Yeni bir kumpas mı?
Son dönemlerde Fetö'ye yönelik yapılan operasyonlar sonrası Türkiye'nin dört bir yanından isyan sesleri yükselmeye başladı.
Son dönemlerde Fetö'ye yönelik yapılan operasyonlar
sonrası Türkiye'nin dört bir yanından isyan sesleri yükselmeye
başladı.
Fetöcü olmadığını, aksine Fetö mağduru olduğunu söyleyenlerin
sayısı bir hayli fazla...
Her gün yüzlerce mesaj geliyor.
Örgüt mensupların süreci sulandırmak için mağdur rolüne
soyunduğunu bildiğim için ihraç edilen herkesin masum olduğunu
iddia edecek değilim.
Ancak birilerinin bilerek ve isteyerek masum insanları
"Fetö torbası"na attığı konusunda ciddi
endişelerim var.
Neden böyle düşündüğümü anlatayım.
Ergenekon ve Balyoz operasyonları başladığında, darbecilerden
hesap sorulacağı umuduyla yapılan operasyonlara destek
verdik.
Ancak zaman ilerledikçe, Fetö terör örgütü kendisine
engel gördüğü herkesi "Ergenekon
Torbası"na atıp demir parmaklıkların ardına
gönderdi.
Sonrasını hatırlayın...
Fetö'nün içeri attığı bazı isimler Anayasa
Mahkemesi'ne ve Yargıtay'a başvuruda bulundu. Başvuru sonrası Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne kumpas kurulduğuna hükmedildi. Bu karar,
masumlarla birlikte darbecilerin de elini kolunu sallayarak
hapisten çıkmalarına neden oldu.
Şimdiye dönecek olursak...
Sanki aynı süreci yeniden yaşıyor gibiyiz.
Birileri, Fetö ile mücadale adı altında kişisel hesaplaşma
adına masum insanları "Fetöcü" diyerek ya ihraç ettiriyor, ya da
demir parmaklıkların arkasına attırıyor.
İsyan ve itirazlar yükseldikçe, sürecin bir kez daha, tıpkı
Fetö döneminde olduğu gibi sulandırılmaya çalışıldığı görülüyor.
Bunun da bizzat Fetö'ye mensup kişiler tarafından yapıldığı şüphesi
uyanıyor.
Neden mi?
Çok basit...
Fetö terör örgütü, bizzat kendisinin sulandırdığı Ergenekon
ve Balyoz operasyonları sonucunda içeri attığı herkesin tek tek
dışarı çıktığını yaşayarak gördü.
Hedef, aynı taktiği uygulamak. Amaç, günün birinde tıpkı
Ergenekoncular gibi ellerini kollarını sallayarak cezaevinden
çıkmak!
Bunun için davayı olabildiğince sulandırmaları, suçluların
yanına masumları eklemeleri gerekiyor.
Ve bu konuda hiç sıkıntı yaşamıyorlar.
Çünkü ihraç edilenler listesine eklenenlerden bazıları masum
olduklarını delillerle ispatlıyor.
İhraç edilenler arasında 15 Temmuz gecesi yaralanan gaziler
var. Genelkurmay'ın önünde darbecilerle çatışanlar var. Darbeciler
tarafından araçları delik deşik edilenler var. Tankların önünde
görüntüsü olarlar var.
Hepsi görüntülerde mevcut...
Ve kimileri sadece birilerinin iddiası üzerine ihraç edilip
hapse atılmış. Ortada Fetöcü olduklarına dair 16 kriterden bir
tanesi dahi yok.
Bir örnek...
Kars Kafkas Üniversitesi'nde görevli öğretim görevlisi
Muhammed Şakiroğlu'nun darbe gecesi darbelicelere karşı direndiğine
şahitlik edecek onlarca isim var.
Fetö ile bağlantısı olduğunu gösteren tek bir belge bilgi
yok. Sadece görevli olduğu üniversitede kendisini makam mevki
kavgasından ötürü istemeyen bazı isimler tarafından ihbar
edilmiş.
Kars Cumhuriyet Başsavcısı bu ihbar üzerine Üniversite'ye
Şakiroğlu'nun açığa alınması ve adının Fetöcü listesine
kaydedilmesi için talimat vermiş.
Rektörlük, MİT veyahut Emniyet İstihbarat'tan gelen belgeleri
isteyince Başsavcı, "Siz ismini ekleyin, ben
belgeyi size sonra göndereceğim" demiş. Şakiroğlu,
ismi listeye eklendikten sonra Başsavcı tarafından sorgulanıp hapse
atılmış.
Ancak tuhaf olan şu ki Başsavcı, MİT ve Emniyet
İstihbarat'tan kendisine geldiğini iddia ettiği belgeleri
aylardır rektörlüğe göndermiyor.
Neden?
Çünkü ortada böyle bir belge yok!
Muhammed Şakiroğlu hakkında tek bir kriter, tek bir belge
olmamasına rağmen aylardır hapiste ve sesini kimse
duymuyor.
Bir başka örnek...
Abdurrahman Demirtaş Fetöcü olduğu gerekçesiyle geçtiğimiz
günlerde ihraç edilmiş.
Ancak bana gönderilen belgeler tam tersini
söylüyor.
Şöyle ki...
Demirtaş 17/25 Aralık'ta Fetullah Gülen örgütüne yönelik ağır
hakaretler içeren paylaşımlar yapmış.
Yetinmemiş, 15 Temmuz darbesinde arabasıyla Genelkurmay'ın
önüne gitmiş, arabası darbeciler tarafından kurşun yağmuruna
tutulmuş.
Kendisi yaralanmış.
Hepsinin görüntüsü mevcut ama Abdurrahman Demirtaş ihraç
edilenler arasında...
Elimde buna benzer sayısız belge var. Umudum, Başbakan Binali
Yıldırım'ın kurulacağını müjdelediği 7 kişilik komisyonun bir an
önce kurulması ve masumlara kendilerini aklama imkanı
verilmesi...
Çünkü sürecin bu şekilde devam etmesi, en çok Fetö terör
örgütünü sevindirip umutlandırıyor.