Tunceli'de kışı zor şartlarda geçiren besicilerin sevinci
TUNCELİ'de etkisini sürdüren kar yağışı, hayvancılıkla uğraşanları olumsuz etkilerken, Pertek ilçesinde besiciler, buna rağmen yeni doğan kuzularının mutluluğunu yaşıyor.
Annelerini kaybeden ya da ilgilenilmeyen kuzulara anne şefkatiyle yaklaştığını belirten besici Güler Oğuz (33), "Bizler aç kalırız, hasta oluruz ama hayvanlarımızı ne aç bırakırız ne hasta ederiz. Sürekli tok tutmaya çalışırım, altını kuru tutmak için uğraşırım. Çok zorluklar gördük ama bunlar dünyaya geldiği zaman her şey unutuluyor. Biberonla büyüttüm. İsmi de 'Boncuk'. Ben çok seviyorum kuzularımı" dedi.
Türkiye'nin en çok kar yağış alan yerleşim yerleri arasında bulunan Tunceli'de, kırsal kesimlerde kar kalınlığı 2 metreyi geçerken, soğuk hava da hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Küçükbaş hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı Pertek ilçesinde besiciler, kar yağışına rağmen hayvanlarını zorlu kış şartlarında beslemeye çalışıyor. İlçeye 25 kilometre mesafede bulunan Akdemir köyünde üreticiler, uzakta kurdukları çadırdan ahırlarda hayvanlarını zor şartlarda besliyor. Ahırlarının önüne yem teknesi yerleştiren besiciler, yaz aylarında istifledikleri arpa ve mercimek samanını sırtlarında taşıyarak günde 3 defa dışarı çıkardıkları hayvanlarını besliyor.
Bu zor şartlarda üreticileri ayakta tutan ise emek verdikleri hayvanların dünyaya getirdikleri kuzular. Doğumların başlamasıyla tatlı telaşı başlayan üreticiler, her yıl şubat ayının başlarında günün büyük bölümünü ahırlarda geçirmeye başlıyor. Sağlıklı olarak dünyaya gelen kuzularla mutluluk yaşayan üreticiler, anneleri ölen kuzulara ise kendileri bakarak büyümelerini sağlıyor. Büyük ot yığınları arasından seçtikleri özel otlarla besledikleri kuzularına bakan üreticiler ile hayvanları arasında zamanla sevgi bağı oluşuyor.
'KUZULAR DOĞUNCA BÜTÜN EZİYET UNUTULUYOR'
Çetin kış şartlarının kendilerini çok zorladığını fakat kuzular dünyaya geldiğinde çektikleri bütün sıkıntıları unuttuklarını anlatan Güler Oğuz, şunları söyledi:
"Hayvancılık çok zor bir meslek. Sürekli de bu mesleğin içerisindeyiz. Yalnız başınayım ve çok zor günler geçiriyoruz. Özellikle kış aylarında soğukta ve kardan dolayı zorluk çekiyoruz. Bizler aç, kalırız hasta oluruz ama hayvanlarımızı ne aç bırakırız ne de hasta ederiz. Sürekli tok tutmaya çalışırım, altını kuru tutmak için uğraşırım.
Çok zorluklar gördük ama bunlar dünyaya geldiği zaman her şey unutuluyor. Bunlar çok güzeller. Ben bunlara kurban olurum. Bir kuzu içeride ikiz getirmiş, annesi birini yanına alıyor diğerini almıyor. Ben ona annelik yapıyorum. Zor doğum yapan da var kolay doğuran da var. Doğumlarda sürekli ahırlara gidip geliyoruz. Doğurduktan sonra yemini suyunu ayrı veriyoruz. 3 ay anne sütüyle besleniyorlar sonra da meraya salıyoruz. Bunun annesi ikiz doğum yaptığı için bununla fazla ilgilenmiyor. Bunları ben biberonla büyüttüm. İsmi de 'Boncuk. Ben çok seviyorum kuzularımı."