Taksim’de çalışanı tarafından soyulan döviz bürosunun müdürü konuştu
Taksim’de çalışanı tarafından soyulan döviz firmasının müdürü konuştu. Çalışanı 3 ay önce işe aldıklarını ve içine kapanık biri olduğu için kendisinden hiç şüphelenmediklerini söyleyen yetkili, 3 milyon TL’ye yakın dövizle kaçan eski çalışanlarının bir an önce bulunmasını istediklerini söyledi.
Taksim’de 11 Kasım günü sabah saatlerinde meydana gelen olayda, Serkan O. 3 aydır çalıştığı döviz bürosunun kasasından 3 milyon TL değerinde dövizi çalarak kayıplara karışmış, olayın ardından firma yetkilileri polise giderek ihbarda bulunmuştu. Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri ihbarı alır almaz şahsı yakalamak için çalışma başlattı. Serkan O.’nun yakalanması için çalışmalar sürerken, döviz firmasının müdürü bu suçları işleyen kişilerin daha ağır cezalar alması gerektiğini söyledi.
“İçine kapanık biriydi, şüphelenmemiştik”
Serkan O.’yu işe almadan önce araştırdıklarını ancak herhangi bir sorunlu duruma rastlamadıklarını söyleyen firma müdürü Ahmet Ataseven, “Arkadaş, bizde 3 ay önce çalışmaya başladı. İşe almadan araştırmıştık. GBT’sine bakıldı, savcılıktan sorgusuna, sabıka kaydına bakıldı ve herhangi bir suç kaydına rastlanmamıştı. Bu arkadaşı bu şekilde işe aldık. 3 ay boyunca bizi şüphelendiren bir hareketi olmamıştı. Arkadaşlarıyla da konuştuk, kendi halinde, içine kapanık, fazla konuşmayan biri olduğunu söylediler. Olay günü, şubeye diğer arkadaşlarından yarım saat erken geliyor ve anahtarla kapıyı açıp, kepengi indirip aşağıya iniyor. Daha sonra buraya gelip kasayı açıyor ve 3 milyon TL civarındaki dövizi alıp gidiyor. Biz durumu kayıtları inceleyince fark ettik. O arkadaş dövizleri aldıktan sonra kepengi kapatıp tekrar gidiyor. Diğer arkadaşlar 10 dakika sonra şubeye geldiklerinde kendisine ulaşamıyorlar ve bizi arayıp bilgi verdi. Kamera kayıtlarına baktığımızda arkadaşın net bir şekilde buraya geldiğini, paraları poşete koyup, tekrar kepengi kapatıp gittiğini gördük” dedi.
“İki baklava çalan ağır ceza alıyor, böyleleri ise rahatça dolaşıyor”
Bu ve benzer suçları işleyenlerin gerekli cezaları almadığını düşündüğünü ifade eden Ataseven, “Böyle olaylar daha önce de başımıza geldi. Bu ülkedeki adalet sisteminin boşluğundan bahsetmek istiyorum. Bir insanlar bu olayı gerçekleştirdikten sonra sağda solda rahat rahat tekrar işe başlayabilirler. Çünkü bu durumun ağır bir suçu, yaptırımı yok. Bu ülkede iki tane baklava çalan çocuk ağır suçlar kapsamında cezai işlem görüyor ama bu işlerde böyle bir durum yok. Ricamız, bunların ağır ceza kapsamına girmeleri, büyük cezalar almalarıdır.
Emniyetteki arkadaşlar sağ olsunlar bu havada, bu soğukta sahada koşturuyorlar, çalışıyorlar, araştırıyorlar ama şu ana kadar bir emare yok. Bu işlerde ağır cezalar gelirse bundan sonra böyle şeyler yaşanmayacaktır diye düşünüyorum. Bu ceza boşluğunda insanlar bunu rahatça yapabiliyor ve daha sonra başka yerlerde çalışabiliyor, nasılsa ceza yok bir şey yok diyerek hayatlarına devam edebiliyorlar. Ülkemizdeki bu hırsızlık, bu vurgun olaylarının biraz daha ağır suçlar kapsamına girmesini rica ediyoruz. Bu insanların elini kolunu sallayarak sağda solda dolaşmalarını istemiyoruz. Bizim canımız yandı, başkasının canı yansın istemiyoruz" diye konuştu.