Öğretmenler; haydi geziye
Şahsi olarak okulda öğrencilerle yapılan gezilerin derslerden daha çok belleklerde yer ettiği ve öğrenciye çok şeyler kattığı kanaatindeyim. Geziye dahil olan kişi sadece kuru bilgiler edinmemekte; toplu yaşamın getirdiği görgü kurallarından tutun da, gez
4-5 Mayıs 2013 tarihlerinde kısa fakat verimli bir Kosova-Makedonya gezimiz oldu. Bu yazıda sizlere Kosova-Makedonya gezi izlenimlerimi anlatmayacağım. Bu gezi vesilesi ile eğitimde gezilerin önemini yazı konusu yapmayı, eğitim paydaşlarının dikkatlerini okul gezilerine çekmeyi bir fırsat bildim.
Gezi kelimesi TDK’nun Türkçe Sözlük’ünde “Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat” ve “Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk” olarak tanımlanmaktadır. Şahsi olarak okulda öğrencilerle yapılan gezilerin derslerden daha çok belleklerde yer ettiği ve öğrenciye çok şeyler kattığı kanaatindeyim. Geziye dahil olan kişi sadece kuru bilgiler edinmemekte; toplu yaşamın getirdiği görgü kurallarından tutun da, gezilen yerlerin tarihi, turistik, doğal, ekonomik… çok çeşitli alanlardaki farklılıkları ile tanışma fırsatı ele geçirmektedir.
Şahsi tarihimde hatırladığım ilk okul gezisi Çanakkale Şehitliğine yapılan okul gezimizdir. Sene 1979 ve ben daha ilkokul 5. sınıf öğrencisiyim. Aklımda kalan rehberimiz, öğretmenimizin Conkbayırı’ndaki Mustafa Kemal Atatürk’ün süngü savaşı ve hayatını kurtaran cep saatine kurşun isabet ettiğini anlattığı olay ve yerdir. O yıldan sonra fırsat bulduğum her okul gezisine ailemin destekleri ile katılmaya çalıştım. Bu gezilerin çok faydalı olduğunu düşünüyor ve her öğretmenin gezilere gereken önemi vermesi gerektiğinin altını çiziyorum.
İstanbul’da yaşayıp, her gün yanından geçtiği tarihi değerleri tanımayan kişiler yok mudur? Konya’da yaşayıp Mevlana Müzesi’ni gezmeyen kişi yok mudur? Çanakkale’de yaşayıp Çanakkale Şehitliği’ni gezmeyen kişi yok mudur? Bu soruların cevaplarının %100 olumlu çıkabilmesi için eğitimcilere büyük görev düşmektedir. Öğretmenler belki hayatlarında bir daha yaşadığı şehirde veya ülkede görme fırsatı bulamayacak öğrencilere bu yerleri gezdirmeli; daha küçük yaşlarda gezi kültürü bilincini aşılamalıdır. Bu bilinci alan öğrenci tüm hayatı boyunca bir Evliya Çelebi misali gezecek, görecek, eğlenecek, öğrenecek ve medeni bir birey olarak kendisine ve ülkesine faydalı bir kişi olacaktır.
Öğretmenlerin bir çoğu gezi olayının külfetlerinden dolayı değil de izin almak gibi iş ve işlemlerin bıktırıcılığından çekindiklerinden gezilere biraz mesafeli yaklaşmaktadır. Fakat aslında öyle korkulacak bir prosedür yoktur.
MEB’na bağlı okullardaki geziler 13.01.2005 tarih ve 25699 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği”ne göre düzenlenmektedir. Yönetmeliğin 21. Maddesi şöyle demektedir. “(Değişik bent:2.3.2008/26804 RG) Öğrencilerin seviyelerine göre bilgi, görgü ve yeteneklerini geliştirmek; yaparak yaşayarak öğrenmelerine imkân vermek ve derslerin uygulama ortamında yapılmasını sağlamak; onlara çevrelerini, toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerini tanıtmak, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından izletmek amacıyla yakın çevre ve yurt içi geziler ile diğer ülke ve toplumları tanıtmak üzere yurt dışı geziler düzenlenebilir.”
Bu yönetmeliğe göre bir öğretmen ders konularını pekiştirmek veya sosyal etkinlikler düzeyinde değerlendirmek üzere bulunduğu şehir içerisinde veya bulunduğu şehir haricinde şehirler arasında okul gezisi düzenleyebilir. Hatta imkânlar dahilinde ülkeler arası gezi düzenlenmesinde bile hiçbir engel bulunmamaktadır.
Gezi yapacak öğretmen yönetmeliğin b maddesine göre; “Sınıf/şube rehber öğretmenleri, ders öğretmenleri veya danışman öğretmenlerce, herhangi bir ders veya sosyal etkinlik kapsamında yapılacak etkinliklerle ilgili Gezi Planları (EK-13), en az 7 gün önce okul müdürlüğüne verilir. Gezi planı ile birlikte geziye katılacak yönetici, öğretmen, öğrenci ve varsa velilerin isimleri, adresleri, ulaşılabilecek yakınlarının telefon numaralarının yer aldığı bir liste hazırlanarak bir nüshası okul yönetimine verilir.” İlk adımı atmalıdır.
Öğretmen bulunduğu şehir içindeki (il/ilçe) gezilecek yerler ile gezileri ders yılı başında yıllık planında belirtmiş ise; bu gezilere okul müdürü izin verebilmektedir. Yıllık planda belirtilmeyen il/ilçe gezileri için okul müdürü il/ilçe MEM’e yazarak gerekli izni alır. Gezilerde, 40 öğrenciye kadar bir yönetici ve en fazla iki sorumlu öğretmen görevlendirilir.
Okulun bulunduğu il/ilçe sınırları içinde sosyal etkinlik kapsamında yapılacak gezilerle ilgili onay, okul müdürlüğünün önerisi üzerine il/ilçe millî eğitim müdürünce; il sınırları dışına yapılacak gezilerle ilgili onay ise il/ilçe millî eğitim müdürlüğünün önerisi üzerine mülkî amirce verilir.
Yurt dışında yapılacak bilim, sanat, tiyatro, spor, müzik, halk oyunları, beceri yarışma, sosyal etkinlik ve bunların hazırlık çalışmaları ile gezilere katılacak resmî/özel örgün ve yaygın eğitim kurumlarının yönetici, öğretmen ve öğrencilerinin görevli-izinli sayılmalarına ilişkin onay, il millî eğitim müdürlerinin önerisi üzerine valiliklerce verilir.
İl içi ve il dışı gezilerde öğrencilerin kaza sigorta işlemleri, geziye gidilecek araçların seçilmesi ve diğer konularda, Okul Gezileri Çerçeve Sözleşmesinde (EK-12) belirtilen hükümlere uyulur.
Sevgili öğretmenim; geziler öğrencilere sayılamayacak kadar fazla beceriler kazandırmaktadır. Öğrencilerimize her fırsatta, imkânlar dahilinde geziler düzenlemekle onlara çok büyük faydalar sağlayacak ve yeni ufuklar açacaksınız. Yapmanız gereken tek şey planlamak ve gezmek. (08.05.2013)