Sağlıkçıya hakarete para cezası!
Sağlık çalışanlarına yönelik hakaret ve şiddete artık mahkemeler de 'dur' diyor. Personele hakaret eden hasta yakınına 8 bin 800 TL para cezası!
İzmir Torbalı Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisi'nde çalışan hemşire ve ebelere hakaret eden hasta yakınıyla ilgili mahkeme; 8 bin 800 lira para cezası ve 5 yıl denetim altında tutulmasına karar verdi
İzmir Torbalı Devlet Hastanesi Kadın Servisi'nde hemşire ve ebe olarak görev yapan Ş.B., M.S, A.S ve H.B, 27 Eylül 2011 tarihinde Eylem Y. tarafından hakarete' maruz kaldı. Ebe ve hemşireler, Eylem Y.'den şikayetçi olunca olay yargıya taşındı. Torbalı 2. Sulh Mahkemesi'nde görülen dava 19 Şubat 2013'te sonuçlandı. Zanlı Eylem Y., duruşmadaki savunmasında, "Olay günü devlet hastanesinde işlemlerimi yapıyordum. Bana saat 11'de çıkışımın yapılacağını söylediler. 12.30'a kadar beklememe rağmen işlemlerim yapılmadı. Görevlilerin bulunduğu odaya gittiğimde odada oturup çay kahve içtiklerini ve sohbet ettiklerini gördüm. Ben 'neden işlemlerin yapılmadığını' sordum. Onlar da 'beğenmiyorsan, gider şikayet edersin' dediler. Bunun üzerine görevlilerden birine, sinirle 'sen geri zekalısın' dedim ve odadan çıktım. Yengemin olduğu odaya gittiğimde bu görevliler peşimden gelerek bana saldırdılar ve bana aynı hakareti yaptılar. Ben hakaret kastıyla hareket etmedim. Bu nedenle suçsuzum. Beraatımı talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
HAKARET ETTİ
Davalı Ş.B beyanında, "Ben sanıktan şikayetçiyim. Olay tarihinde sanık bizlere hakaret etti. Taburcu işlemlerinin geciktirildiğini ileri sürerek hakaretler etti. Herhangi bir gecikme yaşamamıştır." dedi. Hastanede servis sorumlusu olduğunu ifade eden A.S. de, "On ikiye on kala sanık geldi. 'Taburcu işlemlerimiz halen yapılmadı.' dedi. Biz 'on biri çeyrek geçe çocuğu çocuk doktorlarına gönderiyoruz, onun görmesinden sonra taburcu edebiliyoruz' dedim. Çocuk servise geldi. Dosyaları geldi. fotokopi çektirmeye servis görevlisini gönderdik. O esnada sanık geldi ve bizlere hakaret etti. Sabah taburcu olmak isteyen anne, ancak öğleden sonra taburcu olabiliyor." şeklinde konuştu.
H.B ise "Olay tarihinde sanık geldi. Bize hakaret etti." diye konuştu. Tüm arkadaşları ile aynı serviste çalıştığını anlatan M.S. şunları söyledi: "Biz hemşire odasında oturuyorduk. Sanık hemşire odasına geldi. Taburcu işlemlerinin bitirilip bitirilmediğini sordu. Bizde bilgi işlemde çalışan arkadaşın fotokopi çekmek için gittiğini söyledik. Bunun üzerine hepimize hakaret etti."
Olayı bizzat gördüğünü ve duyduğunu anlatan tanık T.V. yeminli ifadesinde "Olay tarihinde ben tansiyon ilacı almaya gitmiştim. Kadın bağırmaya başladı. Hemşirelere 'salak ve geri zekalı' diyerek bağırdı. Sanık kendi odalarında koridora çıktı ve oradan bağırdı." dedi.
Davaya katılanların iddiaları ve savunmanın alınmasının ardından mahkeme heyeti sanık hakkında, "kamu görevlisine, görevi nedeniyle hakaret' suçundan ayrıca 'aynı suçun birden fazla kişiye karşı, tek bir fiille işlenmesi' nedeniyle 531 gün hapisle ve karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme 1/6 oranında iyi hal indirimi yaparak cezayı 442 güne indirdi. Sanığın aylık 600 TL gelirinin olmasını dikkate alan mahkeme 442 gün karşılığı adli para cezasını günlüğü 20 TL'den (442 gün X 20 TL) 8 bin 840 TL adli para cezası verdi. Sanığın 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutulmasına da karar verildi.
CAYDIRICI CEZALAR ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Mahkemenin verdiği karar ile ilgili bir değerlendirme yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci caydırıcı cezaların önemine dikkat çekti. 17 Nisan 2012'de Dr. Ersin Arslan'ın hasta yakını tarafından öldürülmesinin ardından sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi adına bazı çalışmalar yapıldığını kaydeden Kahveci, "Fakat şiddetin önüne bir türü geçilemedi. Biz Türk Sağlık-Sen olarak bu konuda atılacak en doğru ve etkin adımın cezaların arttırılması olduğunu düşünüyoruz. Caydırıcı cezalar bu nedenle çok önemli ve gereklidir. Bu anlamda bakıldığında mahkemenin verdiği bu karar caydırıcılığa önemli bir örnek olarak değerlendirilebilir." Diye konuştu. Kahveci, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) bir an önce düzenleme yapılarak sağlık çalışanlarına görevleri başında şiddet uygulayanlara ağır, etkin ve caydırıcı cezaların yürürlüğe girmesi gerektiğini ancak böylelikle şiddetin önüne geçilebileceğini kaydetti.