Sınav görevlendirmeleri adil mi? Öğretmenlerden ÖSYM'ye çağrı
Sınav görevlendirmelerinde üvey evlat olarak görülen öğretmenler ÖSYM'den adalet bekliyor...
Kurumlar arasında iş bölümü yapmak, yapılan işin
kalitesini artıran bir etkendir. Özellikle eğitim kurumları
arasında dayanışma ve ihtiyaç duyulduğunda destek olma kültürü
oluşmuş sayılabilir. İlk ve orta dereceli okullarda bu dayanışma
kültürü daha düzenlidir ve kurumsal bir anlayışla devam
etmektedir.
Son yıllarda ÖSYM’nin yapmış olduğu sınavların sayısı ve çeşidi
artmış durumdadır. Adeta sınavlar bağımsız bir sektör halini almış
durumdadır. ÖSYM’nin son yıllarda yaptığı sınavlarda, kopya
şaibeleri artmış ve konu yargının değişmeyen maddeleri arasındaki
yerini almıştır. Gerçekten de sınavlarda sistematik bir kopya
uygulaması olmuş mu bilinmez; fakat kopya söylentileri bile
vicdanları yaralamaya yetmiştir.
İnsanlar, yıllar boyu çalışarak adil olduğuna inanılan bir sınav
neticesinde geleceklerini belirlemenin derdindeyken, birileri kendi
tarafından olanlara haksız yere avantajlar oluşturmuşsa bu
haksızlığı yapanların iki cihanda hesap vermeyecekleri kanaati
hakimdir tüm tolum kesimlerinde.
Son zamanların tartışma konusu sadece sınavlardaki yolsuzluk
değildir. Bilindiği üzere ÖSYM sınav yöneticilikleri şu günlerde13
Mart’ta yapılacak YGS’ de sınav görevlisi olmak isteyenlerden
talepleri almaktadır. Her yıl YGS’ ye iki milyona yakın aday
başvurmaktadır. Başvuranların büyük çoğunluğu da sınavlara
girmektedir. Sayı bu kadar çok olunca ÖSYM öğretmenlerin tamamına
yakınına sınav görevi vermektedir.
Son yıllarda öğretmenleri, haksızlığa uğradıkları
kanaatine götüren bir farklılık gözlenmektedir.
Görevlendirmelerde öncelik üniversite hocaları tercih edilmektedir.
Şayet üniversite hocalarından arta kalan görevler olursa
üniversitelerde çalışan diğer eğitim çalışanları
görevlendirilmektedir. Bu gruptan da arta kalan sınav görevi olursa
son olarak Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı öğretmenlere sınav
görevleri verilmektedir.
ÖĞRETMENLERİN ÇOĞU BU SINAVDA GÖREV
ALAMAMAKTA...
Haziran ayında dört oturum olarak yapılan Lisans Yerleştirme
Sınavlarına sadece üniversite personeli sınav görevlisi olarak
atanmaktadır. Öğretmenlerin çoğu bu sınavlarda görev alamamaktadır.
Yine yıl içerisinde yapılan sınavlarda öğretmenler üvey evlat
muamelesi görmekte ve talep etmelerine rağmen sınav görevi
alamamaktadırlar.
Sınavların üniversite dersliklerinde yapılması tek başına, sınav
görevlerinin üniversite personeline verilmesi için yeterli ve adil
bir gerekçe değildir. ALES, DGS, TUS, KPSS, KPDS ve daha dar
kapsamlı onlarca sınav yapılmakta ve sınav görevlerinin tamamına
yakını üniversite personeline verilmektedir.
Anadolu Üniversitesi, sınav görevlendirmeleri daha adil ve
sistematik uygulanmaktadır. Açık Öğretim Fakültesi sınavlarında,
öğretmenler genellikle görev almaktalar ve uygulamanın mantıklı bir
siteme bağlanmasından memnun kalmaktadırlar.
Beklenti şudur: öğretmenler ve üniversite personeli arasında eşit
ve adil bir sınav görevi atama sistemi kurulmalıdır.
Sadece mecbur kalınınca değil, her sınavda belirli
sayıda öğretmen ve üniversite personeline sınav görevi verilmeli ve
yıl içerinde bu sitem tekrar etmelidir.
Eğitim sistemi, ana okullarından ilkokullara, ortaokullara,
liselere ve üniversitelere kadarki aşamaların tamamından oluşan bir
bütündür. İlkokul öğretmeni ile ortaöğretim öğretmenleri arasında
bile maaş karşılığı okutulan ders saatleri arasında dengesizlik
bulunmaktadır. Sınıf öğretmenleri maaş karşılığı haftada 18 saat
derse girerken branş öğretmenleri maaş karşılığı hafta 15 saat
derse girmektedir. Bu farklılıklar, çalışma barışını olumsuz
etkileyen, küçük gibi gözüken; fakat insanların gönlünde gizli
yaralar açan problem alanlarıdır.
EĞİTİMCİ OLMANIN ZORLUKLARI...
Eğitimci olmanın birçok zorlukları vardır. Zorluklar bazen çevresel
etkilerle ortaya çıkarken, bazen de yine eğitim camiasının farklı,
belki de yanlış değerlendirmelerinden ortaya çıkmaktadır.
Üniversitelerde gençleri mesleğe ve topluma hazırlayan bazı eğitim
çalışanları, ilk ve ortaokullarda eğitime omuz veren emekçileri
kendileriyle eşit görmemektedirler. Elbette herkes kendi yaptığı
işi önemseyecektir; fakat temel olmadan bina yapılamaz. Ne temel
önemsizdir ne de çatı. Bundan dolayı sınav görevlendirmelerinde
öğretmenler ile üniversite personeli arasında adil bir sistemin
kurulması önem arz etmektedir.
Öğretmenler, yıl içerisinde yapılan tüm sınavlarda görev almak
istemektedirler. Bu konuda illerdeki sınav yöneticilikleri daha
titiz bir çalışmanın içerisinde olmalıdır. Zahmet rahmet dengesinin
sağlıklı oluşturulması iş barışı ve dayanışma anlayışı açısında
büyük önem arz etmektedir.
Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.