Yönetici atama yönetmeliği ölü doğmuştur!
Yönetici atama yönetmeliği ölü doğmuştur!
Yönetmelik Ölü Doğmuştur!
Uzun süredir beklenen “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları
Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği”, 28.02.2013 tarih
ve 28573 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.
Yönetmelik, başta eğitim sendikaları ve eğitim konusunda kalem
oynatan hemen hemen bütün eğitimciler tarafından tepkiyle
karşılanmıştır. Bu tepkilerin en anlamlı ve en bilimsel
olanlarından biri de, bünyesinde seçkin bilim insanlarını, eğitim
ve yönetim bilimi uzmanlarını barındıran ve eğitim konusunda
bilimsel çalışmalar yapan EYUDER’in (Eğitim Yöneticileri ve
Uzmanları Derneği) yaptığı açıklama ile gösterilen tepkidir.
EYUDER açıklamasında; Yönetmeliğin; Milli Eğitim Bakanlığı gibi
köklü bir kuruma yakışmadığını, kurumu ciddiyet kaybına
uğrattığını, bu yönetmelikle MEB’in birikim ve deneyimlerinin
tamamen kaybolduğunu, Yönetmeliğin uygulamadan uzak hatta
uygulamaya yabancı kişiler tarafından hazırlandığını, akıllara
ziyan yanlışlıklarla dolu olduğunu ve diğer yönetmelikleri
anlamsızlaştıracak, karmaşaya sevk edecek maddeler içerdiğini ileri
sürdü.
EYUDER’e göre Yönetmelikle birlikte, okul kurum tipleri
(A,B,C) kaldırılmış ve tüm kurumlar eşitlenmiştir. Bu
durum, yönetmeliği hazırlayanların, kurum tiplerinin hangi amaçla
sınıflandırıldığını anlayamamış olduklarını göstermekte, hiç
yöneticilik tecrübesi olmayan bir eğitimcinin sınav ve mülakat
başarısı (!) yeterli görülerek komisyonun belirlediği üç adaydan
birini valilik makamının ataması yönteminin, teşkilatlanmadaki
sistemsizliğimizi belgeler nitelikte olduğunu göstermektedir.
Bu şekilde, devlet kademesindeki tecrübe ve devlet
terbiyesi değersiz kılınmıştır.
EYUDER açıklaması şöyle devam ediyor; “Zorunlu yer değiştirmede
belki de bu güne kadar çıkarılan atama yönetmeliklerinde ilk defa
HİZMET PUANI esas alınmaktadır. Bu durum hizmet yılı fazla olan,
doğuda, kalkınmada öncelikli yörelerde hatta köylerde daha uzun
süre görev yapanlar avantajlı konuma getirilmektedir. Bu durum
öğretmenlerin eğitim alma, kariyer yapma arzularını söndürecektir.
İlgili yönetmelikte yönetim alanında tamamlanan yüksek lisans ve
doktora kademelerine verilen puanlar düşürülerek MEB entelektüel
sermayesine ve bireysel gelişime verdiği değeri(!) belgelercesine
bir tutum ortaya koymuştur. MEB akademik gelişmelerini
teşvik edici uygulamalar yerine, süreci zorluklarla tamamlamaya
çalışılan birikim sahibi eğitimcileri küstürmüş, “kariyer ve
liyakat” sürecindeki gelişme adımını lisansüstü eğitimde değil,
vicdani kabul görmeyen sözlü sınav yapacak komisyon üyelerinin
vereceği puanlara bırakmıştır. Yayımlanan yönetmelikle müdür
başyardımcılığı yöneticilik kadrosundan çıkarılmıştır.
Kurumlarda kaldırılacaksa müdür başyardımcılığı ihtiyacı varsa
tanımlanmalı yoksa tamamen kaldırılmalıydı. Zira yayınlanan
yönetmelikte müdür başyardımcılığının görevlendirme kriteri
belirlenmemiştir. İl milli eğitim müdürünün ve valiliğin onayı ile
yapılacak atama kurum içi çalışma barışını da bozacaktır. Kurucu
müdürün hâlihazırda müdür olması ve kendi görevine ek olarak bu işi
yürütmesi eskiden bir teamüldü ve bunda amaç tecrübeli bir
yöneticinin yeni açılan bir okulun temellerini ve yapısını sağlam
çatmasını sağlamaktı. Fakat Kurucu müdürlük bir geçim kapısı
oldu.
Şöyle ki; puanların gıdım gıdım verildiği ek 1 formunda kurucu
müdürlüğe 10 puan verilmesi, atamalarda avantajlı duruma geçirilmek
istenen adayları önce kurucu müdür olarak görevlendirilmesi yolunu
açmıştır. Hiç müdürlük, hatta müdür yardımcılığı yapmamış
bir kimsenin kurucu müdür olarak görevlendirilmemesi gerekir.
Yayımlanan yönetmelikte sınav ve atama takvimi net
belirtilmemiştir. Sınav takvimi belli olduğu halde eğitimcileri
mağdur eden idareye takvimsiz bir yönetmelik bırakmak manidardır.
Sözlü komisyonda İl milli eğitim müdürlüğünden üç bürokratın olması
gereksizdir. Yönetmeliğin genel ruhu adil ve şeffaf
değildir ve müdür başyardımcılığı ve isteğe bağlı yer değiştirmeler
başta olmak üzere TALEP yerine TEVDİ usulü ön plana çıkarılmıştır.
Bundan böyle birilerinin bir yerlere atandığını (ya da kimin nereye
atandığını) kamuoyu ancak tesadüfen öğrenebilecektir. Yeni
yönetmelik bu haliyle beklentileri karşılamamış, tartışmaları
bitirememiş aksine ilk günden yeni tartışmaların doğmasına yol
açmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı
yönetici atama yönetmeliğinin yönetici atamadaki sistemsizliğimizin
belgesidir ve hangi amaca hizmet edeceği aşikârdır. Geçmiş on
yıllık süreçte yöneticilerimizin mahkeme yoluyla elde etmeye
çalıştıkları hakları ve yaşadıkları mağduriyet hafızalardayken bu
yönetmeliğin yayınlanması tarihi tekerrür
ettirecektir…”
Bütün bu eksiklik, çelişki ve anlamsızlıkların yanında, eskiden
okul-kurum yöneticiliği ve taşra teşkilatı yöneticiliği yapmış
eğitim yöneticilerinin, eski yönetmelikle kazanılmış hakları olan
yeniden atanma ve alt görev isteme hakları, bu yönetmelikte böyle
bir düzenlemeye yer verilmeyerek belirsizliğe bırakılmış ve
ellerinden alınmıştır.
Bu konuda çelişkili bir durum da ortaya çıkmıştır. Şöyle ki; 'Millî
Eğitim Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği
Yönetmeliğinin, “Görev arası geçişler” başlıklı 25.maddesinin,
6.fıkrasında “Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği, Bakanlık
müşavirliği, eğitim müşavirliği, Bakanlık başdenetçiliği,
Bakanlık denetçiliği, il eğitim denetmenliği ile şube müdürü ve
daha üst unvanlı görevlerde asaleten geçirilen süreler (A) tipi
eğitim kurumu müdürlüğünde geçmiş sayılır.” hükmü yer
almaktadır.
Bu hükme göre örneğin, daha önce bu maddede sayılan üst yöneticilik
görevlerini yapmış kişiler, yine maddede sözü edilen (A) tipi
eğitim kurumu müdürlüğüne başvuru yaptığında, idare ilgiliye nasıl
bir cevap verecektir?
Bir yönetmelikle verilen bir hak, başka bir yönetmelikle
yok sayılmaktadır. Durumun garabeti ortadadır.
Yazımı, EYUDER’in yaptığı açıklamadaki çağrıyla tamamlamak
istiyorum.
“Dernek olarak Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI’dan talebimiz,
eğitimcilerin vicdanında kabul görmeyecek olan bu yönetmeliğin
derhal yürütmesini durdurarak, 2011 sınav sonucuna göre atamanın
yapılmasıdır. Ayrıca İnsan Kaynakları Genel Müdürü başta
olmak üzere, yönetmeliği hazırlayan ekibe hesabı sorulmalı ve tüm
tarafların temsilcileriyle birlikte yeni bir yönetmeliğin
çalışmalarını başlatarak, Türk Milli Eğitim Sitemine eğitimcilerin
vicdanında kabul gören bir yönetici atama sisteminin temelini
atmasını diliyoruz.”