TEOG ya da sınav için ödenen bedel…
Sınavların bu kadar yoğun bir şekilde, tek belirleyici olarak öğrencinin karşısında bulunmasını tabi ki çok da alkışlayarak tasvip etmiyorum.
8. sınıfların birinci dönem TEOG (Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş) sınavı 26-27 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilmişti. Mazeretlerini okul idarelerine bildirip, mazeretleri e-okul sistemine işlenen öğrencilerin 1. dönem TEOG mazeret sınavları bu hafta sonu 13-14 Kasım 2014 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Bu sınavlar vesilesi ile her tür kademede gerçekleştirilen sınavların, sınava katılanları olumsuz etkilemesi açısından kaldırılması gerekip gerekmediği konusunu ele almak istedik.
Evet sevgili okur; her sınav sınava giren fertleri etkiler. Biz genellikle kamuoyunda bu etkilerin olumsuz yönlerini konuşuruz. Bu pencereden baktığımızda da sınavların kaldırılmasının, bu olumsuzluğu da kökünden halledeceği fikrine kapılırız. Bu nedenden dolayı da sık sık sınavların kaldırılması yönünde kararlarla karşılaşırız. Ne hikmetse bizim öğrenciliğimizden günümüze bir çok sınav kaldırılmıştır. Bir başka açıdan bakıldığında ise bu sınavların kaldırılmadığı, isimlerinin ve uygulama şeklinin değiştirildiğini apaçık görürüz. Kim ki sınavlar kaldırılacak diyorsa, doğru söylüyordur. Fakat hemen devamında isim değiştirerek yeni değerlendirme sistemlerinin devreye gireceğini söylemek de bu minval üzere yanlış olmasa gerektir.
Eğitimin çok değerli paydaşları, sınavlar hiç de zannedildiği gibi gereksiz değildir. Burada sizlere sınavların ne kadar gerekli olduğunu ispatlamaya çalışacak değilim. Fakat sadece dünyanın neresine giderseniz gidin, yapılan her eğitim sonucunda bir değerlendirmenin olduğunu söylemekle yetineceğim.
Ülkemizde en geniş çaplı sınavlar ortaokuldan liseler geçişte ve lise döneminden sonra üniversiteye girişte uygulanmaktadır. Bilmem şu resim, ülkemizdeki eğitim seviyesinin ya da sınav sistemindeki olumsuzlukların bir nebze de olsa rehabilite edildiğine işaret olabilir mi? Bu resim ne mi? Benim öğrencilik yıllarımda (Seksenler ve doksanların başı), her karne döneminde; her yukarıda saydığımız büyük sınav sonralarında şiddetle sonuçlanan aile içi kavgaları, öğrencilerin hayatlarına son verme haberleri medyada yer alırdı. Çok şükür artık bu tür haberler manşetleri süslemiyor, manşetlerde yer almıyor.
Sınavların bu kadar yoğun bir şekilde, tek belirleyici olarak öğrencinin karşısında bulunmasını tabi ki çok da alkışlayarak tasvip etmiyorum. Fakat hayatta her şeyin bir bedel ödenerek elde edildiğini yaşayarak öğrenen her insan gibi, eğitim-öğretim süreci sonucunda elde edilecek kazanımlara ulaşmada sınavların da bir bedel olduğunun farkındayım. Nasıl ki bir iş yerinde çalışan kişi, emeğinin karşılığı olarak bir kazanç elde ediyorsa, sınavlar da ulaşılmak istenen hedef için ödenen bedelden başka bir şey değildir. Çok sevdiğimiz ya da elde etmek istediğimiz bir varlığa, bir yere ulaşmak için de sınav adı verilen bedeli ödemek zorunda isek; yapmamız gereken bu bedeli zorlanmadan nasıl ödeyebileceğimizi kavramaktır.
Her gün okula gidip ders öğrenen öğrenci okulların ilk açıldığı günlerde ilk adımda hiç de yeni bir takım öğrenmeler yaptığının farkında değildir. Oysa ki eğitimin ilk başlangıcı zirveden bırakılan küçük bir kartopundan başka bir şey değildir. Nasıl ki zirveden aşağılara bırakılan kartopu yuvarlana yuvarlana kocaman bir çığa dönüşüyorsa, eğitimin başladığı günden itibaren öğrenilen bilgiler de zamanla kocaman bir bilgi çığına dönüşmektedir. Eğer ki bu bilgileri günü gününe tekrar etmez, planlı bir şekilde öğrenmelerimizi pekiştirmezsek; sınav denen bedel ödeme zamanı geldiğimizde cüzdanımızda sınavın karşılığı olan ödemeyi yapacak bilgiye sahip olamayız. Ödeme yapamıyorsak karşılığında, değerli olan bir varlığı almamız da mümkün değildir. Nasıl ki birikimi, geliri fazla olan en kaliteli ürünleri alabiliyorsa, bilgisi en fazla olan da en kaliteli, istediği en değerli varlığı elde edebilecektir.
Sınavlarla başa çıkabilmenin püf noktası da belki buradadır. Hangi kaliteli ürüne sahip olmak istiyoruz? Bu kaliteli ürünü elde edebilmek için bize ne kadar bir değer/bedel gerekmektedir? Buna karar verdiğimizde sorun kendiliğinden çözülecektir. Bu kaliteli ürüne ulaşmak için göstermemiz gereken çabayı gösterdiğimizde hiçbir problemle karşı karşıya kalmayız.
Bu noktadan sonra baştaki sorumuzu tekrar hatırlatalım. Sizce sınavlar gerekli midir, yoksa gerekli değil midir? Bu sorunun cevabını sizlerin çok iyi bildiğinizi düşündüğüm için ben cevabı sizlere bırakıyorum.
Hafta sonu sınava girecek tüm öğrenci kardeşlerimize başarılar diliyoruz. Şunu da söyleyerek yazımıza son noktayı koyalım. Hiç heyecanlanmayın; hepiniz emeklerinizin karşılığını fazlasıyla elde edeceksiniz. Emeklerinize, yüreklerinize sağlık. (12.12.2014)