Şirketler sokak satıcılarının peşine düştü
Şişe su firmaları sokakta, trafikte su satan seyyar satıcıların peşine düştü.
Şişe su firmaları, İstanbul trafiğinden aşina olduğumuz seyyar satıcıların peşine düştü. Özellikle iş çıkışlarında yüzlerce adet satabilme beceresine sahip bu kişiler, piyasaya yeni giren firmalar için reklam ve satış avantajı sağlıyor.
Dünyada şişelenmiş su satışı geliri 12.3 milyar dolar iken ülkemizdeki pazar hacmi 4.3; cirosu ise 3 milyar TL. Kişi başına tüketim de 138 litre olunca, rakip markalar yeni yöntemler denemekten kaçınmıyor. Bu yöntem, TV'de reklamın saniyesine binlerce lira veremeyecek şirketler için de cazip.
DOĞRUDAN REKLAM YOLU
Serbest piyasadaki arz ve talep dengesine Borsa İstanbul'dan bile hızlı cevap veren satıcılara kendi ürünlerini satması için özel teklif verenler bile olduğunu öğreniyoruz. Milyar dolarlık piyasada üç-beş kuruşun derdinde olan bu insanlar, tanesini 25 ila 40 kuruştan aldıkları, şişeleri 15 kuruşa temin ediyor. Siz arabanızın içinde saatlerce beklemekten bunalırken, onlar için trafik su gibi akıyor.
ADETTE 75 KURUŞ KAR
Kimi metrobüs hattı, Marmaray kimi de Mahmutbey gişelerine yakın yerlerde yaklaşık 200 metre mesafe ile satış yapmaya çalışıyor. Tanesi 1.25 liradan sattıkları sulardan 75 kuruş kar ederken, İstanbul trafiğinin yoğun saatlerinde 200 liraya yakın para kazanıyorlar. Bazıları, aylık kazancını 3 bin bazıları da 4 bin lira olarak açıklıyor. Tabii ki, simit, kağıt helva ve çiçek gibi yan satışları da ekliyorlar. Şirketler, su satıcılarının peşine düşmüşken, bizi onlara götüren neden biraz daha farklı. Çünkü daha önce birkaç kez bu satırlara konuk olanHasan Kaya, geçtiğimiz haftalarda bu işi yaparken metrobüsün altında kalarak can verdi. Dolayısıyla bu haber, pazarlama gürularının istediği şekilde bitmeyecek.
EN AZ 300 ADET SATIŞ
Perpa Metrobüs hattı ve çevresindeyiz, Yıldıray K., Medicidiyeköy'de her zaman ve herkese iş olduğunu anlatıyor. “Trafikteki adam, en kötü can sıkıntısından alıyor” diyen Yıldıray K. satışların haziranda 300'ü geçeceğini söylüyor. Hasan Kaya'yı hatırlatınca, “O ne yaşadıysa, biz de aynısıyız. Sigorta yok, zabıta peşinde, günde 10 saat, yağmur çamur demeden… Ama yapacak bir şey yok. Ekmek parası” diyor.
Toplu alımda firma ile pazarlık Ahmet Ali ise, Yenibosa hattından Acıbadem'e kadar her yere olduğunu söylüyor. Yoğun trafikte simit sattıklarını paylaşarak, “İnsanlar açsa her yerde o simidi yer. Lüks araç veya minibüs fark etmez. Hatta bazı işyeri servilerine özel hizmetimiz var. Saat kaçta geçeceklerini bilirim, alırlar 15 tane, Yanında su.” Ali, sizde de ilginç gelebilecek bir detayı paylaşıyor: "Su şirketinin yetkilisi geliyor. Ürün tercih edilsin diye, adedi 15 kuruşa kadar düşüren var. Şimdi biz de aynı mantıkla pazarlık yapıyoruz. Bak senin reklamını yapacağız diye.” Yenişafak