ÖGESEN'den Yükseköğretim Bakanlığı çağrısı
ÖGESEN genel başkanı Özkoçak, Yükseköğretim Kurulu yerine Yükseköğretim Bakanlığı getirilirse sorunlarımız çözüme daha kolay ulaşacaktır çağrısında bulundu.
- ÖGESEN genel başkanının yetkililere çağrıda bulunduğu o yazısı...
Türkiye'de son zamanlarda üniversite sayısı önemli oranda artmış ve 109'u devlete, 70'i vakıflara ait olmak üzere toplamda 179 üniversiteye ulaşılmıştır. Üniversite sayısındaki artışa paralel bir şekilde öğrenci sayısında da ciddi anlamda artış gerçekleşmiştir. Yükseköğrenimdeki bu niceliksel artışın beraberinde kaliteyi de getirip getirmediği tartışmalı olsa da, en az bunun kadar önemli olan bir sorun da, bu kadar genişleyen bir yapının, mevcut yapılanmayla yönetilemez bir hale gelmesidir.
Yükseköğretim Kurumu'nun (YÖK), kurulduğu yıllardaki mevcut üniversite sayısının azlığı, bu kurumun bilimsel özerklik, bilimsel çalışmalarda kalite gibi kıstasların karşılanmaması yanında, yönetimsel zaafının da üstünün kolayca örtülmesine neden olmuştur. Kuruluşunun arka planındaki mantık, akademisyenleri fikir dünyasında belirli odalara hapsederek özgür düşünceye ket vurmak olan YÖK, günümüzde ise daha ziyade yükseköğretim sistemini "Doğru Yönetememe" gibi sorunlarla eleştirilmektedir.
Türkiye'nin gelişme stratejisini destekleyecek bir yapının çok uzağında olan YÖK, aksine Türk akademi camiasını, attığı tüm adımlarında ve izlediği politikalarda yeni sorunlar içinde boğmakta ve camianın enerjisini boşa tüketmesine yol açmaktadır. En güncel sorunlardan biri, üniversite sayısındaki artışın neticesinde doğan öğretim üyesi ihtiyacının, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile giderilmeye çalışılması fakat programın başka büyük sorunlara yol açmasıdır. Araştırma ödeneğinin kullanım sorunları, kanunda ve uygulamada yaşanan "mobbing" vakaları bu sorunlardan sadece bir kaçıdır.
Güncel sorunlardan bir diğeri de akademisyenlerin maaşlarındaki adaletsizliktir. Dünyadaki bir çok meslektaşından ortalama 2.5 kat daha az maaş alan akademisyenler, mezun ettiği öğrencisinden ve daha düşük eğitimli memurlardan çok daha az maaş almaktadır. Akademisyenlerin yoksulluk sınırının altında yaşadığı çeşitli kurumların raporlarında da yer almaktadır.
YÖK, mevcut yapısıyla bu sorunların çözümüne en ufak bir katkı dahi sağlamamakta, aksine yukarıda da belirtildiği üzere akademik camianın önüne yeni sorunlar getirmektedir. Bu yorum, son dönemlerde bir çok kişi ve kurum tarafından da paylaşılmış ve YÖK'ün varlığı yeniden tartışılmaya açılmıştır. Bununla beraber, çözüm önerileri ve YÖK'ün yerine getirilebilecek kurumun ne olacağı konusu yeterince gündeme gelmemiştir.
Mevcut sorunları çözme ve Türk akademisine yön verme amacıyla kurulan Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN), kendi içinde istişare toplantıları yaparak bazı çözüm önerileri getirmeyi ve bunu Türkiye kamuoyuyla paylaşmayı hedeflemektedir.
ÖGESEN, YÖK'ün Türk akademisini yönetme ehliyetini kaybettiğini ve bunun kurum içinde bir takım değişiklikler yapılarak veya son yıllarda gündeme gelen kanuni değişiklik içeren yeni YÖK tasarısıyla da çözülemeyeceğini düşünmektedir.
Üniversite, öğrenci ve akademisyen sayısının büyüklüğü göz önüne alındığında, Başbakanlığa bağlı bir kurumun bu camiayı yönetemeyeceği, onun yerine bilim camiasının bakanlık nezdinde temsil edilmesi gerekliliği son derece açıktır. Bu nedenle akademik camianın kanayan yaralarına merhem olabilecek ve camiamızı ülke siyasetinde temsil edebilecek bir bakanlık kurulması ivedilikle sağlanmalıdır.Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak