Öğretmenler isyanda!
Eğitim-sen nöbet tutmama kararı aldı. ''Nöbet sorumluluğu fazla mesai olarak tanımlanarak ücretlendirilmeli ve her türlü ek ödeme temel ücrete yansıtılmalıdır! Taleplerimiz yerine getirilinceye dek nöbet tutmuyoruz!'' dendi.
MEMURLAR - Öğretmenlerin ağır nöbet görevlerinin ücretlendirilmesi talebi çok uzun zamandır dile getirilmesine rağmen MEB'in ek ücret vermemesi üzerine Eğitim-sen üyeleriyle nöbet tutmama kararı aldı.
Şu bildiriyi de basın yoluyla yürütmeye duyurdu:
Merkez Yürütme Kurulu`nun `Nöbet Sorumluluğu Fazla Mesai Olarak Tanımlanarak Ücretlendirilmeli Ve Her Türlü Ek Ödeme Temel Ücrete Yansıtılmalıdır! Taleplerimiz Yerine Getirilinceye Dek Nöbet Tutmuyoruz!` başlıklı açıklama metnidir.
Bilindiği üzere yönetici ve öğretmenlere verilen nöbet görevi fazla mesai kapsamında değerlendirilmemekte, nöbetlerde uyulması gereken esaslar fiilen okul idarecilerinin inisiyatifine bırakılarak öğretmenler mağdur edilmektedir. Her ne kadar nöbet görevi nedeniyle eğitim emekçileri ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılsa da söz konusu görevin eğitim-öğretimin bir parçası olması ve öğretmenler tarafından yerine getirilmesi oldukça önemlidir. Bu durumun en önemli nedeni ise öğretmenin, öğrencisini sadece ders sürecinde değil, okulda geçirdiği süre zarfında ruhsal ve bedensel olarak izleyebilmesi, öğrencinin ayrımcı, şiddet içeren, ötekileştirici, baskıcı kimi davranışlarına karşı yol gösterici olabilmesinde yatmaktadır.
İkinci bir neden ise öğretmenlerin nöbet görevinden çekilmesi halinde okulların polis, "koruma memuru" ya da taşeronlaştırma politikaları kapsamında taşeron işçilere ya da güvenlik görevlilerine açılacak olmasıdır. Bu nedenledir ki "okullarda yaşanan şiddete şiddetle karşı çıkmak" gibi bir yaklaşım kimi sorunların çözümünü değil, derinleşmesini beraberinde getirecektir. Ancak altını çizerek belirtmek gerekir ki hali hazırdaki uygulama, öğretmene ciddi sorumluluklar yükleyen nöbet görevi karşısında öğretmenin haklarını yok saymaktadır!
Nöbet görevi, her ne kadar Milli Eğitim ile ilgili yasalarda tanımlanmasa da çıkarılan yönetmeliklere eklenen birer madde ile yönetici ve öğretmene bu sorumluluk yüklenmektedir. Dolayısıyla nöbetlerde uyulması gereken esaslar, öğretmenler kurulunda görüşülmekte; ancak fiilen okul yönetiminin inisiyatifine devredilmektedir. Sonuç olarak, öğretmenleri cezai ve disiplin işlemleriyle karşı karşıya bırakabilen bir alanda, öğretmenlerin haklarının ve sorumluluklarının net olarak tanımlanmaması en başta öğretmenleri ciddi bir baskı altında bırakmaktadır.
MEB ise öğretmene böylesine ciddi bir sorumluluk yükleyen görev süresince öğretmenlerin haklarını ve sorumluluklarını tanımlamamakta ve bu görevi "fazla mesai" kapsamında değerlendirmemekteki ısrarını sürdürmektedir. Dolayısıyla eğitim emekçilerine yüklenen bu sorumluluğun maddi bir karşılığı da bulunmamakta ve angaryaya dönüştürülmektedir. 08.12.2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı`na resmi bir yazı ileterek bu konulardaki görüşlerimizi ve taleplerimizi iletmemize rağmen, Bakanlığın konuyla ilgili sorunları çözecek bir adım atmaması, öğretmenlerin Bakanlık nezdindeki değerini de göstermektedir.
Kaldı ki fiilen yerine getirilen nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için 4 saat ek ders ücreti ödenmesi ve bu görevler dahil öğretmenlere birim ders saat içinde ödenen ek ders ücretlerinin artırılması, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısında görüşülmüşse de henüz bir sonuç doğurmamıştır. Konuyla ilgili olarak üç maymunu oynayan MEB`e ve sorunun çözümüne değil de sendikamızı karalamaya yönelenlere karşı, sendikamız Eğitim Sen`in konuya ilişkin taleplerinin bir kez daha altını çizmek istiyoruz:
Öncelikle nöbet hizmetinin ortak-yasal bir zemine dayandırılması ve uygulamadaki farklılıklara son verilmesi gerekmektedir. Bu sayede öğretmenlerimiz her türden eğitim kademesinde sadece bir uygulamayı esas alarak nöbet hizmeti verecek ve yöneticilerin kişisel inisiyatif kullanmalarından kaynaklı farklı uygulamalar sona erecektir.
Nöbet görevleri en fazla haftada bir gün olmak üzere, Yönetmeliklere koşulları belirlenmiş bütün öğretmenlere eşit olarak dağıtılmalıdır.
Öğretmenlerin nöbetçi oldukları günlerde ders ve diğer görevleri azaltılmalı, öğretmenin nöbeti sırasında dinlenecek zaman ve mekan yaratılmalıdır.
Ek ders ücretleri günün koşullarına göre uyarlanmalı, her türlü ek ödeme temel ücrete yansıtılmalıdır.
Diğer meslek gruplarında nöbet hizmeti "Fazla Mesai" olarak kabul görmekte ve bunun için ek bir ücret ödemesi yapılmaktadır. Öğretmenlere nöbet hizmetleri için herhangi bir ek ücret ödemesinin yapılmaması Anayasa`nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğundan; nöbet hizmeti angarya olmaktan çıkarılıp "fazla mesai" olarak kabul edilmeli ve 4 saat ek ders ücreti ödenmelidir.
Ayrıca ek ders ücretleri iki katına çıkarılmalıdır. Taleplerimiz karşılanmadığı sürece nöbet görevi nedeniyle karşılaşılan sorunlara kalıcı çözüm üretilemeyecek ve yeni, daha yakıcı sorunlarla eğitim emekçileri karşı karşıya bırakılacaktır.
Bu nedenlerle 9 Şubat 2015 tarihinde tüm iş yerlerinde nöbetlerin fazla mesai olarak kabul edilmesini ve ücretlendirilmesini talep eden dilekçelerimiz okul / kurum müdürlüklerine verilecek, öğretmenler kurulu toplantılarında konuya bakışımızı anlatan bildiriler okunacak ve taleplerimiz yerine gelinceye dek nöbet tutulmayacaktır.
Şu bildiriyi de basın yoluyla yürütmeye duyurdu:
Merkez Yürütme Kurulu`nun `Nöbet Sorumluluğu Fazla Mesai Olarak Tanımlanarak Ücretlendirilmeli Ve Her Türlü Ek Ödeme Temel Ücrete Yansıtılmalıdır! Taleplerimiz Yerine Getirilinceye Dek Nöbet Tutmuyoruz!` başlıklı açıklama metnidir.
Bilindiği üzere yönetici ve öğretmenlere verilen nöbet görevi fazla mesai kapsamında değerlendirilmemekte, nöbetlerde uyulması gereken esaslar fiilen okul idarecilerinin inisiyatifine bırakılarak öğretmenler mağdur edilmektedir. Her ne kadar nöbet görevi nedeniyle eğitim emekçileri ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılsa da söz konusu görevin eğitim-öğretimin bir parçası olması ve öğretmenler tarafından yerine getirilmesi oldukça önemlidir. Bu durumun en önemli nedeni ise öğretmenin, öğrencisini sadece ders sürecinde değil, okulda geçirdiği süre zarfında ruhsal ve bedensel olarak izleyebilmesi, öğrencinin ayrımcı, şiddet içeren, ötekileştirici, baskıcı kimi davranışlarına karşı yol gösterici olabilmesinde yatmaktadır.
İkinci bir neden ise öğretmenlerin nöbet görevinden çekilmesi halinde okulların polis, "koruma memuru" ya da taşeronlaştırma politikaları kapsamında taşeron işçilere ya da güvenlik görevlilerine açılacak olmasıdır. Bu nedenledir ki "okullarda yaşanan şiddete şiddetle karşı çıkmak" gibi bir yaklaşım kimi sorunların çözümünü değil, derinleşmesini beraberinde getirecektir. Ancak altını çizerek belirtmek gerekir ki hali hazırdaki uygulama, öğretmene ciddi sorumluluklar yükleyen nöbet görevi karşısında öğretmenin haklarını yok saymaktadır!
Nöbet görevi, her ne kadar Milli Eğitim ile ilgili yasalarda tanımlanmasa da çıkarılan yönetmeliklere eklenen birer madde ile yönetici ve öğretmene bu sorumluluk yüklenmektedir. Dolayısıyla nöbetlerde uyulması gereken esaslar, öğretmenler kurulunda görüşülmekte; ancak fiilen okul yönetiminin inisiyatifine devredilmektedir. Sonuç olarak, öğretmenleri cezai ve disiplin işlemleriyle karşı karşıya bırakabilen bir alanda, öğretmenlerin haklarının ve sorumluluklarının net olarak tanımlanmaması en başta öğretmenleri ciddi bir baskı altında bırakmaktadır.
MEB ise öğretmene böylesine ciddi bir sorumluluk yükleyen görev süresince öğretmenlerin haklarını ve sorumluluklarını tanımlamamakta ve bu görevi "fazla mesai" kapsamında değerlendirmemekteki ısrarını sürdürmektedir. Dolayısıyla eğitim emekçilerine yüklenen bu sorumluluğun maddi bir karşılığı da bulunmamakta ve angaryaya dönüştürülmektedir. 08.12.2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı`na resmi bir yazı ileterek bu konulardaki görüşlerimizi ve taleplerimizi iletmemize rağmen, Bakanlığın konuyla ilgili sorunları çözecek bir adım atmaması, öğretmenlerin Bakanlık nezdindeki değerini de göstermektedir.
Kaldı ki fiilen yerine getirilen nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için 4 saat ek ders ücreti ödenmesi ve bu görevler dahil öğretmenlere birim ders saat içinde ödenen ek ders ücretlerinin artırılması, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısında görüşülmüşse de henüz bir sonuç doğurmamıştır. Konuyla ilgili olarak üç maymunu oynayan MEB`e ve sorunun çözümüne değil de sendikamızı karalamaya yönelenlere karşı, sendikamız Eğitim Sen`in konuya ilişkin taleplerinin bir kez daha altını çizmek istiyoruz:
Öncelikle nöbet hizmetinin ortak-yasal bir zemine dayandırılması ve uygulamadaki farklılıklara son verilmesi gerekmektedir. Bu sayede öğretmenlerimiz her türden eğitim kademesinde sadece bir uygulamayı esas alarak nöbet hizmeti verecek ve yöneticilerin kişisel inisiyatif kullanmalarından kaynaklı farklı uygulamalar sona erecektir.
Nöbet görevleri en fazla haftada bir gün olmak üzere, Yönetmeliklere koşulları belirlenmiş bütün öğretmenlere eşit olarak dağıtılmalıdır.
Öğretmenlerin nöbetçi oldukları günlerde ders ve diğer görevleri azaltılmalı, öğretmenin nöbeti sırasında dinlenecek zaman ve mekan yaratılmalıdır.
Ek ders ücretleri günün koşullarına göre uyarlanmalı, her türlü ek ödeme temel ücrete yansıtılmalıdır.
Diğer meslek gruplarında nöbet hizmeti "Fazla Mesai" olarak kabul görmekte ve bunun için ek bir ücret ödemesi yapılmaktadır. Öğretmenlere nöbet hizmetleri için herhangi bir ek ücret ödemesinin yapılmaması Anayasa`nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğundan; nöbet hizmeti angarya olmaktan çıkarılıp "fazla mesai" olarak kabul edilmeli ve 4 saat ek ders ücreti ödenmelidir.
Ayrıca ek ders ücretleri iki katına çıkarılmalıdır. Taleplerimiz karşılanmadığı sürece nöbet görevi nedeniyle karşılaşılan sorunlara kalıcı çözüm üretilemeyecek ve yeni, daha yakıcı sorunlarla eğitim emekçileri karşı karşıya bırakılacaktır.
Bu nedenlerle 9 Şubat 2015 tarihinde tüm iş yerlerinde nöbetlerin fazla mesai olarak kabul edilmesini ve ücretlendirilmesini talep eden dilekçelerimiz okul / kurum müdürlüklerine verilecek, öğretmenler kurulu toplantılarında konuya bakışımızı anlatan bildiriler okunacak ve taleplerimiz yerine gelinceye dek nöbet tutulmayacaktır.
Yorumlar