Türk gemisine skandal baskını kim yaptırdı? "Aynı kumpas senaryosu"
Türkiye'den Libya'ya gıda ve boya gibi muhtelif maddeler taşıyan Türk bandıralı "ROSELİNE-A" gemisi,Yunan komutan tarafından sevk ve idaresi gerçekleştirilen İrini Harekatı'nda görevli Alman fırkateyni tarafından, Doğu Akdeniz'de, Mora Yarımadası'nın güneybatısında uluslararası hukuka aykırı şekilde durdurularak aranmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da hukuk dışı arama hakkında soruşturma başlattı.
Doç. Dr. Cihat Yaycı, Akdeniz'de Libya'ya giden Türk gemisinin hukuksuz aranmasıyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yaycı şunları söyledi:
Ben bir akademisyenim komplo teorisi üretemem ortada bir gerçek var. O da şu. Ticaret gemilerinin savaş gemileri tarafından durdurulmasının kuralları var. Bir geminin bayrak devleti dışında aranması için öncelikle bayrak devletinin rızası olmalı. Bu da şu konularda istenir:
Deniz haydutluğu yaptığından şüpheleniliyorsa, köle ticaretinden şüpheleniliyorsa, mal silahları taşıdığı ya da uyuşturucu madde taşıması durumlarıdır. Gemiler üzerinde yetkili olan devlet bayrak devletidir. Başka devlet üçüncü devletin mahkeme kararına veya ihbarına istinaden bayrak devleti izni olmadan yani benim gemime çıkabilirsiniz izni vermeden çıkması mümkün değildir.
"Kuralları bilmemeleri mümkün değil"
Bu kulları Almanların, Avrupa Birliği üyelerinin, Yunan komutanların bilmemesi mümkün değil. Deniz subayları olarak dünyada böyledir biz bu kuralları iyi biliriz. Göreve çıkmadan önce de hatırlatılır.
"Kimse bunun aksini söyleyemez"
Herhangi şekilde bu izinsiz çıkma demek toprağa izinsiz girme demektir. Türkiye'nin kara ülkesine yabancı askeri birliğin girmesi ne ise gemiye çıkması aynı şeydir. Gerçek budur. Kimse bunun aksini söyleyemez.
Bundan sonra ne olur?
Bunda yapılacak olan üç konu var. Geminin bağlı bulunduğu şirket dava açacak, tazminatını alacak. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve ilgili firma suç duyurularında bulunacak. Devletimiz Birleşmiş Milletler'e işlem yapılmasını talep edecek. Uluslararası ceza mahkemelerinde adalet divanında ve uluslararası tahkim mahkemelerinde hem şirket hem devletimiz hem devletler hem bu askerler hakkında gerekli idari ve cezai yargılama isteyecek. Bunun ötesinde gemiye çıkmak için meşru bir delil ve ihbarın olması lazım. Harekatın komutanı Yunanistan, gemimize müdahale eden Alman gemisi bu geminin içindeki İtalya özel kuvvetler gemiye çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin üç devletten de şunun istenmesi lazım. Biz mağduruz bu ihbar ve delili önümüze koymalılar. 24 saat durduruluyor 16 saat aranıyor. Bunun öncesinde birileri bu ülkeleri inandırmışlar.
"Aynı kumpas senaryosu"
Ben FETÖ izi aramıyorum FETÖ buna delil veriyor. FETÖ 1,5 yıldır bu gemiler üzerine oynuyor. FETÖ'nün firari subayları bugün iki yerde odaklanmıştır. Biri Yunanistan biri Almanya...Firari FETÖ'cülerin tweetleri ortadadır. Gemilerimize MİT TIR'larından ardından MİT gemileri adını takmışlardır. Aynı kumpas senaryosu üretilmektedir. Türkiye bunun ucunu yakalamalı. Yapılmak istenen şudur: "Türkiye uluslararası hukuku ihlal eden savaş suçu işleyen devlettir. Türkiye Cumhuriyeti'nin yöneticileri de savaş suçu işledi diyeceklerdi." Bu hukuksuzluğu bile bile yaptılar. Kumpas önemli kumpastır.