Üniversiteli işçiler nasıl kurtulur?
Türkiyenin kangreni haline gelen ve sayıları her geçen gün artan üniversiteli işçiler ordusu çığ gibi büyüyor. Peki hükümet bu konu hakkında nasıl bir yol izliyor? Memurhaber.com yazarı Abdullah Damar, üniversiteli işçilerin sorunlarını anlatıyor...
MEMURHABER.COM/ ÖZEL HABER- ABDULLAH DAMAR
Üniversiteli İşçiler
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4.maddesinde kamuda varolan istihdam şekilleri yer almaktadır. Bu maddeye göre;
“Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.
Torba Yasa'yla memurların hakları genişliyor haberi için TIKLAYIN
A) Memur:
Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır. Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.
B) Sözleşmeli personel:
Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir." şeklinde değiştirilmiştir.
C) Geçici personel:
Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Dairesinin ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.
D) İşçiler:
(A), (B) ve (C) fıkralarında belirtilenler dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir.”
Bu istihdam şekillerinin dışında; Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler ve bunlara bağlı kuruluşlar, İl Özel İdareleri ve belediyeler, kalkınma ajansları, iktisadi müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, kamu kurumu niteliğinde özel kanunlarla veya bunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kuruluşları, bölgesel kuruluşlar ve Bakanlık ilgili kurum ve kuruluşlarda, iş kanununa tabi değişik isim ve pozisyonlar altında kamu işçisi olarak çalışan, kamu görevlileri de bulunmaktadır.
2007 yılında Hükümetin çıkardığı kanunla kamuda çalışan ve en az 6 aylık sigortalı geçmişi olanlar daimi işçi statüsüne veya 657 Sayılı DMK’nın 4.maddesinin B fıkrasında düzenlenen sözleşmeli personel statüsüne geçti. 5620 sayılı kanun ile isteyerek-istemeyerek ya da bilerek-bilmeyerek aynı okuldan mezun olan aynı unvan ve meslekteki kişilerin bir kısmı sözleşmeli personel statüsünde bir kısmı da işçi statüsünde değerlendirildi. Kanun çıktığından beri, bu gruplar arasında 5 senede maaş yönünden ciddi boyutta fark yaşanmış ve büyük miktarda maddi ve manevi kayıplar söz konusu olmuştur. Sözleşmeli statüsünde değerlendirilenler unvanlarını kullanmakta ve çalıştıkları yerlerde şef, müdür, müdür yardımcısı gibi makamlarda bulunmaktadırlar. Buna karşın işçi statüsünde değerlendirilenler ise terfi ve görevde yükselme gibi özlük haklarından faydalanamamaktadırlar.
Üniversiteli işçiler, üniversite mezunu olmalarına rağmen işçi statüsünde olduklarından dolayı kurumlar onları istediği yerde ve pozisyonda işçi olarak çalıştırmakta, bununla birlikte sözleşmeli personeller ise meslek ve unvanının gereği olan müdürlüklerde ve pozisyonlarda çalışmaktadırlar.
Üniversite mezunu işçiler; tayin, nakil, geçici görev gibi özlük haklarından faydalanamadığı gibi, meslekleri ile ilgili toplantılara, seminerlere, eğitimlere yalnızca işçi olduklarından dolayı katılamamaktadır. Bu tip organizasyonlara katılma talepleri, memur olmamaları nedeniyle, kurumları tarafından reddedilmektedir.
Üniversite mezunu işçiler arasında, başka bir kuruma tayin ve atama durumu olmadığından anne ve babalarından, eşlerinden ve çocuklarından ayrı yaşayanlar bulunmaktadır.
Gereken düzenlemeler bir an önce yapılarak, aynı işi yapan kamu görevlileri arasındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, üniversite mezunu işçilerin hak ettikleri memur kadrosuna geçirilmeleri yaşanmakta olan önemli bir mağduriyeti gidermesinin yanında, çalışma barışının sağlanması açısından da olumlu bir gelişme olacaktır.