Ölüm tehdidi alan memur tayin isteyebilecek
Devlet memurlarının mazeret dolayısıyla yapılan atamalarında önemli bir diğer değişiklik de can güvenliği mazeretine bağlı olarak tayin isteme hakkı getirilmiş olması. Bundan böyle hayati tehlikesi bulunan bir memur bunu tayin isteyebilecek.
Adana’dan ismi mahfuz okurumuz E.i. soruyor: “Bünyamin bey, memurların tayin haklarında eş durumundan yapılan değişiklikleri anlattığınız yazınızı okudum. Ayrıntılı açıklamışsınız teşekkür ederim. Ölüm tehdidi alan memurlara da tayin hakkı getirilmiş doğru mudur? Kanlımız olan bir aile var, onlardan dolayı tayin isteyebilir miyim?”
Sayın okurum, önceki yazımızda tüm devlet memurlarını kapsayan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik’te önemli değişiklikler olduğunu belirtmiş, “eş durumundan” başka bir deyişle “aile birliği gerekçesi” ile yapılacak tayinlerde uygulanacak yeni usulleri ayrıntılı olarak açıklamıştık.
Bu yazı sonrasında pek çok okurumuzdan mail aldık. Okurlarımız özellikle aile birliği gerekçesi ile tayinlerde SSK’lı veya Bağ-Kur’lu eşin “son üç yıl içerisinde kesintisiz hizmeti” olması şartının çok uzun olduğunu, bu hali ile aile birliğine hizmet etmek bir yana aile birliğine zarar bile vereceğini söylüyor. Buradan yetkililere iletmiş olalım.
Devlet memurlarının mazeret dolayısıyla yapılan atamalarında önemli bir diğer değişiklik de can güvenliği mazeretine bağlı olarak tayin isteme hakkı getirilmiş olması. Bundan böyle hayati tehlikesi bulunan bir memur bunu tayin gerekçesi olarak öne sürebilecek.
Memurun çalıştığı görev yerinde can güvenliğinin bulunmadığı gerekçesi ile isteyebileceği tayin hakkı hangi halleri kapsıyor, nasıl kullanılacak, kimler yararlanabilir? Bu soruların cevaplarını ayrıntılı olarak açıklayalım.
Devlet, Memurun Can Güvenliğini Dikkate Alacak
Can güvenliği mazeretiyle atama talebi daha önce mevzuatımızda olmayan ve geçtiğimiz hafta yapılan değişiklik ile getirilen yeni bir düzenleme.
Yeni düzenlemeye göre memurun can güvenliği mazeretine dayanarak yer değiştirme talebinde bulunabilmesi için; kendisinin, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuklarından birinin bulunduğu ve görev yaptığı yerde kalmasının can güvenliğini tehdit altına alıyor olması gerekiyor.
Bu hak, memurun, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuğunun başka bir tarafından tehdit edilmesi, bunlardan birinin itirafçılık ile ilgili hükümlerden yararlanması, şiddete uğraması, ölüm tehdidi alması, canına kastedilmesi veya böyle bir riskin sürmesi gibi çok geniş halleri kapsayan bir hak.
Ne var ki, söz konusu can güvenliği tehdidinin adli veya mülki idare makamlarından alınacak bir belge ile belgelendirilmesi zorunlu.
Daha açık bir ifade ile söyleyecek olursak mahkeme kararı ile veya Kaymakamlık, Valilik gibi bir makamdan alınacak yazıya istinaden memurun, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuklarından birinin hayati tehlikesinin bulunduğu ispatlanmalı.
Görev Bölgesi İçerisinde Değişiklik
İşte bu şekilde bir mahkeme kararı veya resmi yazı ile hayati tehlikesinin bulunduğunu ispatlayan memurun bir görev yerinden diğerine ataması yapılabilecek.
Bu atama Türkiye’nin herhangi bir yerine olabilecek, ancak öncelikle mevcut görev yerinin bulunduğu “hizmet bölgesi” öncelenecek.
Bu ilk aşamada, can güvenliği mazeretine dayalı olarak yapılacak yer değişikliğinde memur; aynı hizmet bölgesi içindeki başka bir hizmet alanına atanabilecek.
Hizmet bölgelerinin her bir kurumun kendi mevzuatı ile tanımlandığını belirtmek gerekiyor. Bu yüzden her bir memurun hizmet bölgesini öğrenmek için kendi kurumunun atama, yer değiştirme ve zorunlu yer değiştirme konusundaki yönetmeliklerine bakması gerekiyor.
Öte yandan can güvenliği tehlikede olan bir memurun görev yaptığı hizmet bölgesinde ihtiyaç bulunmaması halinde ne olacak? Yönetmeliğin son halinde bu durum da düzenlenmiş bulunuyor.
Görev yapılan hizmet bölgesinde ihtiyaç bulunmuyor ise diğer hizmet bölgelerine de atanabilmesi mümkün. Başka bir ifade ile can güvenliği gerekçesi ile tayin Türkiye’nin her bir bölgesine yapılabilecek. Bu noktada öncelikle memurun tercihi alınacak ancak son karar kurum tarafından verilecek.
Aile İçi Şiddet Tayin Gerekçesi Oldu
Son getirilen önemli bir düzenleme de aile içi şiddetin can güvenliği nedeniyle mazeret tayini istenebilecek haller arasına sokulması.
Buna göre 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hakkında koruyucu tedbir kararı alınan memur tayin isteyebiliyor.
Tayine gerekçe olabilecek koruyucu tedbir kararı, aile mahkemesi hâkiminden alınacak “işyerinin değiştirilmesi” tedbirinin de içerisinde olduğu bir mahkeme kararını ifade ediyor.
Bu nedenledir ki, aile içi şiddete uğrayan memur doğrudan aile mahkemesine başvuracak ve “işyerinin değiştirilmesi” tedbiri ile ilgili karar çıkartmaya çalışacak.
Bu kararı alan memur, atama dönemine tabi olmadan doğrudan kurumuna vereceği atama dilekçesinin ekine bu mahkeme kararını da ekleyecek.
Yalnızca Kadınları Değil Erkekleri de Kapsıyor
Üstelik aile içi şiddet gören memurlara getirilen bu hak yalnızca şiddet gören kadınları değil şiddet gören erkek memuru da kapsıyor. Yeni düzenleme ile aile içi şiddet gören kadın veya erkek memur tayin isteyebiliyor.
Kanuna göre aile içi şiddet kavramındaki şiddet olgusu ise kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade edecek şekilde geniş bir kavram.
Bu sayılan hallerden biri ile şiddete uğradığını ve “işyerinin değiştirilmesi”ni gerektirecek bir hukuki durum bulunduğunu mahkeme kararı ile ispatlayan memurun tayin hakkı bulunuyor.
Bu şekilde aile içi şiddete uğrayan memurların öncelikle aynı hizmet bölgesi içindeki başka bir hizmet alanına, görev yaptığı hizmet bölgesinde ihtiyaç bulunmaması halinde ise diğer hizmet bölgelerine atanabilmesi mümkün hale gelmiş bulunuyor.
Zorunlu Hizmetin Tamamlanması Beklenmeyecek
Daha önceki yazımızda memurların mazeret tayinlerinin üç nedenle olduğunu açıklamıştık: Sağlık neden, aile birliği nedeni veya can güvenliği nedeni.
Tam bu noktada, bu üç mazeret tayininin farkları ve ortak yönlerini açıklamak yerinde olacak.
Her üç mazeretin de ortak özelliği tayin için zorunlu hizmet süresini tamamlamayı zorunlu koşmuyor olması, başka bir deyişle zorunlu hizmet bölgesi/hizmet süresini by-pass etmesi.
Sağlık, aile birliği ve can güvenliği mazeretlerinin her üçünde de bu hallerin belgelendirilmesi halinde, hizmet bölgelerindeki ve/veya hizmet alanlarındaki zorunlu çalışma süreleri tamamlanmadan memurun isteği üzerine yer değiştirme suretiyle ataması yapılabilmekte. Bu tüm mazeret nedeniyle atamaların ortak özelliği.
Can Güvenliği Gerekçesi Atama Dönemine Tabi Değil
Öte yandan, can güvenliği gerekçesi ve sağlık nedeniyle atama taleplerinin atama dönemine takılmadığını da belirtmek gerekiyor.
Mahkeme kararı veya mülki idare amirliklerinden alınacak can güvenliğinin tehdit altında olduğunu belirten yazı veya usulünce alınmış sağlık kurulu raporları ile birlikte sağlık veya can güvenliği gerekçeleri ile yıl boyunca atama talebi yapılabilecek.
Sağlık ve aile birliği mazeretlerine dayalı olarak yer değiştirmeye talepleri, mazeretinin devam ettiğini her yıl Ocak ayında alınacak belgeyle belgelendirmek zorunda.
Son olarak belirtmek gerekiyor ki, zorunlu çalışma süresini sağlık veya aile birliği mazeretine dayalı olarak tamamlamamış olan memur mazeretinin sona ermesi durumunda, zorunlu hizmet süresinin eksik kalan kısmını tamamlamak zorunda.
---
Kıssadan Hisse
“Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.”
- Platon
---
Sorularınız için:
Yazarın tüm yazıları için: