Prof. Dr. cep telefonu, bilgisayar ve otomobil kullanmıyor!
Bursa Uludağ Üniversitesinden emekli tasavvuf tarihi uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara, "Cep telefonu almıyorum ve gençlere 'Böyle de yaşanır, yaşanmaz zannetmeyin.' demek istiyorum. Hayatım gayet normal, bir aksama olmuyor." dedi.
İsrafa dikkati çekmek amacıyla cep telefonu yerine sabit telefon, bilgisayar yerine daktilo, özel otomobil yerine toplu ulaşım araçlarını kullanan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı öğretim üyeliğinden emekli tasavvuf tarihi uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara, gençlere "Böyle de yaşanabilir." mesajı veriyor.
Saat, kredi kartı gibi çağın vazgeçilmezlerini de kullanmayan Kara, kendisine sürekli yöneltilen "Ne zaman cep telefonu, araba alacaksın?" sorusunu, "Son modeli çıktığında." diyerek yanıtlıyor.
Kara, halen sabit telefon kullanıyor, öğrencileriyle mektuplaşıyor, kitap ve makalelerini elle yazıyor, her yere toplu ulaşım araçlarıyla gidiyor.
Prof. Dr. Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların genellikle cep telefonu, araç kullandığına, hızlı bir hayat yaşandığına dikkati çekti.
İsraf etmemenin önemini vurgulayan Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müthiş bir israfın girdabındayız. Boğulmak üzereyiz aslında. Bilmiyorum, bu virüsün celali tecellisi biraz uyandıracak mı bizi? Yoksa 'İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.' gerçeği mi ortaya çıkacak? Bu israf girdabından kurtulmamız gerekiyor. Bunu büyüten şey nedir? Gayet açık, kapitalizm. Kapitalizmin hayat aldığı kaynak bu çünkü. Daha çok üretecek, daha çok satacak, daha çok kazanacak, daha çok büyüyecek. Daha çok üretirken tabiat, ormanlar yok olacak. Sular, hava kirlenecek. Kapitalizmin böyle bir derdi yok. Dolayısıyla havayı, suyu, denizi, karayı kirlettik. Neticede esas tehlikeli olan; insan kirlendi.
Aslında bunların hepsini kullanıyorum. Şahsi otomobilim yok ama araçlara binmeden yaşamak mümkün mü? Gayet tabii araçlara binmeden yaşamak mümkün değil. Cep telefonu taşımıyorum ama masamda telefon var. Cep telefonu almıyorum ve gençlere 'Böyle de yaşanır, yaşanmaz zannetmeyin.' demek istiyorum. Hayatım gayet normal, bir aksama olmuyor. Ben 30 yaşındayken evimde telefon yoktu. Hayatımın en güzel zamanlarıydı. Bazı alışkanlıkları biz zorunlu zannediyoruz. Hiç ilgisi yok. Kendi kendimizi kandırıyoruz. Böyle de yaşanabilir. Hayatınızı ona göre kurarsınız ve yaşarsınız."
"Arayan dostlarım beni sabit telefonla da başka yollarla da buluyor"
Kara, cep telefonu, bilgisayar ve otomobilinin olmadığını ilk kez öğrenenlerin bunu şaşkınlıkla karşıladığını anlattı.
Halinden memnun olduğunu belirten Kara, "Hiçbir şikayetim yok. Arayan dostlarım beni sabit telefonla da başka yollarla da buluyor. 'Başkanın arabaları' beni istediğim yere götürüyor. Toplantılara ve konferanslara gidiyorum. Konferans bitince ilgili arkadaşlar 'Hocam, biz seni evinize bırakacağız.' diye ısrar ediyorlar. Ben de 'Beni başkanın arabası eve götürecek.' diyorum. 'Başkanın arabası' dediğim, belediye otobüsü." ifadesini kullandı.
İsraftan kurtulmanın çarelerinin aranması gerektiği görüşünü savunan Kara, "Buradan ne zaman, nasıl döneceğiz? Bu virajı nasıl alacağız? Bunun üzerinde düşünmek gerekiyor. İşte o zaman israf ekonomisinden kurtulabiliriz." dedi.
Kara, kapitalizmi "israf ekonomisinin oksijeni" olarak gördüğünü dile getirdi.
Prof. Dr. Mustafa Kara, sözlerini şöyle tamamladı:
"Modern hayat bu değil. Her yıl yüzlerce canlının neslini tüketen hayat, modern hayat olamaz. Aslında insanlığın başını iki elin arasına alıp uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Aksi halde bu yol, çıkış yolu değildir. Geri dönmemiz lazım. Evet, mağlup olduğumuzu, yanlış yaptığımızı kabul edip bir ricat gerekiyor. Bunu kim, nasıl, ne zaman yapacak? Bu, gerçekten zor ama eninde sonunda bu yapılacak çünkü üzerinde yaşadığımız dünya bunu kaldıramıyor artık. Dünyayı yaşanılabilir hale, ilişkileri insani noktaya taşımak gerekiyor."