BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
YAZARLAR

Ölü soyguncusu Fetöcüler!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişiminden yargılanan Paşa" lakaplı Zekeriya Kuzu'nun aynı davada 4 ayrı gasp ve yağma suçlamasıyla yargılandığını biliyor muydunuz?

Süleyman Özışık
Süleyman Özışık[email protected]

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişiminden yargılanan "Paşa" lakaplı Zekeriya Kuzu'nun aynı davada 4 ayrı gasp ve yağma suçlamasıyla yargılandığını biliyor muydunuz?

Anlatayım...

Tarih 16 Temmuz 2016. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris'te kalmış olduğu otelden ayrılmasından bir süre sonra darbe teşebbüsünde bulunan teröristler, 3 askeri helikopterle otele saldırı düzenliyor.

Havadan helikopterler, yerden teröristler kendilerine karşılık veren Erdoğan'ın yakın korumalarını yoğun ateş altına alıyor.

Erdoğan'ın yakın koruması olan Uşaklı Mehmet Çetin, bu saldırı sırasında hain kurşunlara hedef olmaktan kaçamıyor ve oracıkta şehit düşüyor. 

Uzun süren çatışma sonunda mühimmatları biten bazı koruma polisleri darbecilerin eline düşüyor. Elleri ve ayakları plastik kelepçelerle bağlanan polisler, Erdoğan'ın yerini söylemeleri için korkunç işkencelere maruz kalıyor.

Pek çoğu kendinden geçip bayılıyor. 

Erdoğan'ın izine rastlayamayan teröristler bir süre sonra olay yerinden ayrılmak için harekete geçiyor. Yakıt sorunu çeken helikopterler kendilerini almadan Çiğli'ye döndüğü için, teröristler yaya olarak kaçıp ormanda izlerini kaybettiriyor.

Yaklaşık iki gün ormanda saklanan teröristler, açlık sıkıntısı çekmeye başlıyor. Herkes üzerinde ne kadar para varsa çıkarıp ortaya koyuyor.

Amaçları, yerleşim alanına inip bir marketten alışveriş yapmak.

Bu sırada "Paşa" lakaplı Zekeriya Kuzu, ceplerinden bir tomar para ve 4 ayrı cüzdan çıkarıp toplanan paraların üstüne atıyor. 

Herkes şaşkınlıkla kendisine baktığında şu açıklamayı yapıyor:

"Para sıkıntısı çekeceğimizi bildiğim için koruma polislerinin üzerindeki cüzdan ve paraları zorla aldım!"

Yani, "ölü soygunculuğu" yaptığını, şehit Mehmet Çetin ile elleri ayakları bağlanmış diğer yaralı polisleri soyduğunu itiraf ediyor. 

O sırada ne oluyor biliyor musunuz?

Erdoğan'ı katletmek için Marmaris'e gelen, koruma polisini şehit eden hainlerden bazıları, kul hakkından dem vuruyor, "Biz bu paraya dokunamayız" diyor!

Bir süre sonra kul hakkı falan kimsenin umrunda olmuyor tabi...

Eşit derecede pay edilen gasp ve yağma paralarıyla yiyecekler alınıyor ve afiyetle yeniyor.

Allah'ın adaletine bakın ki bu durumu duruşma anında kendileri  itiraf ediyor. 

17/25 Aralık veya 15 Temmuz darbe girişimleri başarılı olmuş olsa, Erdoğan'a hırsız damgası vurmaya çalışan bu "ölü soyucular" ülkeyi yönetecekti. 

Mümkünatı olsa, kendilerini ameliyat eden hekimin elindeki neşteri bile çalacak kadar azgınlaşan bu sapkın grubun adaletine kalacaktık!

Göklerden gelen şaşmaz kararın sahibine hamdolsun ki başaramadılar. 

ZORUNLU AÇIKLAMA

"Görevden alınacak belediye başkanları" başlıklı yazımı okuyanlar hatırlayacaktır.

O yazıda, listeye eklediğim Sultangazi'yi daha sonra listeden çıkardım. Kafalarda oluşan soru işaretlerine cevap vermek adına bunu neden yaptığımı açıklayayım.

İstanbul'u bilenler bilir, Sancaktepe'nin eski adı Sarıgazi idi. Listede parantez içinde "Sarıgazi" ismini görünce dikkatsiz davranıp Sultangazi yazmışım. 

Hatamı uyarılar üzerine farkedip düzelttim ve Sultangazi Belediyesi'yle iletişime geçerek özür diledim. 

Bunun yanısıra, iki belediye ile ilgili daha açıklama yapma ihtiyacı doğdu.

O yazıda ismi geçen Amasya Belediye Başkanı'nın sosyal medya üzerinden açıklama yaptığını, beni iftira atmakla, tetikçi olmakla ve çıkar karşılığı yazı yazmakla suçladığını gördüm.

Başkanı tanımam. Hasmım da hısmım da değil. 

Yazıyı dikkatle okursanız, Fetöcü suçlamasında bulunmadığımı, yanlış icraatlar sonucu AK Partilileri küstürmekle suçladığımı göreceksiniz.

Yanlış icraatlar derken iftira atmadım..

Aksine, Etik Kurulu'nun hazırladığı rapordan bahsettim. Madem başkan bunu tetikçilik ve iftira olarak yorumluyor, o zaman hepinizin huzurunda kendisine bir çağrıda bulunmak istiyorum.

Sayın başkan...

Kendinizin ve çalışma arkadaşlarınızın birinci derecede yakınlarını torpille belediye kadrosuna aldırdınız mı?

Bu alımlarla ilgili Etik Kurulu'na nasıl bir savunma verdiniz ve Etik Kurulu'nun kararı ne oldu?

Lütfen, o kararı orjinal şekliyle sosyal medya hesabınızdan paylaşınız. Eğer o kararı okuyan kamuoyu sizi haklı bulursa, söz veriyorum, sizden özür dileyeceğim!

Ve bir çağrı da Darıca'ya...

Sayın Şükrü Karabacak.

Kızınız Vildan Bozdağ'ın 17/25 Aralık darbe girişiminden sonra AK Parti üyeliğinden istifa ettiği doğru mu?

Damadınızın, Fetöcü Boydak ailesiyle bir yakınlığı var mı, yok mu? Ve bu damadınız şu anda nerede, hangi ülkede ikamet ediyor?

17/25 Aralık sonrası özel kalem müdürlüğünüze getirdiğiniz kişinin Fetö okullarında eğitim almışlığı var mıdır? Bu okullarda "Abilik" görevinde bulunmuş mudur?

15 Temmuz darbe girişimi sonrası belediye bünyesinde Fetö ile uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen, görevden aldığınız kişi sayısı kaçtır? Bu kişilerin Fetö ile bağlantılarını benimle veyahut kamuoyu ile paylaşır mısınız?

Cevabınızı bu sayfada aynen yayınlayacağım.





Yorumlar