Türkiye'de öğretmen olmak...
Bugün 24 Kasım Öğretmen Günü... Peki Türkiye'de öğretmenlik yapan binlerce emekçi, fedakar ve eğitime gönül vermiş öğretmenler ne düşünüyor?
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Genel Merkezi bugüne özel bir basın açıklaması yaptı...
ÖĞRETMENLER MUTSUZ, BORÇLU VE ÖĞRETMENLİK İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR
Büyük Önder Atatürk’ün 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ni kabul etmesinin 84’üncü bu anlamlı günün öğretmenler günü olarak kutlanmaya başlanmasının ise 32’inci yılında Başöğretmenimiz Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyoruz.
Bugün,“devlet eğitimden elini çeksin” diyerek, her fırsatta eğitimi özelleştirmeye, bilimsel-laik özünden kopartıp dinselleştirmeye ve öğretim birliğini kaldırmaya çalışan bir anlayış iş başındadır. Cumhuriyet ve laiklik ilkeleriyle kavgalı olan bu anlayış, eğitimi kamu hizmeti olmaktan çıkartıp, öğretmenlerin ve tüm eğitim çalışanlarının iş güvencesini elinden alarak “kölelik” düzenini kurmaya çalışmaktadır. Bu nedenle 800 binin üzerindeki eğitim emekçisi bu yıl da çözüme kavuşturulmayan sorunlar nedeniyle umutsuz bir bekleyiş içerisinde Öğretmenler gününü kutlamaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik ve sosyal statüsü en üst sıralarda olan öğretmenler, AKP iktidarı döneminde, itibarsızlaştırılmaya çalışılmış, açlık sınırına yakın bir ücrete mahkum edilmiştir. Dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı, Kasım 2012’de 3.492 TL olarak açıklanırken, bugün eğitim çalışanları ortalama 1750 TL almaktadır. Başbakan ve onun işletmeci Milli Eğitim Bakanı ise her fırsatta öğretmenleri aşağılamış, yaptıkları işi küçümsemiştir. Bakan Dinçer göreve gelir gelmez öğretmenlerin 3 ay tatil yaptıklarını, ilköğretim öğretmenlerinin yıllık 870 saatlerini okulda geçirdiklerini ve bu rakamın OECD ortalamasının 312 saat altında olduğunu iddia etmiş, öğretmenlerimizin emeğini değersizleştirmeye çalışmıştır. Aynı şekilde Başbakan, öğretmenlerin aldığı ücretin fazlalığından, çalışma saatlerinin de azlığından şikayet ederek, öğretmenlere ne kadar değer verdiklerini göstermişlerdir.
Oysa, Türkiye‘deki öğretmenler, OECD ülkeleri ile kıyaslandığında, toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları açısından oldukça geri durumdadır. OECD‘nin yaptığı araştırmaya göre Türkiye‘deki öğretmenler, diğer ülkelerdeki öğretmenlere göre çok daha fazla çalışmaktadır. Ülkemizde öğretmenin yıllık zorunlu çalışma süresi 1816 saat iken, OECD ülkelerinde, bu süre ortalama 1675 saattir. Türkiye’de öğretmenler, OECD ortalamasından her yıl yaklaşık 140 saat daha fazla çalışmakta; söz konusu fazla çalışmaya karşılık, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha düşük ücret almaktadır. Türkiye’deki öğretmenler daha çok çalışmalarına rağmen, Avrupalı meslektaşlarının yaklaşık dörtte biri kadar maaş almaktadır.
OECD Ülkelerinde Öğretmenlerin Toplam Zorunlu Çalışma Saatleri
ÜLKELER YILLIK ÇALIŞMA SAATLERİ
İskoçya 1365
İspanya 1425
Portekiz 1456
Çek Cumhuriyeti 1696
Hollanda 1659
Danimarka 1680
Almanya 1793
İzlanda 1800
İsveç 1767
Türkiye1816
OECD Ortalaması 1675
Kaynak: OECD Bir Bakışta Eğitim 2012 Raporu,
Türkiye'de eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sorunları, öğretmenleri diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla olumsuz etkilemektedir. Siyasi iktidarın apar topar hayata geçirdiği 4+4+4 eğitim sistemi nedeniyle 30 bini sınıf öğretmeni olmak üzere, 68 bin öğretmen norm fazlası durumuna düşmüştür. Okulların açılmasına rağmen görev yerleri belli olmayan binlerce öğretmen, Bakanlık tarafından kendi istekleri dışında görevlendirilmekte, yıllarca görev yaptıkları okullarından ve öğrencilerinden uzaklaştırılarak branş değişikliğine zorlanmaktadır. Branşlarını değiştiren 10-15 yıllık sınıf öğretmenleri yeni alanlarına uyum sağlayamamaktan şikayet etmektedir.
Öğretmenlerin mağduriyeti sadece bununla sınırlı kalmamış özür grubu atamalarının yılda bir kez yapılması yaşanan sorunları daha da derinleştirmiştir.
4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte öğretmenlerin çalışma yükü daha da ağırlaşırken, öğretmenler okullarda çok sayıda angarya işi yapmak zorunda bırakılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci velileri ve öğrencilerin şikayetlerini dinlemek üzere kurmuş olduğu Alo 147 hattı, Bakanlığın öğretmenleri itibarsızlaştırma ve haklarında soruşturma açma kanalı olarak kullanmaktadır. Alo 147 hattına öğretmenlerimiz hakkında her gün yüzlerce isimsiz şikayet ulaşmakta ve bu şikayetler idareler tarafından ciddiye alınarak soruşturma işlemleri başlatılmaktadır. Savunma hakları ellerinde alınan öğretmenler ve okul idarecileri üzerinde baskı oluşturularak daha itaatkar olmaya zorlanmaktadır. Ayrıca hattın hizmete girmesiyle birlikte öğretmene yönelik şiddet olayları da artmıştır.
Öte yandan, 300 binin üzerinde öğretmen adayı atama beklerken, ataması yapılmadığı gerekçesiyle intihar eden işsiz öğretmenlerin sayısı ne yazık artmaktadır. Durum böyleyken, Milli Eğitim Bakanı'nın ataması yapılmayan işsiz öğretmenleri "yem bekleyen güvercinler" olarak nitelemesi vahimdir.
AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde eğitim fakültelerinin sayısı 63’ten 97’ye ulaşırken nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları terk edilmiş, öğretmenlik mesleğinin standartları düşürülmüştür. Bu eğitim fakülteleri arasından köklü birkaç fakülte dışında 4+4+4 eğitim sistemine yönelik görüş dahi bildirilmemiştir. Sözkonusu fakültelerden yetişecek öğretmenlerin bilimsel, cumhuriyetçi eğitimin sorumluluğunu alamayacakları açıktır.
Öğretmenler Günü nedeniyle, iktidar sahipleri, hamaset kokan, duygu sömürüsü yapan, sözüm ona öğretmenliği ve eğitimi yücelten pek çok söz söyleyeceklerdir. Bizler, eğitim çalışanları olarak, artık bu boş sözlere karnımızın tok olduğunu söylemek istiyoruz!
Öncelikle eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarındaki iyileştirmelerin yanı sıra, çocuklarımızın daha iyi eğitim alabilecekleri bir ortamın oluşturulmasını istiyoruz! Ne yazık ki bugün öğretmenlerimizin önemli bir kısmı, yaşadıkları ekonomik koşullara ayak uydurabilmek için ek iş yapmak zorundadır.
SON ON YILDA ÖĞRETMEN DAHA DA MUTSUZ VE UMUTSUZ
Eğitim-İş’in 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle, 1776 öğretmenle görüşerek yaptığı “Öğretmenliğe İlişkin Öğretmen Görüşleri” adlı araştırma sonuçları, öğretmenlerin karşı karşıya olduğu ekonomik ve sosyal sorunlarını ortaya koymaktadır.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 68.67’si bankalara, yüzde 32.68’i şahıslara borçlu olduğunu belirtirken, yüzde 71.08’i kredi kartı borcu olduğunu ifade etmiştir. Öğretmenlerin yüzde 25.77’si ekonomik sıkıntılar nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunu, yüzde 36.39’u ailesinin beslenme ihtiyacını tam olarak karşılayamadığını söylemiştir.
“Her yıl düzenli olarak otel/pansiyon vb yerlerde tatil yapabiliyorum ifadesine öğretmenlerin yüzde 81.66’sı “hayır” yanıtını verirken, yüzde 86.9’u düzenli olarak tiyatro ya da sinemaya gidemiyor.
Son on yılda öğretmenlik mesleğinin itibarının azaldığını düşünen öğretmenlerin oranı yüzde 94.93, “MEB’in uyguladığı politikalar tarafımı mutsuz etmekte, mesleğimden soğutmaktadır” diyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 89.25’tir. Öğretmenlerin atanma, yükselme ve yer değiştirmelerinde torpilin belirleyici olduğunu düşünen öğretmenlerin oranı yüzde 76.18 iken yüzde 85.94’ü MEB’in okullarda can güvenliğini sağlayacak tedbirler almadığını belirtmiştir.
Eğitim-İş olarak;
Eğitimin ulusal, bilimsel, laik ve kamusal esaslara dayandırılmasını, her aşamasında parasız olmasını,
Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını,
Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini,
Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını,
Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini,
Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesini,
Eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını,
Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını
İSTİYORUZ!
Bu öğretmenler gününde Başöğretmen Atatürk’ü ve Cumhuriyet’in ışığını taşıyan bütün öğretmenleri saygı ve minnetle anıyor, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyoruz.
Veli DEMİR
Genel Başkan
SONUÇ
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 42.02’sinin kadın, %57.98’inin ise erkek olduğu görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 27.29’unun sınıf öğretmeni, % 72.71’inin ise branş öğretmeni olduğu görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 17.32’sinin mezun olduğu alan dışında, % 82.68’inin ise mezun olduğu alanda çalıştıkları görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 17.08’inin bekar, % 82.92’sinin ise evli olduğu görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 30.37’sinin eşlerinin çalışmadığı, % 69.63’ünün ise eşlerinin çalıştığı görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 25.9’unun sendika üyesi olmadığı, % 74.10’unun ise sendika üyesi olduğu görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 32.68’inin şahıslara borçlu olduğu, % 67.32’sinin ise şahıslara borçlu olmadığı görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 68.67’sinin bankalara borçlu olduğu, % 31.33’ünün ise bankalara borçlu olmadığı görülmektedir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Ekonomik sıkıntılarım nedeniyle ruh sağlığım bozuldu” ifadesine % 25.77 oranında evet, % 74.23oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Ekonomik birikim yapabiliyorum” ifadesine % 25.42 oranında evet, % 74.58 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Düzenli olarak tiyatro ya da sinemaya gidebiliyorum” ifadesine % 13.1 oranında evet, % 86.9 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Her yıl düzenli olarak otel/pansiyon vb. yerlerde tatil yapabiliyorum” ifadesine % 18.34 oranında evet, % 81.66 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Ailemin beslenme ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabiliyorum” ifadesine % 63.61oranında evet, % 36.39 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Ailemin giyinme ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabiliyorum” ifadesine % 57.94 oranında evet, % 42.06 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Kredi kartı borcum var” ifadesine % 71.08 oranında evet, % 28.92 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Kirada oturuyorum” ifadesine % 34.03 oranında evet, % 65.97 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Günlük gazeteleri ve mesleki yayınları takip edebiliyorum” ifadesine % 54.28 oranında evet, % 45.92 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Son on yılda öğretmenlik mesleğinin itibarı azalmıştır” ifadesine % 94.93 oranında evet, % 5.07 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “MEB’in uyguladığı politikalar tarafımı mutsuz etmekte, mesleğimden soğutmaktadır” ifadesine % 89.25 oranında evet, % 10.75 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “Öğretmenlerin atanma, yükselme ve yer değiştirmelerinde torpil belirleyici olmaktadır” ifadesine % 76.18 oranında evet, % 23.82 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
- Araştırmaya katılan öğretmenler “MEB öğretmenlerin okulda can güvenliğini sağlayacak tedbirler almaktadır” ifadesine % 14.06 oranında evet, % 85.94 oranında ise hayır cevabını vermişlerdir.
ÖNERİLER
1-Öğretmenlerin maaşları en az yoksulluk sınırı olan 3500 TL olmalıdır.
2-Öğretmenlerin ekders ücretleri en az 15 TL olmalıdır.
3-Öğretmenlerin ulaşımları ücretsiz sağlanmalıdır.
4-Öğretmenlere temsil tazminatı ödenmelidir.
5-Öğretmenlere kira yardımı yapılmalıdır.
6-Öğretmenlerin öğle yemekleri ücretsiz olarak karşılanmalıdır.
7-Öğretmenlere ücretsiz internet ve bilgisayar imkanı sunulmalıdır.
8-Öğretmenlere 24 Kasım öğretmenler gününde bir maaş ikramiye verilmelidir.
9-Eğitim öğretim ödeneği bir maaş tutarında olmalıdır.
10-Eğitim öğretim ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir.
11-Öğretmenlerin can güvenliğini sağlayıcı tedbirler alınmalıdır.