila 1050 TL arasında değişen oranlarda ek ders ücreti almaktadırlar. Ayrıca bu ücretin tam karşılığı oranında derse girme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Üniversitelerin dekan, müdür ve bunların yardımcıları kadrolarında bulunan hocalarımız ise çok cüzi miktarlarda idari hizmet tazminatına mahkum edildikleri gibi, bu görevlerinden dolayı yasal olarak hakları olan derslere de girememekte, maddi kayıp yaşamakta ve akademisyenin en önemli yaşam damarı olan akademik çalışmalara yeterince zaman ayıramayarak bir şekilde kendi mesleki kazanımlarını da yavaşlatmak/dondurmak zorunda kalmışlardır. MEB’e bağlı okullardaki müdürler ve yardımcılarına sağlanan bu kolaylık, üniversite yönetim kadrosu içinde geçerli olmalı ve hocalarımızın bu mağduriyeti ivedi şekilde giderilmelidir. ÖGESEN olarak bu konudaki teklifimiz, Yönetici pozisyonunda bulunan hocalarımıza alma hakları olan ek ders ücretlerinin ödenmesi ve yılan hikayesine dönen teşvik sistemi içinde yönetim kadroları için ayrı puan sisteminin getirilmesi ve yöneticiliğin teşvike dahil edilmesi yönündedir. Genel Başkanımız Vahdet Özkoçak ve sendikamızın aylardır söylediği “YÖK değil, YÖB” (Yüksek Öğretim Bakanlığı) sloganının ne kadar gerçekçi olduğu ve Üniversitelerle birebir ilgilenecek bir bakanlığın kurulması gerekliliği bir kez daha kendini göstermiştir. Sorunlarını bize ileten yönetici hocalarımıza teşekkürü bir borç bilir, bu konunun da takipçisi olacağımızın tüm üniversite camiası tarafından not alınmasını temenni ederiz."
Yorumlar
1 Yorum