SGK rapor parası nasıl alınır?
Trabzon’dan okurumuz Emin Akçabeyli soruyor: “Bünyamin bey, ayağım kırıldı, üç ay çalışamadım.
Trabzon’dan okurumuz Emin Akçabeyli soruyor: “Bünyamin bey, ayağım kırıldı, üç ay çalışamadım. Kırılmadan önce sigortalıydım. Doktor raporlu olduğum günlerin rapor parasını alabilecek miyim? SGK’ya gitmem gerekiyor mu? Bana tam anlatırsanız sevinirim.”
Sayın okurum, hasta olduğunuz için veya başka bir nedenle işe gitmediğiniz günlerde patronunuzun size maaş ödeme zorunluluğu yok.
İş Kanunumuza göre ancak fiilen işbaşı yapılıp çalışılan günler maaş olarak ödeniyor.
Bu ise şu demek: Bir çalışanın hastalanması halinde gelir kaybına uğraması riski var…
Ülkemizde bu gelir düşüşünü karşılamak üzere hastalanan sigortalıya “geçici iş göremezlik ödeneği” verilmesini düzenlemiş bulunuyor.
İstirahat parasının alınması için doktor raporunun SGK’ya ibraz edilmesi gerekiyor. SGK’da bunun üzerine inceleme yaparak rapor parasını size ödüyor.
Rapor parasının nasıl ödendiğini tüm okurlarımız için ayrıntılı olarak açıklayalım…
RAPOR PARASI KİMLERE ÖDENİR?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 18 inci maddesi ile getirilmiş olan bu hak halk arasında “rapor parası” veya “istirahat parası” olarak biliniyor.
“Rapor parası” veya “istirahat parası”, tek hekim veya sağlık kurulu/heyet raporu alan sigortalılara yapılan bir ödeme.
Rapor parası, rapora esas olan hastalık veya özrün bir iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle meydana gelmesi halinde çalışamaz hale gelmenin (iş göremez olmanın) ilk gününden itibaren ödeniyor.
İş kazası veya meslek hastalığı olmayan normal bir hastalığın veya kazanın meydana gelmesi halinde ise ilk iki gün geçici iş göremezlik ödeneği verilmemekte. Bu halde rapor parası üçüncü günden itibaren başlıyor.
90 GÜN ŞARTI VAR!
Okurlarımızın sandığının aksine rapor parası herkese ödenen bir hak değil. Bir iki ufak şart var.
İlk olarak kısa vadeli sigorta kolları kapsamında çalışıyor olmalısınız…
İkinci olarak da istirahat döneminizden önce bir süre çalışmış olmanız gerekiyor…
Normal hastalık veya kaza halinde rapor parası alabilmek için ayrıca iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartı var.
Son bir yılda ister son işyerinde isterse de başka işyerinde toplamda 90 günü olan sigortalı rapor parası alabiliyor.
İş kazası veya meslek hastalığı hallerinde ise doksan gün prim ödeme gün şartı aranmıyor.
NE KADAR RAPOR PARASI ALACAKSINIZ?
Rapor parasının ne kadar olduğu çalışanın aldığı ücrete göre değişiyor.
Bu çalışanın aldığı son ücret değil, geçici iş göremezliğinin başladığı tarihten önceki son oniki ayadaki son üç ay içindeki maaşlarına göre belirlenen ücreti.
Bu son üç ayda sigortalının aldığı ücret çalıştığı günlere bölünüyor ve rapor parasının hesabında kullanılacak günlük kazancı tespit ediliyor.
Örneğin son üç ayda otuzar gün çalışıp karşılığında 3000+2200+2000 toplamda 7200 TL ücret alan sigortalının rapor parasının hesabına esas olacak günlük kazancı 7200 / 90 = 80 TL günlük kazanç olarak hesaplanıyor.
Bu ise sigortalının hesaplanan günlük kazancı ne kadar yüksek ise bu o kadar çok rapor parası alacağı anlamına geliyor.
MAAŞTAKİ DÜŞÜŞÜ TELAFİ EDİYOR
Belirttiğimiz üzere rapor parası çalışanın aldığı maaşa göre değişiyor. Az ücret alan az, çok ücret alan çalışan ise çok rapor parası alıyor.
Bazıları SGK’nın zaten çok maaş alan sigortalıya fazla para ödemesini asgari ücretliyi ise üç kuruş rapor parasına mahkûm etmesini adil bulmayabilir.
Ama kazın ayağı öyle değil!...
Zira rapor parasının maktu bir tutar olmaması, başka bir deyişle tüm çalışanlara eşit ödenmemesi kısa vadeli sigorta risklerinin doğasından kaynaklanıyor.
Burada amaç hastalık dolayısıyla gelir düşüşü yaşayan sigortalıların hasta olmadan önce almakta olduğu ücretinin yeniden sağlanması, ani gelir düşüşünün yaşam standartlarında keskin bir düşüşe neden olmasının önüne geçilmesi.
Normal olarak geliri yüksek olan çalışanın gelir kaybı daha yüksek olduğundan SGK tarafından karşılanan riski de daha yüksek oluyor.
HASTANEDE YATAN DAHA AZ ALIR
Alacağınız rapor parası hastanın tedavisinin evde mi yoksa hastanede yatarak mı yapıldığına göre değişiyor.
Evde tedavi gören, hastaneye gittiğinde ayaktan tedavi gören hastalar için rapor parası hesaplanan günlük ücretinin, teknik tabiri ile kazancının, üçte ikisi.
Yatarak tedavilerde ise rapor parası çalışanın günlük kazancının yarısı olarak ödeniyor.
Yukarıdaki örnekle gidecek olursak 80 TL günlük kazancı olan bir çalışanın rapor parası hastanede yatması halinde günlük 40 TL, ayaktan tedavi olması halinde ise 53 küsur TL.
Yatarak tedavilerde daha az rapor parası ödenmesinin temel nedeni ise hastanın zaten SGK tarafından ilaç, tedavi, yatak, iaşe ve refakatçi bedellerinin karşılanması ve giderlerinin daha az olmasının beklenmesi. Keza hastanın evde tedavi olması halinde barınma, gıda gibi ekstra masraflarının olacağı da dikkate alınıyor.
RAPOR PARASINI ALMAK İÇİN NE YAPMALI?
Rapor parasının alınması için özel bir şart yok, yalnızca doktor raporunun SGK’ya ibraz edilmesi gerekiyor.
Eskiden SGK yalnızca kendisi ile sözleşmeli hastanelerden alınan raporları kabul ediyor, diğer raporların onaylanmasını şart koşuyordu. Ama birkaç yıldır artık SGK ile sözleşme yapmamış özel hastanelerden alınan raporları da geçerli kabul edilmekte.
Ülkemizde artık e-rapor sistemine geçildiği için doktor raporları E-Ödenek sistemi üzerinden doktorlar tarafından otomatik olarak SGK’ya gönderiliyor. Yani çok ekstrem haller dışında sigortalılar ellerinde rapor ile SGK’da kuyruklara girmek zorunda kalmıyor, perişan olmuyor.
İşverenler de raporların kendilerine ibraz edilmesini müteakip çalışmazlık bildiriminde bulunuyorlar. Çalışmazlık bildirimi hasta sigortalının işyerinde çalışmadığının bir işverence beyan edilmesi demek…
Rapor parası SGK’ca kişiler adına PTT Bank hesaplarına gönderilmekte, başka hiçbir belgeye gerek olmadan TC kimlik numarası ile de çekilebilmekte.
Son olarak şunu belirtelim: Rapor parasını stajer ve çıraklar da alabilir…
---
Kıssadan Hisse
“Louisville’de insanlar hala pis zenci diye çağırılıp köpek muamelesi görüyorken ve en basit haklarından bile mahrumken, benden üzerime bir üniforma geçirip on bin mil ötedeki bir ülkede bomba atıp kurşun sıkmamı nasıl beklerler? Hayır, on bin mil öteye gidip, beyaz köle efendilerinin beyaz olmayan başka bir millet üzerine baskı kurmalarına, onları öldürmelerine, evlerini yakmalarına yardımcı olmayacağım.”
— Muhammed Ali
---
Sorularınız:
www.twitter.com/bunyaminesen
Yazarın tüm yazıları için:
Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'a aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.